22 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Diyarbakır11°C
  • Ankara16°C
  • İzmir19°C
  • Berlin2°C

'DAĞ KADROSU İMHA EDİLMELİ...'

Oral Çalışlar

12 Ağustos 2011 Cuma 07:13

Bu ülkenin 'yaşam senaryosu'na ihtiyacı var. 27 yıllık çatışma gösterdi ki 'ölüm senaryosu' çözüm değil zulüm üretiyor.

Bugün gazetesinin dünkü manşeti, birinci sayfası; devlet içindeki bazı hazırlıkları veya eğilimleri ifade ediyordu. “Bu cihazlar alınırsa PKK biter” gibi ifadelerle başlayan, “Uzmanlar diyor ki dağ kadrosu imha edilmelidir” gibi ifadelerle devam eden başlıklar göze çarpıyordu.

PKK’nın Hakkâri’ye 30 kilometre mesafede kamp kurduğunu, şehirlerde çarpıcı eylemlere hazırlandığını ifade eden haberler de bunlara eklenmişti. Sizinle paylaştığım haberin, sıradan bir haber olmadığı (sonuçta polisten, devlet içindeki bazı kaynaklardan haber alabilen bir gazete söz konusu) gerçek.

BDP hakkında Cemil Çiçek’in kabul edilmesi mümkün olmayan ifadelerini bu habere eklediğimizde ortaya korkutucu bir tablo çıkıyor.

Silvan’da 13 erin öldürülmesi ve 2 PKK’lının yaşamını yitirmesiyle yeni bir sürecin başladığı anlaşılıyor. Bu yeni sürecin içinde ‘terörle mücadele’ inisiyatifinin askerden hükümete geçmesi de söz konusu. Aynı gazetenin haberlerinden birisi de güvenlik konseptindeki değişiklik üzerine…

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da “Kandil imha edilmezse sonuç alınamaz” şeklinde bir değerlendirmede bulundu. Milliyet’te Şükrü Elekdağ’ın sorularını yanıtlayan Başbuğ’un kanaati, Kandil’e operasyon için bir engel olmadığı yolunda.

Savaş baltaları bileniyor mu?

Bilgileri üst üste koyduğumuz zaman şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: PKK’ya yönelik geniş bir ‘imha’ operasyonuna hazırlanılıyor. Bu operasyonun en büyük hedeflerinden birisinin Kandil olacağı yönünde bir hava yayılıyor.

Bu operasyon hazırlığının, PKK’nın şehirlerde beklenen ‘kanlı eylemleri’ne paralel ilerleyeceği varsayılabilir. Senaryoya göre PKK, şehirlerde ‘kanlı eylemlere’ girişecek (Belki de Hakkâri’de son günlerdeki polislere ve uzman çavuşlara yönelik suikastlar ilk işaretler olarak kabul edilebilir), sonra da geliştirilen tepki ortamı içinde büyük operasyonlar başlatılacak. Bunu, BDP’lilere yönelik daha yaygın bir tutuklama furyası izleyecek.

Konuşulan senaryo böyleydi. Bugün gazetesinde değişik sütunlara yayılmış haberler ve değerlendirmelere bakınca ‘zaman yaklaşıyor’ duygusu kuvvet kazanıyor.

‘Ölüm senaryosu’, ‘yaşam senaryosu’

Çatışmaya ve ‘imha’ya dayalı bu senaryo, tipik bir ‘ölüm senaryosu’. Bir diğer ifadeyle söylemek gerekirse ‘geçmişte yaşananların daha yoğun bir şekilde tekrarlanması’ üzerine kurulu bir senaryo.

Böyle bir kanlı senaryoya iki tarafın da kendini hazırladığına ilişkin işaretler var. Sorunu diyalog ve müzakere yoluyla çözmek, belki de savaş ve çatışmaya oranla daha zor bir yol gibi görünüyor. Çatışmadan hoşlanan ve bundan beslenen organizmalar adım adım canlanıyor. İki tarafta da kamuoyunu bu yönde ‘hazırlayan’lar var.

Bu ülkenin ‘yaşam senaryosu’na ihtiyacı var. 27 yıllık çatışma dönemi gösterdi ki, ‘ölüm senaryosu’ çözüm değil zulüm üretiyor, militarizm üretiyor, yabancılaşma üretiyor, darbeci subay üretiyor.

Hükümete ‘uzman’ adı altında telkinde bulunanlar olduğunu görüyoruz. “Yürü, imha et; başarırsın” diyorlar. Daha önceki hükümetlere de hep bu yönde şeyler söylendi.

BDP’lilere de söylenmesi gerekenler var. Böyle bir senaryonun en çok onları çaresizleştireceğini, hedef haline getireceğini ve işlevsizleştireceğini iyi analiz etmeliler. Süreci yumuşatma ve gerginliği azaltma konusunda hâlâ bazı imkânları var. Onlara verilen oyların arkasında da yoğun bir ‘çözüm beklentisi’ var.

Meclis ne olursa olsun şu an elimizde bulunan en etkili uzlaşma zemini. Hükümeti şiddet senaryolarına ‘inandırmaya’ çalışan senaristlere de bir uyarı: Türkiye’yi geri dönülmeyecek bir ayrışmaya doğru sürükleyebilecek bir yola teşvik ettiğinizin farkında mısınız?

Şimdi herkes dursun ve bir kere daha düşünsün.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.