23 Kasım 2024
  • İstanbul6°C
  • Diyarbakır17°C
  • Ankara16°C
  • İzmir18°C
  • Berlin3°C

DEV SORUN: JANDARMA...

Ali Bayramoğlu

07 Mart 2012 Çarşamba 06:57

Siyasetin "askerden ve askeri olandan arındırılması" çabası şüphe yok ki, Türkiye'nin son 10 yılına damga vurdu.

Mevzuat değişiklikleri, Ergenekon, Balyoz türü davalar üzerinden yürüyen adli süreçler bu açıdan önemli rol oynadılar, oynamaya devam ediyorlar.

Demokratik düzeni tesise yönelen "arınma"lar önemlidir...

Demokrasi hedefi bu arınma ve tasfiyelerin hem hukuki bazda hem yeni ve demokratik bir kurumlaşma dalgası içinde hayata geçirilmesini gerektirir. Aksi halde değişim yüzeysel olur, konjonktürel kalır.

"Demokratik kurumlaşma"dan kasıt, söz konusu olan sivilleşme süreciyse, "yeni bir ordu ve asker konsepti" kadar, sivil ve askeri alanların keskin ayrımı, askeri alan ve olanın siyasi iradeye bağımlılığı ve mutlak denetimine ilişkin şeffaf kurallardır.

Türkiye bu açıdan yolun henüz yarısındadır.

Bunu, acil hukuki tashih ihtiyacı göstermekle birlikte demokrasi açısından önemini olduğu gibi koruyan Ergenekon, Balyoz gibi adli süreçler açısından söylemiyoruz. Aynı zamanda ve özellikle gerek idari tasarruf gerek yasama faaliyeti düzeyinde atılması gereken adımlarla ilgili olarak ifade ediyoruz.

Jandarma meselesi bunlardan birisidir...

Birkaç gün önce gazetelerde yer alan kimi haber ve yorumlar, bu teşkilatın tümüyle İçişleri Bakanlığı'na bağlanacağını söylüyordu.

Lale Kemal'in Taraf'taki şu satırları bunlardan birisiydi:

"Terörle mücadelede Jandarma Genel Komutanlığı'nın, valilerin talimatları doğrultusunda faaliyet göstermeleri politikası benimsenmişti. Ancak, JGK'nın, fiilen TSK'ya bağlı olması, bu askerî kolluk biriminin ne ölçüde valinin talimatlarına uyacağı ve uyduğu konusunu da gündeme getirmişti. Nitekim, geçen yıl 28 Aralık'ta, Uludere'de 34 vatandaşın PKK'lı sanılarak F-16 jetlerinin bombardımanı sonrasında ölümüyle sonuçlanan olayın ardından basına konuşan Uludere Kaymakamı Naif Yavuz'un, 'İlçenin mülki amiri olarak bana iletilmiş bir bilgi yok. Sadece şahsi temaslarımdan edindiğim bilgiler var. Olayla ilgili askerler bana bilgi vermedi' yolundaki sözleri, jandarmanın, Başbakanlık talimatına rağmen eski alışkanlıklarını sürdürdüğünü ortaya koyan son gelişme oldu. Dolayısıyla, JGK'nın, İçişleri Bakanlığı'na bağlanması, hem iç güvenlikteki zaafiyeti ortadan kaldırmak hem de demokratikleşme adına elzem hale geldi..."

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise, "Bakanlar Kurulu'nda görüşülmedi. Ancak merak ettiğim için hem İçişleri hem Adalet hem Milli Savunma bakanlarına sordum. Böyle bir talebin olmadığını üzerinde de çalışma yapılmadığını söylediler..." diyordu...

Gelişmeler Arınç'ın söylediği istikamette olsa dahi, jandarma meselesi önümüzdeki dönemde "sivilleşme" çerçevesinde şu ya da bu şekilde siyasetin gündemine gelmek zorundadır.

Malum, Jandarma iki işlev yerine getirir. Asayiş işlevi açısından İçişleri Bakanlığı'na sorumlu olarak çalışır, askeri işlevi açısından ise Silahlı Kuvvetler'in parçası olarak faaliyet gösterir.

Temel ve acil sorun bu teşkilatın asayiş işlevi açısından karşımıza çıkar. Jandarma kırsal alanda asayiş görevi yapmakta, kendi görev alanının dışına çıkma eğilimi taşımakta, en önemlisi kanunun emrine rağmen mülki amirlere tam bağlı çalışmamaktadır Örneğin ilgili kanunun emrettiği yönetmelik askerin direnciyle çıkarılmadığı için, il ve ilçelerde jandarmanın sicil amiri vali ve kaymakamlar değildir, Silahlı Kuvvetler'dir.

Bu durum açıktır ki, EMASYA gibi protokollerin somut olarak düzenlediği üzere iç güvenlik ve asayiş alanının sivil ve asker olmak üzere iki ayrı merkez tarafından yönetilmesini, asayiş işlevinde kendiliğinden bir askerileşmeyi ve doğal olarak JİTEM, Pelitli örneklerinde olduğu gibi karanlık noktaları ve kaçakları üretmektedir.

Siyasi iktidar bu meselenin üzerine idari tasarruf yoluyla gidebilir...

Ve hızla gitmelidir...

Diğer yüz, askeri işlevin düzenlenmesi ise, yeni bir kurumlaşma çerçevesinde, Anayasa değişikliğiyle birlikte düşünülmelidir...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.