DEMİRTAŞ OLAYI: ‘YENİ’ TÜRKİYE’YE ‘ESKİ’ ÂDET
Ruşen Çakır
11 Aralık 2014 Perşembe 13:53
DÜNKÜ yazımı “Siyasi iktidar ve onun destekçileri kendisine vurdukça Demirtaş daha da güçleniyor” diye bitirdim. Bugün için bambaşka bir yazı yazmayı planlıyordum, ancak konunun bereketli bir şekilde gelişmesi nedeniyle, en azından neden böyle düşündüğümü biraz açmak istedim.
Öncelikle, 17 Aralık öncesinde Kürt siyasi hareketini (KSH), “Neden Gülen Cemaati’ne düşmanlık yapıyorsunuz?” diye sorguya çekmeye kalkanların, bugün “Neden Gülen Cemaati’ne düşman değilsiniz?” meydan okumasıyla ortaya atılmalarının hiç ama hiçbir değeri yok. Zira kendilerine ait olduğunu düşündükleri bu Cemaat düşmanlığı gerçekte başkalarının düşmanlığı. Yani yarın Gülen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı üstünlük elde ederse (ki pek mümkün gözükmüyor) aynı kişilerin çoğunun bu sefer Erdoğan düşmanı kesileceğini hepimiz (en çok da bizzat kendileri) biliyoruz.
Daha önemlisi KSH ile Cemaat arasındaki “düşmanlık” öyle bir-iki milletvekilinin Pennsylvania ziyaretiyle “dostluk”a dönüşebilecek bir şey değil. Hele Cemaat’in 17 Aralık sonrasında hükümete karşı stratejisini, büyük ölçüde çözüm sürecinin İmralı/Kandil ve kısmen de HDP üzerinden yürütülmesine itiraz temelinde geliştirdiği düşünülürse. Bu konuda, Cemaat ile irtibatlı oldukları düşünülen, görevden alınmış, tutuklu veya kızaktaki emniyet ve yargı mensuplarının “Tam PKK’yı yeniyorduk, AKP elimizden kurtardı” şeklinde özetlenebilecek, hiçbir inandırıcılığı olmayan feryatlarını örnek gösterebiliriz.
İSLAMİ HAREKET ÖRNEĞİ
Neden “Hükümet vurdukça Demirtaş’ın gücü daha da artıyor” diye düşündüğüme gelince: Eğer bir siyasi hareket, belli ve güçlü bir toplumsal taban üzerinden yükseliyor ve sistemli bir şekilde ilerleme kaydediyorsa, bu hareketin ve onun öne çıkan isimlerinin, siyasi iktidarın saldırılarıyla engellenmesi pek mümkün olamaz. Bu konuda ülkemizdeki en çarpıcı örnek, genel olarak İslami hareket, özel olarak da Milli Görüş hareketi ile bir şekilde onun uzantısı olan AKP ve tabii ki Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Ruşen Çakır'ın yazısı
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.