DENİZ VE BAŞBAKAN...
Bülent Tekin
18 Mayıs 2012 Cuma 08:15
Başbakan paşaların destekçiliğini yaparak vesayete canlılık veriyor
Oğlumun bir kızı var: Sevim Deniz. Ne çok severdi beni? Ta Gazianteplerden beni her gün arardı (bakıcısına aratırdı). Çarşıda olduğumu bir söylemeye göreyim? Kıyameti koparırdı. Eve dönünceye kadar beni rahatsız eder, arar dururdu. “Eve geldin mi dede?” derdi. Ona yaptığım şaklabanlıklardan çok hoşlandığından (çünkü ona masal ve hikâye anlatırım) “Artık ben babamla evlenmeyeceğim, dedemle evleneceğim” demeye başlamıştı. Derken Deniz’in bir günde huyu değişti. Artık bizi aramaz oldu, telefonlarımıza çıkmaz oldu. Israrla konuşma isteğimizi telefonda reddediyor, bize hakaretlere varan sözler söylüyor. “Konuşmam!” diyor. “Sevmiyorum sizi (seni)!” diyor. Ben çok üzülmeye başladım. Sarı saçlı, bembeyaz yüzlü, yeşil gözlü melek görünümünde o minnacık yavrunun sözlerinden alınmaya başladım. Sözler bana yaşıtım gibi ağır geliyor. O öpücüklerini, sarılmalarını bir daha yapmayacak diye korkuyorum. Evet, Saadet Hanım (eski bakıcısı) gittiğinden beri Deniz’in durumu böyle.
Ben bunu Başbakan’ın son ruh hali için anlatmak istedim. Son zamanlarda bir iki ameliyat geçirdi Başbakan. Denir ki, ameliyat sonrası kişilerde buna benzer tavır değişiklikleri olurmuş. Bir arkadaşım var, ameliyat sonrası çok sinirli ve stresli oldu. Acaba diyorum “ameliyat sonrası”nda Başbakan’da bir değişiklik mi oldu? Tıpkı Deniz gibi, hiç hoşlanmadığım bir tavır göstermeye başladı. Deniz’i çok önemsiyorum. Tek torunum ve bir kız çocuğu. Belki de bundan olacak? Ama Başbakan için ne hissetmeliyiz? Benim bir yakınım (akrabam) değil, çok tuhaf şeyler söylüyor. Hiç tasvip etmediğim, katılmadığım şeyler. Bir yakınım olmadığı için acaba onu önemsememeli miyim? Hadi ben önemsemeyeyim ama yetmiş milyon var? Onlarda mı duymazlıktan, görmezlikten gelsinler, bu olabilir mi?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 28 Şubat soruşturmasındaki gözaltı dalgaları için tepki verdi: “Bu dalgalar ülkeyi boğuyor!” Yani operasyonu sonlandırın artık, bu işin üstüne öyle çok gitmeyin, üstünü kapatın, demek(tir). Yargıya talimat (emir) veriyor Başbakan. Bir uyan olursa 28 Şubat soruşturması alelacele sonlandırılacak anlaşılan. Bu tavrıyla 28 Şubat darbecilerine destek veren Başbakan acaba 28 Şubat ürünü olmanın bedelini mi ödüyor?
Bazı yazarları (Bekir Coşkun) beğenmesek de, paşaları onlara karşı dava açmaya davet edemeyiz. Başbakan Paşaların ve Genelkurmay’ın (TSK) her türlü destekçiliğini yaparak askerî vesayete yeniden canlılık veriyor. Bu bizim meselemiz değildir. Eğer bir suç varsa, herkes hakkını arayabilir. Ama bizimkisi paşalara eski alışkanlıklarını kazandırmak isteyen bir başbakan görünümünde(dir). Tuhaf şeyler söylüyor Tayyip Erdoğan, çok tuhaf!
Başkanlık sistemi için Başbuğ Alparslan Türkeş’in 9 Işık’ına sarılıyor: “Tek Başkan, tek Meclis!” Oysa 9 ışık nasyonal sosyalist bir programdır (ideolojidir). Adolf Hitler’in nasyonal sosyalist görüşlerinden esinlenmiştir. Zaten Başbuğ /Führer/Duçe birer faşist tek şef unvanları değil midir? Başbakan bir tuhaf oldu. Bu gidişle Deniz’in sempatisini bile kaybedecek. (Deniz, üç yaşında olmasına rağmen yıllardır AKP’nin seçim şarkısını söylüyor. “Hangi partilisin?” sorusuna, “AK Parti!” diyor. Tabii onun bu lafazanlığına herkes gülüyor.) Ben torunum Deniz’in tavırlarından rahatsızım ama ona ne olduğunu biliyorum. Başbakan’a ne oldu? AKP’lilerden demokrat olan yok mudur?
Başbakanın bu tavırlarından rahatsız olan yok mu?
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.