23 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Diyarbakır12°C
  • Ankara17°C
  • İzmir10°C
  • Berlin4°C

CUMHURBAŞKANI GÜL'DEN MINTIKA TEMİZLİĞİ: İSTİKAMET DEMOKRASİ...

Ali Bayramoğlu

15 Temmuz 2010 Perşembe 12:12

İnce ayarı, Genelkurmay Başkanı'nın açıklamalarını tasvip etmediğini belirterek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yapmıştı.

Cumhurbaşkanı'nın çıkışları ve tavrı bu tür siyasi tartışma ve gelişmelerde etkili oluyor.

Slovenya yolculuğunda eşlik ediyoruz Cumhurbaşkanı'na. Ve uçak sohbetinde son gelişmeler hakkında ne düşündüğünü öğrenme fırsatı bulduk.

Referandum süreciyle ilgili olarak konumunu dikkate alan temkin içinde Cumhurbaşkanı... Partiler arası tartışmalara "Temel meselelerde ortak kanaat olduğu kanısındayım" diyerek bakıyor, ama çıtayı da olabildiğince yukarı koymaktan geri kalmıyor: "Yeni Anayasa yapılsa daha iyi olurdu." Anayasa değişikliği paketindeki kimi eksiklerle ilgili sorular üzerine yanıtı bu.

Abdullah Gül'ün, yaşanan değişim sürecinin önce başbakan sonra dışişleri bakanı olarak en önemli aktörlerinden birisi olduğunu söylemeye gerek yok.

Referanduma ilişkin tavrı da bu çerçevede açık...

Gelelim asıl meseleye...

Cumhurbaşkanı'nın hem Milli Güvenlik Kurulu'nun başkanı sıfatıyla, hem demokratik açılım sürecinin mimar ve başlatıcılarından birisi olarak Kürt meselesinin gidişiyle ilgili kanısı ne?

"Neler oluyor, eski günlere geri mi dönüyoruz" diye sorduk, verdiği yanıt şöyle oldu:

"Türkiye'nin demokratik standartlarını yükseltmesi sorunları sorun olmaktan çıkaracaktır. Kürt meselesinde bu yolda ilerleyerek çok mesafe kat ettik. Tabular yıkıldı. Özgürlüklerin sınırları genişletildi. Bunları görmemek, eski günlere dönüldüğünü söylemek insafsızlık olur..."

Şiddeti ve güvenlik önlemleri etrafında tartışmaların altını çizip, demokratik açılımın önemli ayaklarından birisinin örgütün dağdan indirilmesi olduğu hatırlatılınca, işin özüne, can alıcı yönüne şu sözlerle değindi Gül:

"Asıl mesele budur. Asıl mesele PKK'nın silah bırakmasıyla ilgilidir. Bunlar örtülü işlerdir. Çok uğraştık bu konularla, hiçbir dönemde yapılmadığı kadar uğraştık... Ama sen örgüt olarak güç gösterisine giriyorsan, devlet asıl güç olduğunu gösterir..."

KCK operasyonlarını sorduk...

Yazılmamak üzere belirtti fikirlerini...

Bitirirken şunu ekledi: "Bizim soruna bakışımız asayişe indirgenemez. Kürt sorunu Türkiye'nin birinci meselesidir... Bununla uğraşmaya devam edeceğiz. Demokratikleşme çizgisinden taviz vermeyeceğiz..."

Devletin tepesinden bu sözleri duymak her şeye, demokratik açılım sürecinde yaşanan tüm aksaklıklara ve olumsuzluklara rağmen önemli...

Siyasi dilin yerini asayiş diline bırakmaması açısından önemli...

Sohbette söz kaçınılmaz olarak dış politikaya geldi...

Cumhurbaşkanı son zamanlarda söylediklerini tekrarladı, ama bir tür ince ayar yaparak...

Ortadoğu'da Türkiye'nin çabaları ve politikasının 10 yıldır sürdüğünü, İsrail'e karşı Türkiye'nin yeni bir tavır içinde olmadığını, gemi hadisesinden daha bir hafta önce İsrail'in çok arzu ettiği OECD üyeliği konusunda olumlu oy verdiğimizi söylerken, şunların altını çizdi:

"Olup biten Türkiye'nin tercihi değil, bu hepimizi İsrail'deki rasyonel olmayan politikacıların getirdiği nokta..."

BM'deki İran oylaması ile İsrail krizinin tesadüfen arka arkaya geldiğini söyleyen Gül, "Bölgeyle ilişkili bir yoğunluk görünebilir, ama bizim asıl işimiz AB'dir, yönümüz Batı'dır. Eksen tartışması ve tayini yapacaksınız bunu ilişkilerden hareketle değil, değerlerden hareketle belirlemek gerekir. Nereye gidiyoruz, hangi değerlerle gidiyoruz önemli olan budur..."

AB meselesi ana ve asli meseledir...

Evet, eğilimi ve rotayı çevirmek istediği taraf bu Cumhurbaşkanı'nın...

Devlet adına yapılan bir mıntıka temizliği diyelim...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.