20 Mayıs 2024
  • İstanbul16°C
  • Diyarbakır23°C
  • Ankara20°C
  • İzmir25°C
  • Berlin17°C

DEVLET BU, BOŞ BIRAKMAYA GELMEZ

Hayko Bağdat

14 Mayıs 2014 Çarşamba 07:57

 Bizim devlet geleneğimizi hafife almayın. 

Tarihimiz, 700 yıllık bir tecrübe ile sabit olan bazı veriler sunuyor bize.

Bu devlet boşluk kaldırmaz arkadaşlar.

Tarih boyunca bırak sadrazamı, veziri, kendi oğullarını, kardeşlerini öldüren padişahlar bu eylemlerini gaddar ve cani oldukları için gerçekleştirmediler.

Bundan büyük bir zevk alarak davranmadılar.

Mutlak iktidar olabilmenin en büyük koşulu istisnasız çevrelerindeki her alanın tek sahibi olmaları ile mümkündü.

Yüce devletin istikbalinin garantisi buydu ve devlette çift başlılık affedilemezdi.

İktidara talip olanın katli vacip olsa da bu hâl iktidar olduğu âna kadar geçerliydi.

Bir şehzadenin hayatta kalabilmek için yapabileceği yegâne eylem padişah olmaktı.

Sonrasında ise kendi haleflerine reva göreceği zulüm devlette devamlılık için elzemdi.

Tarih, devlete sahip olmayı deneyip de başaramayanları hain, başaranları kahraman olarak kayda geçti.

Mutlak iktidarı paylaşmama gerekliliği Cumhuriyet döneminde de devam etti.

Rejimin ayakta kalabilmesinin en önemli sigortası devletin her kademesine “bizim çocuklar”ın sahip olmasıyla mümkün kılınabilirdi.

Çünkü “bizim çocuklar” aydın, çağdaş, ilerici ve demokrattı.

Haddini bilmeden devlete talip olmaya kalkan gerici, bölücü, karşı devrimcilerin hakkından gelmek için yargısı, askeri, polisi, bürokratı hep bizimkilerin denetiminde olmalıydı.

O çocuklar sonradan hepimizin canına okudular.

Ardından “haddini bilmeden devlete talip olanlar”dan bazıları iktidar oldu.

Teamül aynen devam etti.

Yakın tarihin işlediği bütün suçların müsebbibi olan eski devletin tasfiyesi şarttı.

Onların varlığının yarattığı tehdit büyüktü.

Ne de olsa onların yerine geçecek yeni “bizim çocuklar” sabıkasız, imanlı, adil ve dürüstlerdi.

Hâliyle vatandaşın menfaati için devletin tüm birimlerinin ele geçirilmesi hayırlara vesile olacaktı.

Kadro, eğitimli Cemaat üyelerinden seçildi.

Ergenekon’dan boşaltılan alanlara imanlı altın nesil atandı.

Eski devletin esamisi okunmaz olunca savaş ânında ihmal edilen kadim teamül hemen devreye giriverdi. Devlette çift başlılık affedilemezdi.

Seçilmişler, ihtiyaç hâsıl olunca kendi elleriyle devleti teslim ettikleri bürokratların tasfiye zamanının geldiğine karar verdiler.

Şimdi yine yeni “bizim çocuklar”dan oluşan kadrolarla devleti nizama sokmanın zamanı gelmişti.

Devletin tüm kademelerinde kıyım başladı.

Bugünlerde vatana ihanetten, devletin bekasından, hainlerin varlığından bahsedilmesi bundandır.

Mutlak iktidar olanların “katli vacip” olanlar için hazırladıkları cadı avları, MİT yasaları, HSYK düzenlemeleri, iletişim yasaklamaları falan da bundandır.

Bu ülkede ya padişah olursun ya da hain.

Geleneğimiz alternatif bir yönetim biçimi sunmuyor bizlere.

Devleti teslim edeceğimiz “bizim çocuklar” bazen aydın, çağdaş, ilerici ve demokrat oldukları için seviniyoruz.

Bazen de imanlı, namaz kılan, adil ve dürüst hâllerinden medet umuyoruz.

Fakat unutuyoruz.

Esasında hep devlet bizim çocukları ele geçiriyor.

Ve bu devlet asla matah bir hâle dönüşmüyor.

Zulüm sabit kalırken zulmedenin şapkasının rengi değişiyor.

Bizim çocuklar zamanla canavarlaşıyor.

Bu yazı için anlatımda tekrara düşülmüş eleştirisi yapmayın sakın.

Tekrar eden yazının kurgusu değil, makûs talihimizdir. 

Not.El emeği ile ağaca hayat veren bir mobilya sanatçısıydı Berç Hagopyan. Genç yaşında, hepimizin ihmal ettiği hâliyle kaybettik onu. Cenazesi 16 Mayıs Cuma, saat 11:30’da Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi’nden kalkacak.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.