23 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Diyarbakır15°C
  • Ankara16°C
  • İzmir13°C
  • Berlin3°C

BUNLAR DA OLUYOR...

Ali Bayramoğlu

17 Nisan 2010 Cumartesi 20:17

Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından, onun hayallerini, ideallerini ve mücadelesini sürdürmek amacıyla bir vakıf kuruldu. Uluslararası Hrant Dink Vakfı...

Vakfın temel amaçlarından birisi toplumdaki kutuplaşma ve düşmanlığın sona ermesine katkıda bulunmak...

Bu çerçevede, Dink'in öldürülmesinin de ana hazırlayıcılarından olan bir söylemin üzerine gidiyor vakıf.

Dün sözünü ettik, Uluslararası Hrant Dink Vakfı'nın bu çerçevede yaptığı son çalışmadan...

Medyada nefret söylemi çalışması...

Toplantıyı şöyle tanıtıyordu vakıf:

"Nefret söyleminin tanımı ve sınırlarıyla ilgili ortak bir anlayış geliştirilmesi, sorumlu gazeteciliğin teşvik edilmesi ve nefret söylemini önleyici ve caydırıcı tedbirlerin neler olabileceği konusunda öneriler geliştirilmesi, bu amaca giden yolda önemli bir adım olacaktır.

Bu toplantı önemliydi, zira aylar süren basın taramalarının, nefret söylemini tespit eden çalışmaların üzerine oturuyordu (www.nefretsoylemi.org).

Birisinin altını çizelim.

Bugünü ilgilendiriyor...

Yazan itibariyle de ilgilendiriyor, hedef alınanlar itibariyle de...

Şöyle:

"Kategorilerden Örnekler

Küfür / Hakaret / Aşağılama

Başlık: DTP'yle buluştu açılımı konuştu...

Gazete: Hürriyet

Tarih: 06.08.2009

Tür: Köşe Yazısı

Yazar: Yılmaz Özdil

Yazar, Başbakan'ın açılım politikaları konusunda (o dönem bu adla faaliyet gösteren) DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile yaptığı görüşmeyi hayalinde canlandırmak suretiyle eleştirme yolunu seçmiştir.

Özdil'in tasavvur ettiği görüşmede Ahmet Türk ülkeyi karıştırmak için işler çeviren lakin uyanık olamayan, parti grubuna hükmedemeyen, şivesi bozuk bir politikacı olarak tasvir edilirken Başbakan ise uyanık, takiyye yapan, amacı uğruna dini, azınlıkları, farklı mezhepten insanları kullanan bu konularda da Ahmet Türk'e ders veren bir politikacı şeklinde gösterilmiştir.

Başbakan'ın işaret ettiği diyalogların bir yerinde «Kürtçesini bilmiyorum ama İngilizcesi win win» ifadesi kullanılarak aslında Başbakan'ı da birilerinin kullandığı (İngilizce ile Amerika bağlantısı kurulmuş) ima edilmektedir.

Yazıyı eleştirinin ötesine geçirip nefret söylemi içeren köşe yazıları kategorisine sokan nedenlerin başında yazarın Ahmet Türk'ü betimlemesi ve şivesiyle dalga geçmesidir.

Ahmet Türk, tasvir edilen konuşmanın başında söze "Töplümsel süreç..." diye başlamış, ardından bir Kavuklu Pişekâr oyunundaki Kavuklu ya da Karagöz gibi saf bir tavırla sorduğu sorularla ve başbakanın sözlerini sürekli yanlış anlayarak sürekli komik duruma düşmüştür.

Bilindiği gibi Karagöz Hacivat oyununda ya da Ortaoyununda yer alan bu komik karakterler asla bir dini, bir kültürü aşağılamak ya da komik duruma düşürmek için kullanılmaz.

Oysa yazar burada hiciv yapmak için bir insanın etnik kökenini ve şivesini alay unsuru haline dönüştürmüştür. Bu nedenle yazı Küfür / Hakaret / Aşağılama kategorisinde nefret söylemi olarak kabul edilmiştir...."

Bunlar da oluyor.

Bellek ve vicdanlar bir kenara not düşmeyi sürdürüyorlar...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.