21 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır9°C
  • Ankara13°C
  • İzmir18°C
  • Berlin1°C

BİRİLERİNİN AĞZIYLA KONUŞMAK

Süleyman Çevik

11 Ekim 2011 Salı 14:55

CHP yeni anayasa gündemiyle Abant'ta toplanarak iki günlük kamp yapmış. Bu toplantıda Kürt siyasetinde değişimin bir işareti olarak kamuoyuna sunulup partiye alınan Sezgin Tanrıkulu, CHP’den birilerince “BDP ağzıyla konuşuyor” diye eleştirilmiş.

Sezgin Tanrıkulu İstanbul Milletvekili ve partinin Genel Başkan Yardımcısı.

Sezgin Tanrıkulu geldiği yer itibarıyla, duruşuyla ve daha önceki demeçlerinden dolayı Kürt meselesiyle ilgili görüşleri bilinen bir siyasetçi. Bu meseleyle ilgili Başbakan Erdoğan’la yaşadığı bir takım tartışmalar da biliniyor.

Bu duruşu bilinerek CHP’ye çağrılmış; milletvekili yapılmış ve partinin yönetimine alınmış... Yani önce söylemleri ve duruşu belli olan bir kişiyi transfer edip “değişim yapıyorum,” diyorsun, sonra Kürt meselesiyle ilgili bir şey söyleyince kendisine “BDP ağzı ile konuşma” diyorsun.

Devleti kuran ve bir nevi statükonun bekçisi durumundaki bu partiden kimse kolay kolay değişmesini beklemiyor. Bana göre CHP’deki bu değişimi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dahi istese yapamaz.

Türkiye’de “Birilerinin ağzıyla konuşmak” suçlaması işin özünde sadece CHP’de yok. Gündelik hayatımızda çok sıkça karşılaştığımız bu ve buna benzer bir duruma her gün çevremizdeki bir sürü insan maruz kalıyor.

Bir şeyler söylemeye başladığınız anda, “biz bu üslubu biliyoruz, falan falan kişiler de böyle konuşuyor,” diyerekten önünüze hemen bir duvar örüyorlar.

Allah’a hamdolsun bizim için artık böyle bir üslup sökmüyor.

Gerçeği kim söylerse söylesin artık o gerçek bizim de sözümüzdür.

Biliyoruz ve duyuyoruz; Kürt meselesine bilerek veya bilmeyerek uzak duran birçok sosyal çevre, vakıf, cemaat veya arkadaş grubunda Kürt meselesiyle ilgili bir şey söylendiğinde hemen falan kişinin veya partinin ağzıyla konuşma deniyor ve o sözler söyleyenin boğazında kalıyor.

Ne kadar feci bir durum bu! Gerçeklerin üstünü nasıl da böyle örtüyorlar.

Geçmişte bu toplumun dünyasında “kötü” ve “muzır” diye gösterilen şeyler vardı; bugün de bu toplumun nazarında kötü ve muzır diye nitelenen şeyler o vasfını koruyor.

Bugün ezilenleri savunmak, mağdurlardan yana çıkıp onların hakkını savunmaya başladığınız anda hemen birileri sizi doğrudan başkalarının yandaşı olarak ilan ediverir.

Demek istediğim bu sadece CHP’ye has bir durum değil.

CHP’nin bu durumunu eleştirenler de ondan farklı değil.

Sizler Müslümanların, Kürtlerin, Alevilerin veya başka bir çevrenin içinde de belirlenen genel çizgilerin dışına çıkamazsınız. Zira bu çevrelerde de birileri hemen sizi başkasının ağzıyla konuşmakla suçlayabilirler.

Onların nazarında bu muzır ve kötü şeyler bir düşünce, hareket, mevcut bir parti veya çevre olabilir. Böylesi bir önyargı senelerdir yaşadığımız bir durumdur.

Bulunduğumuz çevrelerde de birileri bize defalarca falanın ağzıyla konuşma diye uyarmıştır.

O doğru, sanki o kişilerin tekelindeymiş gibi sözlerimize ve düşüncelerimize senelerce sınırlama getirildi.

Siz de eğer biraz cesur değilseniz, birilerinin gözünde suçlu duruma düşmemek veya mimlenmemek için bir daha o konuya girmezsiniz.

Bu duruma düşmüş ve doğrularını savunmaktan vazgeçmiş nice insan tanırım.

Toplumun genelinde bir takım sözler ve düşüncelerden yola çıkarak kişileri konuşulan ve savunulan düşüncelere göre bir yerlere yamamak adeti çok gelişkindir.

“Birilerinin ağzıyla konuşma”nın Türkiye’de insanın başına ne belalar açtığını da biliyoruz. Bu riskleri bilen bir çok insan da senelerce hakkı ve gerçeği konuşamamıştır.

Ama ne olursa olsun böylesi önyargılarla hareket eden bir toplum da değişecek; böylece kimse gerçekleri örtemeyecek...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.