24 Kasım 2024
  • İstanbul8°C
  • Diyarbakır16°C
  • Ankara2°C
  • İzmir9°C
  • Berlin8°C

CİZRE: ÇÖZÜM SÜRECİNİN MEZARI MI, BAŞLANGICI MI?

Hüseyin Yayman

17 Ocak 2015 Cumartesi 05:00

Hükümetin ‘bekle gör’ tavrı, Cizre’de yaşanan sorunu güvenlikçi bir yaklaşımla çözmek yerine müzakere yöntemiyle çözmeye dayanıyor. Hükümet sorunu siyasetle çözmek istiyor. 

Cizre’de yükselen tansiyon, HDP heyetinin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’la yaptığı son görüşmeyle şimdilik aşıldı. Ancak bu sorunun tamamen çözüldüğü anlamına gelmiyor. Muhtemelen yarın veya yakın gelecekte başka krizler olacaktır. Ancak Ekim olaylarında olduğu gibi Cizre konusunda da  hükümetle HDP arasındaki diyalogun devam etmesi ve müzakere masanın devrilmemesi yeni ve önemli bir durumdur. 

Dünkü yazımda ‘Devletin bekle gör’ tavrı hakkında pek çok değerlendirme yapıldı. Sanırım bu cümleyi biraz açmam gerekiyor. Hükümetin bekle gör tavrı, Cizre özelinde yaşanan sorunu güvenlikçi bir yaklaşımla çözmek yerine müzakere yöntemiyle çözmeye dayanıyor. Hükümet, arka kapı diplomasisi yöntemiyle sürecin ruhuna uygun biçimde siyasetle sorunu çözmek istiyor. 

Hükümete yakın kaynaklar HDP heyetiyle yapılan son görüşmede ‘HDP’lilere Cizre’de yaşanan sorunu ya siz çözün ve yolumuza devam edelim. Siz çözemiyorsanız bırakın biz çözelim’ dedikleri ileri sürülüyor. Eleştirilebilir, beğenmeyebilirsiniz. Ancak mücadele yerine müzakerenin benimsenmesi başlıbaşına değerli bir tavır. Yüzyıllık sorun da ancak böyle olgun ve sorumlu bir tavırla çözülebilir.

Kazanhan’ın öldürülmesinden ardından dün ilçeye HDP, DBP’nin de aralarında bulunduğu 

bir heyet gitti. Cizreliler Kazanhan’ın taziye çadırında saygı duruşunda bulundu. 

Paralel yapı polisleri mi var?

Bu sorunun uzun cevabı var. 17/25 operasyonuna kadar bölgedeki rütbeli polislerin neredeyse tamamı Gülen’e yakın isimlerdi. Bölgedeki pek çok ilin valisi, emniyet müdürü, istihbarat, kaçakçılık ve organize şube müdürleri bu yapıya teslim edilmişti. Nereden mi biliyorum? Her gittiğimde sahada karşılaşır, sohbet ederdik. KCK operasyonlarında kelepçeli fotoğrafın çekildiği gün Diyarbakır’daydım. Operasyonu yürüten müdürle tartışmamız olmuştu. Gülen hareketine mensup güvenlik görevlilerini siz de hemen anlayabilirsiniz, standart bir söylemleri var.

Sohbete ‘süreci desteklediklerini’ söyleyerek başlarlar. Bir noktadan sonra PKK’nın bölgeyi kontrol altına aldığını, devletin taviz verdiğini, PKK’nın öncü kadroları yok edilmeden ve örgüt ezilmeden çözümün olmayacağını’ söylerler. Esas sorun Cizre’de paralel yapıya mensup polislerin olması değil. Asıl mesele Gülen ve onu sevenlerin Kürt sorununa yaklaşımı. Müzakere ve diyalogu savunan hareketin Kürt sorununun çözümünde  mücadeleyi benimsemiş olması. Tabii kamu görevlilerin politik ve başka tercihleri olacak ama mesele emirleri kimden alıyorlar sorusunda düğümleniyor. 

Kim ne söylüyor? 

