21 Kasım 2024
  • İstanbul19°C
  • Diyarbakır13°C
  • Ankara14°C
  • İzmir19°C
  • Berlin3°C

CİZRE SORULARI

Ertan Altan

16 Ocak 2015 Cuma 11:24

Cizre’de son iki haftada güvenlik güçleri ile çıkan çatışmalarda beş kişi öldürüldü. Biri 65 yaşındaydı. Aynı gün 19 yaşındaki Yasin Özer ile Nur Mahallesi’ndeki evine gitmek isterken kurşunların hedefi olan 15 yaşındaki Barış Dalmış hayatını kaybetti Geçen hafta 14 yaşındaki Uğur Kurt vuruldu. Son kurban ise daha 12 yaşındaydı. Nihat Kazanhan. O da Uğur gibi başından vuruldu.

Önceki gün HDP’li Hatip Dicle Cizre’deydi. Halka Öcalan’ın birçok konuda mesajlarını iletti. Bu mesajlara uyulması yolunda halktan sözler de istedi. PKK’nin gençlik örgütü YDG-H’nin en etkili olduğu yerlerden biri olan Cizre bir süredir kaynıyor.

YDG-H, milliyetçi basına göre PKK’nin asayiş yapılanması, bir tür polisi…

Ama aslına bakarsanız örneği çok olan bir komsomol örgütlenme. PKK’nin kentlerdeki genç milis gücü.

Öcalan’ın Hatip Dicle tarafından iletilen mesajlarının esas hedefi işte bu gençlerdi.

YDG-H bir süre önce, maskeli sokak eylemleri yapılmaması, molotoflarla kamu malına zarar verilmemesi yolunda kararlar aldı. Öcalan da devlet heyetiyle bu konuda mutabık olduğunu açıklayıp gençlere çağrı yapmıştı.

Maskeli ve molotoflu eylem devletin, tabiatıyla kırmızıçizgisi. Hatta bu gerekçeyle, “okulumuzun önündeki caddeye trafik ışığı istiyoruz” eylemini dahi terör kapsamına alabilecek bir iç güvenlik yasası çıkarıldı.

Lice’de kalekola karşı başlayan eylemler, çeşitli gerekçelerle bölgenin birçok yerine yayıldı. Kimi yerde kalekol oldu gerekçe, kimi yerde baraj. Eylemlerde hep gençler öldü.

Eylemlerin son adresi Cizre. Orada da çocuklar ölmeye başladı.

Dicle, maskeli ve molotoflu eylemlere son verilmesi için Öcalan’ın yaptığı yeni çağrıyı iletti gençlere. Belli ki bu tür eylemlerinin önüne geçmek kolay olmamış.

Geçen ay boyunca bölgenin farklı farklı yerlerinden görüntüler yansıdı. Gençler sadece maske takmakla kalmıyorlar, tanınmamak için gerekirse etek bile giyiyorlar.

Hatip Dicle’nin okuduğu, Öcalan’ın Cizre mesajları, aslında mesajdan ziyade bir tür bilgilendirme, güven verme, büyük ölçüde de durum deklarasyonuydu. Öcalan, bir anlamda sokaklarda kayıplar veren öfkeli gençlere İmralı’daki faaliyet raporunu sundu.

Özetle, devletle tarihî bir anlaşmanın eşiğinde olduğunu, Kürtlerin nihayet istediğini alacağını, bunun için masadan kalkmayacağını belirterek maskeli, molotoflu eylemden vazgeçilmesini istedi.

Devlete de çağrı yaparak, bu gösterilerde gençleri öldürten devlet görevlilerinden hesap sorulmasını istedi. Üstelik “Bakın siz de söylüyorsunuz, devlet içinde yargı içinde örgütlendiler diyorsunuz, o zaman bunları tespit edin” diyerek, hükümete bir de adres gösterdi.

Peki, Öcalan’ın bu çağrıları gençleri durdurmaya yetecek mi?

Gençlere ateş edenleri “paralel” ilan ederek yeni ölümlerin önüne geçilebilecek mi?

Bölgede hemen her gün farklı gerekçelerle gösteriler düzenleniyor. Bazen de Rojava’dan gelen cenazeler için insanlar sokaklara dökülüyor.

Güvenlik güçleri sokaktaki her türlü tepkiye biber gazı, TOMA, hattâ mermiyle müdahale etmesi için geniş yetkilerle donatıldı.

Polis, elinde molotof ve benzeri yanıcı madde olanlara, yüzünü kapatanlara ateş açabilir.

Bölgedeki sokak gösterilerini izleyen herkes bilir ki, barışçı gösteriyle, çatışma arasında çok ince bir çizgi vardır. Polis yolu kapatıp gaz sıkmaya başlayınca her şey değişir.

Bu durumda kamu düzeninin bozulmaması ve gençlerin, çocukların, Öcalan’ın öne sürdüğü gibi “paralel polisler” tarafından vurulmaması için kimsenin sokağa çıkmaması gerekir. Ya da İmralı’da, artık içeriğiyle ilgili bilgi verilmeyen müzakerelerde, iç güvenlik düzenlemelerinin kaldırılması için Öcalan’ın devreye girmesi…

Şimdi, gençlerin ölmemesi için sorumluluk kimde?

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.