BİR, Kİ, ÜÇ HOP...
Ahmet Altan-
29 Nisan 2012 Pazar 07:00
Dideler ruşen, çocuklar gene stadyumlarda hoplayıp zıplayacaklarmış.
Eğer 19 Mayıs’ta çocuklar stadyumlarda göğüslerinden bayraklar çıkartarak gösteriler yapmasalardı “emperyalizm” büyük bir zafer kazanmış olacaktı, irtica hortlayacaktı, Atatürkçülük zedelenecekti, ulusalcılık yaralanacaktı, milli birlik ve beraberlik tehlikeye girecekti, bölücülük alıp başını gidecekti.
Danıştay, “muhtaç olduğumuz kudreti damarlarımızdaki asil kandan” başka yerde bulmayan anlayışın bayraklarını gene gönderlere çekti.
“Diktatörlük geleneklerini” kutsallaştıran anlayış artık bu saçmalıklardan başka sığınacak yer bulamıyor, geçmiş yüzyıldan kalan gösterilerle varlığını sürdürmeye çalışıyor.
Danıştay’ın kararı asında o kadar da önemli değil, hayat bu kararı “kadük” eder nasıl olsa.
“Hopla zıpla Atatürkçülüğü” dertlerine deva olmaz.
Asıl önemli olan CHP’nin bu tür garipliklerin partisi olmaktan kurtulup kurtulmayacağı.
Biliyorum, solculuğu “küçük burjuva takıntıları ve din düşmanlığı” sanan kesimin dışında kalan, Marksist kökten gelen, demokrasiyi önemseyen, değişimci ve gerçek solcular CHP konularından sıkılıyorlar, bu partiden hiçbir şey olmayacağını düşünüyorlar.
CHP’yi bir parti olarak gördüğünüzde ve onun bugünkü siyasetine, klişelerine, geçmişe dönme taleplerine, Ergenekon hayranlığına, darbe yandaşlığına baktığınızda CHP’den umut kesmek kolay.
Ama CHP’nin bir de geniş bir tabanı var.
Bu taban bugün geçmiş bir faşizmin destekçisi durumunda.
Kemalizmin ilk günlerini özleyip duruyor.
Ama beni CHP tabanıyla ilgili umutlandıran bir başka gerçek var.
Bu insanlar “solcu” olmak istiyorlar, kendilerine “solcu” denmesini istiyorlar, solcu ve ilerici olamıyorlar ama solculuğa ve ilericiliğe hayranlar, halkı “aptal” yerine koymalarına rağmen içlerinde hep bir “halk için mücadele” özlemi barındırıyorlar.
Peki, solcu olmak isteyen bu insanlar neden faşist oluyorlar, neden zamanında ordu tarafından ezilmiş olmalarına rağmen bugün orducu kesiliyorlar?
Neden onlar için 19 Mayıs gösterileri falan önem kazanıyor?
Çünkü bu insanların demokrasiden bir ümitleri yok.
Onlar, varlıklarını ancak halkı baskı altında tutan bir diktatörlükte sürdürebileceklerine inanıyorlar.
Bunu da, “irtica tehlikesi” ile açıklıyorlar.
Onlar için demokrasi ile irtica aynı anlama geliyor, onların kafasında bu halkın çoğunluğu irticacı, demokrasi olunca da “irticacı” partilere oy veriyorlar ve “gericilik” hortluyor.
Onların istediği şık şıkırdım Türkiye bir türlü olmuyor.
AKP’nin son zamanlarda gitgide “CHP’ye benzemesi”, CHP’nin o tayyörlü “tek tip” kadın ve herkesin Batılı gibi giyinip tükettiği “tek tip” toplum modelini alıp herkesin dindar ve muhafazakâr olduğu “tek tip” toplum modeline çevirmesi, CHP’lilerde “işte dediğimiz oldu, irtica geliyor” düşüncesi yaratıyor.
CHP’liler, “tek tip”ten değil, o “tek tipin” kendi istedikleri tip olmamasından şikâyet ediyorlar.
Şimdi, bu ülkede iki tane CHP olduğunda, “dindar CHP”, “laik CHP”yi her zaman yener.
Bu yenilgiden kurtuluşun yolu da bundan sonra asla “ordu ve darbe” olmaz.
CHP’liler, solcu olmak isterken, darbe de yapamayan zavallı ve çaresiz darbecilere dönerler.
Hâlbuki AKP’nin CHP’lileşmesi CHP için büyük bir ümit yaratıyor ve onlara çok özendikleri, olmayı çok istedikleri “ilericilik” rolünü üstlenmeleri için bir fırsat veriyor.
CHP’liler, “tek tipin” nasıl olacağı konusunda AKP ile kavga edeceğine, kavgayı “tek tip” anlayışına karşı verse, kendi varlığını ve hayat tarzını kendisine benzemeyenlerin de varlığını ve hayat tarzını koruyarak savunsa, hem AKP’nin önüne geçer, hem Türkiye’yi değiştirir, hem kendine iktidar yolunu açar, hem de entelektüel bir saygı göreceği “ilericilik” rolünü üstlenir.
AKP, son zamanlarda Kemalistleşerek CHP’ye yepyeni bir kulvar açıyor.
Her kesimi kucaklayarak yola çıkan AKP daralıyor, Kürtleri, Alevileri, demokratları, solcuları, ilericileri dışlıyor.
AKP yerelleşiyor, kulvarını daraltıyor, şehir kültürüne düşmanlığı abartıyor ve tekdüze bir sıkıcılığa doğru yelken açıyor.
On yıllık iktidarı boyunca hiç olmadığı kadar geniş bir alan bırakıyor rakiplerine, CHP bu alanı doldurmaya aday olduğu anda büyük bir zıplama gerçekleştirir.
CHP bunu yapabilir mi?
Kendi varlığını, yaşama biçimini, iktidar umudunu koruyabilmesinin yolunun demokrasi olduğuna kani olursa yapar, bunu yapabilecek kadroları var.
Hoplayıp zıplayan Atatürkçüler olmak yerine, bu ilkellikleri kenara bırakan demokratlar olurlarsa Türkiye’nin bütün görüntüsü değişir.
Ben her şeye rağmen ümitliyim.
Beceremiyorlar ama “ilericiliğe” özeniyorlar, iyi bir şeye heves ediyorlar, bunun nasıl yapılacağını anlarlarsa, neden olmasın.
Neticede hiç kullanmadıkları muhteşem bir potansiyele sahipler.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.