CEMAAT-HÜKÜMET MEYDAN MUHAREBESİ: YENİ NOTLAR VE SORULAR
Ruşen Çakır
30 Kasım 2013 Cumartesi 08:45
Bu yazıda, iki hafta önceki “Dershaneler meydan muharebesi: Notlar ve sorular” (http://rusencakir.com/Dershaneler-meydan-muharebesi-Notlar-ve-sorular/2250) başlıklı yazımı güncellemek istiyorum. İşe gördüğünüz gibi başlıktan başladık zira geçen süre içinde olay, tahmin ettiğimiz gibi, dershane sorunu olmayı çoktan aştı ve Türkiye’nin en önde gelen iki gücü arasındaki iktidar savaşına dönüştü.
Yeni notlar
Diğer tespitlere gelecek olursak:
1) Savaş büyük ölçüde medya üzerinden yürüyor ve cemaat bu konuda net bir şekilde hükümeti zorluyor. Bunun bir nedeni, cemaat medyasının bu tür kapsamlı kampanya yürütme konusunda daha deneyimli ve yaratıcı olması. Öte yandan tartışmanın dershanelerle ilgili kısmında hükümetin argümanlarının çok zayıf, cemaatinkilerinse daha kuvvetli olması gerçeği var. Bir başka husus da, her ne kadar dışarıdan isimlere kapılarını açmış olsalar da cemaat medyasının kilit noktalarında Gülen hareketine çok erken yaşta bağlanmış kişiler bulunuyor. Onlar bu sürece bir “dava” gibi bakarken hükümet yanlısı medyada çalışanların önemli bir kısmı için bireysel çıkarların öne çıktığı görülüyor.
2) Daha önce cemaatin önündeki üç seçeneği a) Sert muhalefet, yani direniş; b) Yumuşak, zamana yayılmış itiraz/şikayet/lobi süreci; c) İtaat olarak sıralamıştım. Hükümet (daha doğrusu Başbakan), daha önceki kriz anlarında cemaatin kavgadan kaçınmış olduğunu bildiği için üçünü seçeneğin ağır basacağını sandığı anlaşılıyor. Ama yanıldıkları ortada. Hatta ilk günlerdeki tablodan, Cemaatin itirazını zamana yaymaya yönelmeyeceğini, olabildiğince sert bir muhalefet sergileyeceğini çıkarabiliriz.
3) Gülen cemaatinin en dikkate değer özelliklerinden biri, şu ya da bu güçle mücadelesini doğrudan yürütmeyip üçüncü şahısları/odakları/kurumları muharebe alanına sürmesi olmuştur. Bu kez çok farklı bir durumla karşı karşıyayız. Fethullah Gülen başta olmak üzere cemaatin önde gelen isim ve kurumlarının hemen hemen hepsi cansiperane bir mücadele yürütüyor.
4) Dershane krizi patlak vermeden önce, cemaat, MİT kriziyle ortaya çıkan gerilimi bir nebze olsun dindirmek için alabildiğine dikkatli davranırken, medyaya iliştirilmiş ve cemaatle bağlantılı olduğu ileri sürülen bazı isimler yangına körükle gidiyorlardı. Öyle ki cemaati temsil yetkisine sahip bazı kişiler, isim vererek onları “yanlışlarınıza bizi alet etmeyin” diye yüksek perdeden uyarıyorlardı. Lakin bugün aynı kişilerin yapıp ettikleri, söyledikleri cemaatin teveccühünü kazanıyor.
5) Taraf’ın MGK haberi, bizlere, hem bu gazetede yakın dönemde yaşanmış olan ortadan ikiye bölünmenin gerçek nedenini, hem de cemaat-hükümet savaşında çok erkenden dönüşü zor bir noktaya gelinmiş olduğunu gösterdi.
Eski sorulara yeni cevaplar
15 gün önceki yazımızda 5 soru sormuştuk. Geçen süre zarfında, Başbakan Erdoğan‘ın tam da yerel seçimlerin (ve ondan kısa süre sonra yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin) arifesinde neden böyle bir risk aldığı sorusunun cevabı henüz netleşmiş değil. Buna karşılık cemaatin AKP ile arasının iyice açıldığını ancak herhangi bir partiye destek açıklaması yapılmadığını gördük. Sanmıyorum ki böyle bir açıklama yapılsın, ancak dershane krizi boyunca CHP’nin cemaate yakın bir üslup benimsemesi, özellikle İstanbul’da cemaatin siyasi tercihini etkileyebilir.
Dershaneler üzerinden yaşanan kavganın başka alanlara da sarkabileceği anlaşılıyor ama henüz somut bir gelişmeye tanık olmadık. Hem hükümet hem de cemaatle iyi ilişkiler içinde olan kişi ve kurumların yavaş yavaş saflarını seçtiklerini ve göründüğü kadarıyla hükümetin ağır bastığını söyleyebiliriz. Son olarak, cemaat ve hükümete ayrı ayrı karşı olan kişi ve odaklardan bu kavgayı uzaktan ve keyifle izlemenin dışında müdahale etmeye kalkışan pek çıkmadı, çıkacağa da benzemiyor.
Yeni sorular
15 gün boyunca yaşananlardan hareketle ortaya çıkan yeni sorulara gelecek olursak:
1) Tarafların uzlaşma ihtimali tamamen sıfırlandı mı? Değilse bir uzlaşma ne kadar sürede, nasıl ve hangi şartlarda mümkün olabilir?
2) MGK haberinin devamı gelecek mi, daha doğrusu nasıl gelecek? Yeni kasetlere, ortam dinlemelerine tanık olacak mıyız?
3) Hükümetin bu ve benzeri haberlere cevabı ne olacak?
4) Cemaat ile hükümetin müttefik oldukları 2007-2012 yılları arasının sırları ortaya dökülmeye başlayacak mı?
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.