21 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır9°C
  • Ankara15°C
  • İzmir19°C
  • Berlin0°C

CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ VE SOLUN BİR KESİMİ

Erol Katırcıoğlu

29 Nisan 2014 Salı 11:24

Eğer duyduklarım doğruysa sol cenahın içinden bir kesim cumhurbaşkanlığı seçimine müdahil olmak istiyormuş. Bunu da, işin içine CHP’yi, Kürtlerin ve dindarların bir kısmını (hatta belki de MHP’yi de) katarak yapmak istiyormuş.

Tabii ki herkesin bu konuda yapmak istediğini yapması kadar doğal bir durum olamaz. Bugün toplumda nasıl ki herkesin bu makama çıkmak istemesi bir haksa aynı şekilde böyle bir makam için bir araya gelmesi de haktır. O nedenle de böyle bir adımla ilgili eleştirel olmak aklımdan geçmez. Fakat, eğer bana gelen bilgi doğruysa toplantıya çağrılanlar arasında yalnızca bir kişinin HDP’den olmasını da garipsediğimi söylemeliyim.

Doğrusu ben bunun tam tersinin olması gerektiğine inanlardanım. Kürt siyasetinin HDP’yi kurarak tüm topluma, bu arada öncelikli olarak da Türkiye soluna, sosyalistlere, demokratlara hatta liberallere uzanmaya çalıştığını düşünürseniz, böylesi bir girişimde HDP’den neredeyse hiç kimsenin çağrılmamasını garipsememek de mümkün değil. Açık konuşalım. Türkiye solu Cumhuriyetin çocuğudur ve bu nedenle cumhuriyeti kuran ideolojinin de etkisi altındadır. Bu tabii ki genel bir cümle. Bu cümlenin dışında olan insanlar yok değil. Fakat bugün genel olarak sol kesimler arasında nasıl ki dindar ve muhafazakar insanlara bir mesafe varsa, aynı şekilde Kürtlere de bir mesafe olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Bu duruma Kürt siyasetinin, bugünkü olağanüstü halin dikte ettirdiği askeri formatın da, Kürtler arasında milliyetçi duyguların varlığının da etkili olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktalardaki sıkıntıları anlayabiliriz.

Ama HDP’yi kuran akıl da irade de, tüm topluma ve özellikle sol ve demokrat çevrelere, üzerinde düşünmeleri gereken yeni bir siyaset yolu önerirken, bu yeni siyaset yolunun, yalnızca Kürtler için değil toplumdaki tüm mağdur kesimlerin ve bu arada sol ve demokrat kesimler için de uygun bir yol olacağını söylüyor. Bir başka deyişle, ezilmiş Kürt kimliği, elini toplumun diğer ezilmiş kesimlerine uzatıyor. Daha özgür ve barış içinde yaşamanın bir yolunu yaratabilmek için. Abdullah Öcalan’ın “Türkiyelileşme” önerisinin bundan başka bir anlamı var mı?

HDP, bunun için kuruldu. HDP’nin kuruluşunda da, yönetiminde de sorunlar olduğunu söyleyebiliriz, bunları tartışabiliriz. Ama doğrusu, sol kesimlerin çoğunun içinde bulunduğu sorunları düşününce bu sorunları aşmanın çok daha kolay olduğunu da söyleyebiliriz. Neredeyse ısrarla HDP’nin de bir “Kürt partisi” olduğunu söyleyen sağ kesim gibi sol kesim içinde de böyle düşünenlerin varlığını düşününce, uzatılan elin bu kesimlerce bilerek itildiğini düşünüyorum. Hele hele toplantıya katılan isimler arasında bolca CHP’linin olması, cumhuriyetçi kimlik ve sol konusunda kanaatimin de yerinde olduğu çok açık.

İşte bu nedenle de cumhurbaşkanlığı gibi önemli bir meselede Kürtleri ve Kürtlerle birlikte HDP’de yer alan sol, sosyalist ve demokrat insanları dışlayan bir tutumun sorunlu bir tutum olduğu çok açık. Tabii burada yazdıklarım duyduklarım üzerine yazılanlar. Duyduklarım yanlış da olabilir. Ama benim de çoğunu tanıdığım bu insanların HDP’ye yaklaşımlarındaki tavır ve tutumların burada ele aldığım gibi olduğundan kuşkum yok. Ne yapalım Türkiyeíde çatlaklar açılmaktayken solun da bunun dışında kalması mümkün değil. En azından şimdilik görünen bu. (Özgür Gündem)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.