22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara12°C
  • İzmir17°C
  • Berlin1°C

DARBE VE BARIŞ...

Ali Bayramoğlu

17 Temmuz 2016 Pazar 09:25

14 yıldır Yeni Şafak Gazetesi'nde yazıyorum. Gazeteye geldiğim ilk gün tanıdığım, muhabbet beslediğim sevgili Mustafa Cambaz'ın dün Çengelköy'de darbeciler tarafından öldürüldüğü haberini aldım. Mustafa'yı genç yaşta kaybettik. Ne var ki, o, Erol Olçak ve diğerleri gibi, demokrasi şehitleri arasında, tarihin ak sayfalarında yerini alarak bu dünyadan göçtü. Ona Allah'tan rahmet diliyor, katillerine lanet ediyorum.

Dün gece Türkiye büyük badire atlattı.

Sivillerin üzerine ateş açıldı, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı bombalandı, Özel Hareket Merkezi, MİT hedef alındı, Jandarma Genel Komutanlığı işgal edildi, Genelkurmay Başkanı ve iki kuvvet komutanı rehin alındı.

161 kişi hayatını kaybetti.

Bunu yapan kim?

Tüm açıklığıyla ortada:

2010'dan beri “otonom yapı" olarak adlandırdığım, Ergenekon, Balyoz süreçlerini kirleten, 2012 MİT, 17-25 Aralık 2014 darbe girişimlerine kalkışan, devletin içine yuvalanmış, onu ve düzeni ele geçirmeye çalışan Türk Opus Dei'si Gülen cemaatinin askeri kanadıdır.

Birkaç gün önce yapılan, ilk ordu içi paralel yapı soruşturmasında adı geçen iki tümamirali de eklersek, darbe girişimiyle ilgili cemaat mensubu olduğu varsayılan 30 general/amiral gözaltına alındı veya tutuklandı. Eski Hava Kuvvetleri komutanı Orgeneral Akın Öztürk'ü de bunlara eklemek gerekir.

Bu sayının artacağına şüphe yoktur.

31 rakamı (1 or, 1 kor, 6 tüm, 23 tuğ) Türk ordusunun general ve amirallerinin yaklaşık yüzde 10'una işaret eder.

Bunun yanında Silahlı Kuvvetler'de dün itibariyle darbe girişimine karışmış rütbeli gözaltı sayısı 1.500 civarında...

Durumun vahameti göstermek bakımından darbe girişimi sonrası 10 Danıştay, 5 HSYK, 150 Yargıtay üyesi hakkında işlem başlatıldığını, 2745 hakim açığa alındığını, eklemek gerekir mi?

Dün altını çizdim, tekrar etmek isterim, darbe girişimi üç hayra vesile olmuştur.

İlki darbe girişimi karşında TBMM'nin, tüm siyasi partilerin, sivil örgütlerin, siyasi iktidarın, basının gösterdiği demokratik dirençtir. Türkiye'deki sivilleşme süreci eksikliklerine rağmen son 15 yılın ön önemli gelişmesiydi. Bu gelişme, gerek asker zihniyeti açısından, gerek toplumsal ve siyasal direnç açısından 15 Temmuz gecesi taçlanmıştır.

İkincisi cemaatin vahim ve ölümcül yüzünün içeride ve dışarıda gerekçesiz, bahanesiz tümüyle açığa çıkmasıdır.

Üçüncüsü, bu yapının bu girişimle ordu içinde kendisini tümüyle afişe etmesi ve köklü bir temizliğin başlayacak olmasıdır. Temizlik, elinde silah gücü olan yasal kılıflı zorba unsurların yarattığı ve yaratacağı tehlikenin bertaraf edilmesi demektir.

Devlet çeperinde daha önce başlatılan temizliğin hız ve meşruiyet kazanacağı, darbe girişi sonrası ilk adımlarla ortaya çıkmıştır.

Bu çerçevede dört temennim var:

-Cemaatle mücadele tüm siyasi partilerin destek vereceği bir temizlik ve yeniden yapılanma programı oluşturulmalıdır.

-Tasfiyelerde hukukiliğe azami özen gösterilmelidir.

-Kimi istisnalar dışında, basının darbe girişimi karşısındaki dik duruşu, meşru siyasi iktidarın etrafında kenetlenmesi, iktidar-basın ilişkilerini düzeltecek, basın özgürlüğü alanını genişletecek bir vesile olarak kullanılmalıdır.

- Darbe girişiminin ortaya çıkardığı demokratik konsensüs, toplumsal ve siyasal gerginliği azaltama ve barış fikrini besleme istikametinde devam ettirilmelidir.

Bunlar pek ala mümkündür...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.