23 Kasım 2024
  • İstanbul8°C
  • Diyarbakır17°C
  • Ankara15°C
  • İzmir19°C
  • Berlin3°C

DERİN DEVLET KAÇIYOR MU?

Özgür Mumcu

16 Temmuz 2014 Çarşamba 08:11

90’lı yıllarda işlenen liste cinayetleri hakkında bir dava var. Geçen hafta Ankara’da ikinci duruşması görüldü. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in ellerinde PKK’ya destek verenlerin listesi olduğunu açıklamasını takip eden 19 cinayet davanın konusu.

Bir tutuklu sanığı bile yok davanın. Son tutuklu sanık, eski özel harekatçı Ayhan Çarkın geçen hafta tahliye edildi. Çarkın tahliyesinden sonra “Devlet eğer bir şey yapacaksa, bana ruhsatlı silah versin, vermiyorsa da Allah o devletin belasını versin” dedi.

19 cinayet hakkında açılan dava da bir kişi bile tutuklu değil. Aynı yargı sistemi poşu davasında Cihan Kırmızıgül’ü, Odatv davasında Ahmet Şık ve Nedim Şener'i ve daha nicelerini sudan sebeplerle senelerce tutuklu yargıladı. Burada ise bırakın tutuklu yargılamayı, sanıkları duruşmalardan da vareste tutuyor.

Davanın savcısı, sanıkların duruşmalardan vareste tutulmaları için yaptıkları başvuruyu kabul etti. Kabul gerekçelerinden biri müdahil avukatların niyetinin sanıkları “tahkir ve tezyif etmek” olması. Müdahil olanlar kim? Bu cinayetlerde yakınlarını yitirenler. Yani savcı cinayetlerde yakınlarını yitirenlerin sanıklara hakaret etmeyi amaçladıklarını düşündüğünü belirtmiş oldu.

Bir diğer sebep ise Ayhan Çarkın’ın iddialarının soyut olması, cinayetlerin 20 sene önce gerçekleşmesi sebebiyle dava dosyasına yeni delil girmeyeceği. Benim favori gerekçem ise Ayhan Çarkın’ın iddialarının ispatlanamaması halinde sanıklara karşı iftira suçunun işleneceği.

İşte bu gerekçelerle savcı mütalaasında sanıkların duruşmalardan vareste yani bağışık tutulmasını kabul etti.

Müdahil avukatların amacı sanıkları “tahkir ve tezyif” etmek mi? Hayır, amaçları çapraz sorgu yaparak olayların aydınlatılmasını sağlamak. Cinayetlerle ilgili ayrıntıları onlardan daha iyi bilen yok.

Dava dosyasına yeni delil girme ihtimali yok mu? Hayır var. O yönde karar alınmasına rağmen hala elektronik ortama aktarılmamış 130 klasörden bahsediyoruz. Cinayetler teker teker incelendiğinde yeni deliller elbette gelecek. Mesela MİT’in eski daire başkanlarından Mehmet Eymür’le yine eski MİT elemanı Tarık Ümit’in konuşmaları daha yeni ortaya çıktı. Başka bir örnek. Yusuf Ekinci cinayetinde kullanılan silah Uzi’ydi. O dönem Uzi sadece Özel Harekat’ta mevcuttu. Bu sebeple müdahil avukatlar ilk celsede Özel Harekat’ta kayıtlı tüm Uziler'in balistik kayıtlarının dosyaya celbini geçen celse talep etti. Bu geldiğinde yeni delil olmayacak mı? Dosyaya eklenmeyecek mi? Dosyalar elektronik ortama aktarıldıktan sonra her cinayet için bir çok delil ortaya çıkacaktır.

Bu listeyi MGK’ya getiren dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe’nin yine dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in ifadeleri alınacak mı? Çiller’in eski danışmanı Memduh Bayraktaroğlu 2006 senesinde yayınladığı kitabında bu listeden ve cinayetlerden bahsediyor? Onun ifadesi alınacak mı?

İddianameyi hazırlayan savcı neden görevden alındı?

Sanıklar duruşmalara gelmesin müdahil avukatlar onlara hakaret eder, hem Çarkın’ın iddiaları çok soyut ispat edilemezse sanıklara iftira edilmiş olur ayrıca dosyaya yeni delil girmeyecek diye başlayan bir davadan ne kadar umutlu olmalıyız?

Var mıdır bir cevabı olan?

Dava hakkında daha önce iki yazı yazmıştım, ilgilenenler bakabilir:

http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ozgur_mumcu/liste_cinayetleri-1066207
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ozgur_mumcu/derin_devlet_mi_aramistiniz_orada_duruyor-1201416

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.