ÇÖZÜM DÖNEMİNİN YENİ AŞAMASI
Tarhan Erdem
20 Kasım 2014 Perşembe 02:33
HDP İmralı Heyeti ile Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın görüşmelerinden sonra çözüm sürecinin nasıl gelişeceği konuşuluyor:
Konular, yol haritası ve takvimin yeniden işlemesi, güven zemini oluşturulması, İmralı heyetinin genişlemesi, silahlı grupların çekilmesi, Kandil'le teknik görüşmeler, üçüncü göz belirlenmesi ... daha çok konuşulanlar arasında.
Bu konularla yorulanlara, "Niçin takvim yeniden işleyecek" veya "güven zemini oluşturulduktan sonra ne yapacaksın?" diye sorulsa ne cevap vereceklerini merak ediyorum.
Sonucu bir yere götürmeyecek konularla zaman kaybetmek veya işi sürüncemede bırakıp zaman kazanmak yerine, "Çözüm süreci nedir?" diye düşünmeye başlayan kişi yok gibi!
Kürt meselesi ve çözüm süreci tanımı yapılmadan, "güven zemini oluşturmak", "diyaloğun sürmesi" üzerine konuşulanların bir işe yaramayacağı anlaşılmıyor bir türlü! Konuşmayı sürdürsek, belki de sonraki görüşmelerde bir yararı olmayacak sonuçlara varacağız.
Varılacak yer bilinmeden, taraflarca kararlaştırılmadan "yol haritası" hazırlanması da çok önemli değildir.
Sayın Erdoğan'ın ve hükümetin, zaman içinde değişen, "Kürt", "Kürt meselesi", "açılım", "çözüm süreci" tanımı olmuştur.
2005'ten bu yana, AK Parti iktidarının politikaları, güncel olaylara ve hükümetin karşılaştığı diğer olaylara bağlı olarak çok farklılık göstermiştir. Geçmişteki farlılıkları ileri sürerek, bugünkü hükümetin hedef ve amacını değerlendirmemeliyiz; eskinin tartışmasının yararı yoktur, bugünkü görüşmeleri başarıyla yürütmek her şeyden önemlidir.
62'inci Hükümet Programında, Süreç politikaları "Toplumsal Bütünleşme ve Çözüm Süreci" başlığı altında anlatılmaktadır. (Hükümet Programı, sh.18-21)
Programın bu kısmında, Demokratik Açılım - Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci'nin; "Farklı etnik, dini, mezhebi kesimlere yönelik ayrımcı politikaları sona erdirmek üzere hayata geçirildiği" açıkça yazılmıştır.
Ayrıca, "Yeni yol haritasının hedeflerinin" hükümetçe, "terörün bitmesi, silahsızlandırma, toplumsal hayata kazandırma ve demokratik siyasi hayata katılımın önünü açma şeklinde konulacağı" programda yer almaktadır.
2013 yılına çözüm süreci tartışmalarıyla girilmişti. O günlerde Ahmet Türk ve Ayla Akat, İmralı'ya gidip Sayın Öcalan'la konuştular, Sayın Türk dönüşte Diyarbakır'a gitti, bazı görüşmeler yaptıktan sonra hedefi açıkladı: "Hedef Kürt sorununun çözümü kapsamında silaha ihtiyaç duyulmayacak bir ortamın yaratılmasıdır”.
Sayın Türk'ten sonra Başbakan Erdoğan, “bütün gayretimiz, terörle mücadelede başarılı olabilmek, huzur ve refahı tam manasıyla ülkemizin dört bir köşesine getirebilmektir” dedi.
Öcalan'ın “Silaha ihtiyaç duyulmayacak bir ortamın yaratılması" ile Erdoğan'ın “terörle mücadelede başarılı olmak” hedefleri aynı sayılmasa da, tarafların yapacağı veya bekleyeceği aynı şeylerdi.
Nelerin ne zaman aralığında, nasıl yapılacağı belirlenmiş miydi? Şüphesiz hayır, belirlenmemişti! O günlerin heyecanı ve romantizmi içinde, taraflar kendi tabanlarını inandırmaya çalışıyorlardı.
Her neyse, çözümün ilk aşamasında, nelerde ne kadar yol alındığı açıklanmadı ama "savaş durumuna geri dönülmeden, yeni bir dönemin eşiğinde olduğumuz, bugünlere gelindi. Bir gün yüreğimiz ağzımıza geldi, ertesi gün renkli çiçekler açmış parklarda dolaşıyor gibi olduk ve sonuçta "şehit cenazeleri" gelmedi!
Son aylarda hükümetin hedefi üzerinde yazdık, konuştuk; şimdi sıra HDP de. Açıklasın veya açıklamasın, HDP amaç ve hedefini belirlemeli ve Hükümetle amaçta anlaşma yolları aramalıdır.
Önümüzdeki bir iki ayda, yeni dönemin yöntem ve ilkeleri ortaya çıkacaktır.
Yurttaşların amacı ise, "Türkiye'yi, bütün yurttaşlarının bireysel ve siyasal haklar bakımından eşit olduğu demokratik bir ülke yapmak" olmalıdır.
Okuyucularımla, demokratik ülke, siyasal haklar, yurttaşların eşitliği kavramlarının nasıl anlaşılması gerektiğinde bir anlaşmazlığımızın olmadığını umut ediyorum; gayet sade evrensel insan haklarından ve demokratik devletten bahsediyoruz.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.