CENGİZ ÇANDAR VE ‘POSTMODERN DARBE’
Aslı Aydıntaşbaş
26 Nisan 2012 Perşembe 06:54
Geçenlerde bir grup üniversite öğrencisiyle laflıyordum. Boş değil, son derece zeki çocuklar. Konu dönüp dolaşıp 28 Şubat’a geldiğinde bir anda ilgisiz bakışmalar başladı. 28 Şubat’ın ne olduğunu sordum. Tereddüt içinde ‘Koalisyon... muydu?’ diyen oldu. Hepsi duymuştu bir şekilde ama tam da çıkaramıyordu ne olduğunu...
Kızmadım, şaşırmadım. Bir gün önce televizyon dünyasından bir arkadaşım, bültenlerdeki 28 Şubat haberlerinin ilgi çekmediğini, rating’lerin yere çakıldığını söylemişti. Nüfus genç; insanlar siyasetten, siyaset insanlardan uzak. 28 Şubat olduğunda bu çocuklar daha 4 yaşındaydı; bildim bileli, yani son 10 yıldır da Tayyip Erdoğan tarafından yönetiliyorlar.
Fakat bir zamanlar bir 28 Şubat vardı... Kötüydü, yanlıştı, tamamen iflas etmiş ve kokuşmuş bir siyasi sistemde, zamana yayılmış bir cins askeri müdahaleydi. Yine de ‘postmodern’ diyoruz çünkü 12 Eylül gibi bildiğimiz o rap rap rap, klasik darbelerden değildi.
‘Postmodern darbe’ ifadesinin isim babasının Cengiz Çandar olduğunu duymuşsunuzdur herhalde. Çandar, Sabah gazetesinde 28 Haziran 1997 tarihli köşesinde o dönem yaşananları şöyle anlatmış:
“‘Postmodern darbe’ tanımlamasını dün Genelkurmay’da düzenlenen bir toplantıda bir üst rütbeli yetkilinin yaptığını öğrendik. (...) Tanımın kendisi doğru. Türkiye’de gerçekten de bir ‘postmodern darbe’ gerçekleşti. Söz konusu ‘postmodern darbe’, yılbaşında hazırlanmaya koyuldu; 28 Şubat’ta yürürlüğe. ‘Postmodern’ özelliği, bir sabah, marşlarla uyandığımız ‘klasik darbe’ türünden farklı olduğunu anlatıyor zaten... Sürece yayılarak, devletin her organına ve kamu alanının her köşesine zaman içinde hükmetmeye yönelen bir tür bu...”
Malumunuz, Çandar 28 Şubat’ın gerçek mağdurlarından. (Bir diğer mağduru da pek az kimsenin mikrofonu uzattığı başörtülü kız öğrenciler.) Çandar o dönem ordunun yürüttüğü sersemce bir psikolojik harekât çerçevesinde, Sabah’taki işini kaybetmese de, can güvenliği için bir süreliğine ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
Geçenlerde Cengiz Çandar’la 28 Şubat’ı konuşuyorduk. ‘Postmodern darbe’ lafını ilk yazan kendisi olsa da, ‘Matbu kısmı bana ait ama kavram onların. Yaptıklarına verdikleri isim bu. Off the record bir toplantıda ilk kullanan Çevik Bir olmuş’ diye hatırlattı.
Gelelim olayın Washington ayağına. Çandar’ın geçen hafta Taraf’a verdiği röportaj, ABD başkentinde büyük ilgi yarattı. 28 Şubat’ta ABD’nin rolü ne? Aslında üç aşağı beş yukarı anlattıkları, okyanusun öte tarafında dinlediklerimle aynı. Komplo teorisyenlerini yalanlıyor. ABD klasik anlamda bir darbe istemiyor, olaylara da fazla müdahili yok; ancak Erbakan hükümetinin görevden uzaklaştırılmasına bir şekilde göz yumuyor.
Çandar o dönem Washington’daki atmosferi şöyle aktarıyor: ‘Washington’da Erbakan’a bir sempati yok. Ama Kenan Evrenvari bir darbe de istenmiyor. Erbakan’la konusunda beliren eğilim, ‘Short of a coup he’s got to go’ (Darbe yapmadan gidici)’
Sonra ekliyor. “Bununla ben 28 Şubat’ı Amerikalılar yaptı demiyorum. Zaten 28 Şubat zamana yayılmış uzun bir süreç ve Washington açısından tek bir karar anı yok. Ama bir şekilde olan biteni ‘endorse’ ettiler. (‘Endorse’ İngilizce ‘onaylamak’ ya da ‘kabul etmek’ anlamında) Zaten Türkiye’de Amerikasız iş tutulmuyor...’
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.