- Şırnak Valisi Hasan İpek: Makamında görüştüğümüz İpek, ketum biri ve konuşmayı sevmiyor. Ancak tavırlarından olayları yakından takip ettiği ve hakim olduğu anlaşılıyor. Vali olarak hükümetin ve devletin çözüm stratejisine bağlı olduklarını bölgede uzun dönemdir çözülmeyen sorunlar olduğunu belirtiyor. Vali İpek’e Cizre’ye gidip HDP’lilerle görüştüğü iddialarını sordum. İpek, şehrin valisi olarak herkesle görüşeceğini, amacının Cizre’de yaşanan sorunu daha fazla can kaybı olmadan çözmek istediklerini söylüyor. 

- Cizre Belediye Başkanı Leyla İmret:  Yerel seçimlerin flaş ismi Leyla İmret, ilçede görevi teslim alır almaz, büyük olaylarla karşılaştı. İmret’in hikayesi dahi başlı başına bir mesaj taşıyor. 90’lı yıllarda ülkeyi terk eden bir ailenin çocuğu şimdi belediye başkanı oldu. Yaşı genç olmasına rağmen hızla öğreniyor.  İmret, bölgede çok sayıda paralel yapıya mensup kamu görevlisi olduğunu ve bu kişilerin halka tahrik edip olaylara sebep olduğunu öne sürüyor. İmret, Cizre Emniyet müdürünün Hrant Dink davasında yakalama kararı çıkarılan bir isim olduğunu bunu kendilerinde ve halkta soru işaretleri doğurduğunu öylüyor. İmret, hükümete çağrıda bulunarak Cizre’ye sürecin ruhunu anlamış kamu görevlilerinin gönderilmesini talep ediyor. 

- HÜDAPAR İlçe Başkanı Ahmet Elçin: Adliyenin karşısındaki ilçe binasında akşam karanlığında uzun bir sohbet yaptık. Israrla YDGH’ın kendilerine saldırdığını, Nur, Sur ve Yafes mahallelerinde yaşayan HÜDAPAR’lılara baskı yapıldığını söylüyor. Elçin, bu saldırıların son bulamaması durumunda kendilerinin de karşılık vereceğinin altını çiziyor. Diyarbakır’da ise Hüseyin Yılmaz’la son olayları konuştuk. HÜDAPAR bahsini ilerde ayrıca yazacağım. 

- DİTAM Başkanı Mehmet Kaya:  Diyarbakır’ın eski ticaret odası başkanı. İşadamı olduğu için olaylara rasyonel pencereden bakıyor. Kaya, son olaylarla eski ticari yoğunluk ve zenginliğini kaybedildiğini ve yoldaki TIR sayılarının azaldığını öne sürüyor. İşadamlarının ‘gitmekle kalmak’ arasında gel-gitler yaşadığını ve gelecekle ilgili umudu azaldığını öne sürüyor. Kaya, halkın 90’lı yıllarda devlet ile yaşadığı sorunları bugün örgütle yaşar hale geldiğini Kaya’ya göre hükümetin süreci yürütürken bölgedeki algıları önemseyecek politikalar geliştirmeli. Cizre’de polis öldürüyor, PKK kenti yaşanmaz hale getiriyor algısı var, bu algılarla çözüm sürecinin toplumsal desteği bölgede gittikçe kan kaybediyor. 

CİZRE’DE NE DUYDUM? 

1. Halk, Hizbullah’ın HÜDAPAR’a destek verdiğini konuşuyor. 

2. Geçmişte devletin yaptığı baskıyı şimdi PKK’nın yaptığı belirtiliyor 

3. PKK’nın şehir yapılanması YDGH yeni, sert ve bilinmeyen bir aktör olarak sürece dahil oluyor. 

4. Kanaat önderleri ve yaşlılar PKK’nın yeni bir savaş için hazırlık yaptığını iddia ediyor 

5. Devlet değişti, PKK değişime direniyor algısı daha da güçleniyor 

6. 5 yıl önce taş atan çocuklar büyüyüp yeni bir politik gerçekliğe işaret eder hale gelmişler. 

7. YDGH’la mücadele etmek üzere Şeyh Sait Gençliği adını verilen yeni bir yapı ortaya çıkmış. HÜDAPAR’ın gençlik yapılanması olduğu yönünde iddia var. 

8. Cizre Emniyet Müdürü son bir yılda üç defa değişmiş. Mevcut müdür Hrant Dink davasında yakalama kararı çıkarılan bir isim. 

9. Kanaat önderleri, süreç ya Cizre’de biter, ya da çıkar diyorlar. Hükümeti, olayları önemsemesi hususunda uyarıyorlar. 

Yarın: Peki bundan sonra ne olacak?

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.