BENİM VALİM İŞİNİ BİLİR
Özgür Mumcu
06 Mayıs 2013 Pazartesi 04:42
Dilan Alp'in elindeki molotofkokteyli olsaydı ya da taş atmış olsaydı da hedef gösterilerek kafasına gaz bombası atılmalı mıydı?
1 Mayıs’ta olan bitenden sonra devletimizin dolayısıyla iktidarımızın valisi Hüseyin Avni Mutlu konuşmalara doyamadı. İyi de oldu. İdris Naim Şahin gideli beri eksikliğini hissettiğimiz tuhaf demeçler veren devlet büyüğü kontenjanını doldurmuş bulundu.
17 yaşındaki Dilan Alp’in kafasına gaz bombası atıldı. Kafatası çatladı, yoğun bakıma alındı. Vali de çıktı ve sinirli bir şekilde kameralara seslendi.
Ne Dilan Alp’in marjinal örgüt üyeliği kaldı ne artık her ne demekse ‘radikal mensupluğu’. Ne polise taş atmadığı kaldı ne de elinde sözüm ona ‘molotof kokteyliyle’ basına fotoğrafı servis edilmediği.
Belli ki iş aceleye gelmişti. Fotoğrafa yakından bakanlar Dilan Alp’in elindekinin molotof kokteyli değil gaza karşı korunmak için yanına aldığı sirke şişesi olduğunu gördü.
Vali sinirliydi, acelesi vardı. Keskin sirke küpünü yaktı.
Arada kargaşaya gitmesin. Dilan Alp’in elindeki molotofkokteyli olsaydı ya da taş atmış olsaydı da hedef gösterilerek kafasına gaz bombası atılmalı mıydı?
Valinin mantığına göre öyle. Öyle olmasa ilk açıklaması marjinal örgüt, radikal mensup, taş ve molotofkokteyli olur muydu?
Vali Mutlu, belli ki insanların kendisi hakkında ne düşündüğünü çok önemseyenlerden. Bir de isyan etti: “Bu şehrin gönlü yufka valisine faşist diyeceksiniz. Ben bu ithamı kabul etmem”.
Hem kendi kendini ‘yufka yürekli’ ilan etti. Hem de herkese postayı koyuverdi. Mahkemesi kendi vicdanıymış. Vicdanı rahatmış.
Valimiz vakti zamanında hukuk fakültesinden mezun olmuş. Herhalde o sebeple kendi vicdanını da kanunların üzerine koymuş.
Gerçi hakkını yemeyelim. Hodri meydan da dedi aslında: “Arzu edilen her yere müracaat edilebilir. Dünyanın ne kadar mahkemesi ülkemizin de ne kadar yüce mahkemesi varsa, hepsine müracaat edilebilir.”
Müracaat edilir edilmesine de bakalım İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni çıkar mı. Zira kendisinden önceki Vali Muammer Güler’in 1 Mayıs’ta yaptıkları için soruşturma izni çıkmamıştı. Bugünün İçişleri Bakanı da Muammer Güler. Bilmem kendisi için verilmeyen soruşturma iznini Sayın Güler, Sayın Mutlu için verir mi?
Gerçi sayın valinin yaptığına mugalata ya da demagoji demek mümkün çünkü o mahkemenin hazır başvurulmuşu var.
1 Mayıs 2008 rezaletinden sonra DİSK ve KESK Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuştu. Mahkeme de Türkiye’nin toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğünü ihlal ettiğine karar vermişti. Kimin eliyle ihlal etmişti Türkiye bu özgürlüğü? Dönemin valisi bugünün İçişleri Bakanı Muammer Güler’in eliyle.
Taksim Meydanı’nda çukur var savunmasına da sarılması kendisini kurtarmaz. Mahkeme meydanda toplanılmasının sakıncaları başka bir tartışma konusudur, siz insanlara meydandan uzak yerlerde gösteri yapmalarını engelleyecek şekilde orantısız güç kullandınız demişti.
Vali bunları bilmez mi? Çok iyi bilir. Amma velakin vali başka bir şeyi de iyi bilir. 2008’de Türkiye’ye mahkûmiyet getiren valinin bugün İçişleri Bakanı olduğunu bilir.
Benim valim işini bilir.
Ama yufka yürekle ama katı yürekle.
İşinize gelirse. Değil mi sayın valim?
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.