22 Kasım 2024
  • İstanbul11°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara14°C
  • İzmir18°C
  • Berlin2°C

DEVLET Mİ ÇETE Mİ

Roni Margulies

12 Ekim 2011 Çarşamba 16:45

Kurulduğu günden bu yana çeşitli toplumsal, etnik ve siyasal kesimlere karşı asabı hep bozuk olan, çoğu zaman hukukla izahı mümkün olmayan istiklal mahkemeleriyle, tenkillerle, te'diblerle, idamlarla ve sürgünlerle otoritesini göstermeye çalışan devlet mekanizmasının aslında gösterdiği şey, hukukla ve meşruiyetle arasının ne kadar soğuk olduğudur.

Bir devlet kurulduğu ilk yılların olağanüstü koşullarındaki davranışlarını 80 yıl sonra da gösteriyor ise ya kuruluş felsefesinde bir sorun vardır ya yöneticilerinin hukukla arası h
oş değildir ya da her ikisidir.

Bu cümleleri MAZLUMDER’in geçen hafta yayımlanan İfade ve Toplu Eylem Özgürlüklerinin İhlali Hakkında Araştırma-İnceleme Raporu’ndan aldım.

Raporun yazarı, derneğin Batman Şube Başkanı Murat Çiçek. Son yıllarda tanışmaktan en büyük tat aldığım birkaç kişiden biri. Sadece siyasî duruşu ve cesareti nedeniyle değil, tanışmamızın ilk dakikalarından itibaren eski bir dostla konuşuyormuş hissine kapıldığım ve bu his sonra doğrulandığı için.

Rapor, dernek başkanı Ahmet Faruk Ünsal’ın belirttiği gibi, “Zoru hangi kriterlere göre kullandığına bağlı olarak adı devlet veya çete olabilen bu aşkın mekanizmanın devlet haysiyetine sahip olabilmesi için yapması gerekenleri, ifade özgürlüğünün en temel kullanım şekillerinden olan toplu eylem özgürlükleri ve siyaset yapma hakkı özelinde, birinci el tanıkların ifadeleri ve gözlemlerine dayalı olarak ortaya koyuyor.

Şöyle noktalıyor sözlerini Ünsal: Çözüm önerilerini yetki sahiplerinin dikkatine sunarken, çağrımızı bir kez daha yüksek sesle ortaya koyuyoruz: Seçim sizin, ya devlet olacaksınız ya çete.

Raporun konusu hakkında bir yanlış anlama olmasın. İfade ve toplu eylem özgürlükleri hakkında soğuk ve soyut analizler içerdiği sanılmasın.

Rapor, aslen Kürt sorunu hakkında.

Çözüm taleplerinin veya Kürt sorununa ilişkin sistem muhalefetinin toplumsal gösteriler aracılığıyla ve sivil itaatsizlik eylemleriyle yapılması, geçmişin çatışmalı ortamlarına göre aslında daha ideal iken, bu gösterilerin aşırı polis tacizine ve sert müdahalelerine uğraması, gösteri yapanlar hakkında sayısız davalar açılıp cezalar verilmesi.. açıkça gözlemlenmektedir. Muhalif siyasî faaliyetler, toplantı, gösteri ve basın açıklaması gibi etkinliklerin birer özgürlük alanı olduğu gerçeğinin bir türlü yerleşemediği Türkiye’de ‘eşkıya şehre indi’ algısı.. Kürt Sorunu’nun çözümü açısından ileriye dönük tehlikeli mecralar yaratmaktadır.

AK Parti meseleyi çözmek üzereydi ki, PKK barışı engelledi diye düşünenler, bu yaz PKK “durup dururken” niye şiddetin dozunu yükseltti diye merak edenler, bu raporu okusa yeter.

Raporu hazırlarken Murat’ın görüştüğü çok çeşitli kişiden biri de tiyatro sanatçısı, 23 yaşında Çiçek Tekdemir:

“G
ünün birinde içinde bulunduğum minibüs durduruldu ve kimlik kontrolü yapıldı. İfade vermem gerektiğini söyleyerek Emniyete götürdüler. Terörle Mücadele Şubesi’nde, sen ‘Oramar adlı şarkıyı söylemişsin, bu şarkıyı söylediğin için terör örgütünün propagandasını yapmışsın, o yüzden buradasın dediler. Öyle bir şarkıyı okumadığımı çok iyi bildiğimden avukatım geldikten sonra ifademde de belirttim. Ben müzik etkinliklerinde sadece erbane çalarım, erbane grubundayım, şarkı söylemem dedim. Gerçekten de şarkı söylemiyorum. Tiyatrocuyum ve bazı konserlerde erbane çalmayı seviyorum, o kadar.

İfademden sonra savcılık beni tutuklamaya sevk etti
, ancak mahkeme serbest bıraktı. Dört gün sonra polisler yine geldi ve itiraz üzerine tutuklandığımı söylediler. Direkt cezaevine gönderildim. İlk mahkemede neyle suçlandığımı sordum. Bir baktım ki her biri farklı tarihte olan sanat etkinliklerim beş altı soruşturmaya konu olmuş ve birleştirilmiş.

Yine birleştirilen bir soruşturmamda saçma bir suçlama daha oldu. Açılan dava yine terör örgütünün propagandasını yapma suçundanmış. Ben yine mahkemede suçumu sordum, bana
slogan atmışsın dediler. Bunun üzerine CD getirin dedim, ben slogan atmadım. Slogan attığıma ya da yasaklı bir şarkı söylediğime dair bir delil varsa kabul ederim dedim. Baktılar ki CD görüntülerinde hiçbir şey yok, dediler ki sen sloganlara erbane ile ritim tutmuşsun! Dolayısıyla suça karışmışsın.

Toplam dört ay cezaevinde kaldım.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.