BDP'YE SORUYORUM
Hilal Kaplan
03 Nisan 2013 Çarşamba 08:32
İspanya'daki Bask milliyetçisi terör örgütü ETA, Ekim 2011'de, 'silahlı faaliyetlerine kesin olarak son vermeyi kararlaştırdığını' ilan etti. Her ne kadar silahların teslimi ve kendisini feshetme sürecine ilişkin bir takvim ve yöntem belirtmemiş olsa da, bunun bir kırılma noktası olduğu aşikârdı.
'Silahlara veda' metninde dikkat çekici olan, silah bırakmaya karşılık siyasal bir talepte bulunulmamasıydı. Kendi kaderini tayin hakkı ve Fransa-İspanya arasında bulunan Bask bölgelerinin toprak birliğinden bahis yoktu. İspanya devletinin, ETA'ya karşı, yaklaşık 20 yıldır sürdürdüğü demokratikleşerek mücadele ve 'silah bırakma karşılığı siyaset hakkı' stratejisi sonuç vermişti. O dönem, İspanya'daki ana muhalefet lideri Mariano Rajoy, CHP lideri Kılıçdaroğlu gibi 'Aman iktidarın işine yaramasın da kan akarsa aksın' mantığıyla hareket etmedi; bunun yerine çıkıp 'demokratik hukuk devletinin zaferi' diyerek kararın öneminin altını çizdi.
ETA ile PKK arasında, Türkiye ile İspanya arasında dağlar kadar fark olduğu doğru. Ancak aynı zamanda büyük benzerlikler de mevcut. Özellikle iki ülkenin terörle mücadele yöntemlerindeki benzerlik göze çarpıyor: İspanya'nın 'silaha karşılık siyaset hakkı' politikası, Türkiye'nin 'Silahlar değil, fikirler konuşsun' çağrısına çok benziyor.
İspanya ile Türkiye arasındaki en bariz farksa, İspanya'nın demokratik anayasasını 1978'de yapmış olmasıyken, Türkiye'nin darbe düzeni ve ertesinde statükonun malum direnişleri sayesinde bunu ancak 2014'e doğru başarabilecek gibi görünmesi olsa gerek. Ancak bir bariz fark daha var ki, İspanya, demokratik gücünden aldığı meşruiyetle ETA'yı köşeye daha rahat sıkıştırabildi. ETA'nın siyasî kanadı Batasuna'nın kapatılması, Ahmet Türk'ün İspanya'daki muadili sayılabilecek lideri Arnaldo Otegi'nin 10 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve hâlâ cezaevinde yatıyor oluşu, Avrupa'nın kendi içindeki 'kara para' işlerine karşı tahammülsüzlüğü sonucu ETA'nın para kaynaklarının daha rahat kurutulması gibi faktörler söz konusu.
Gelelim, ETA'nın geçtiğimiz günlerde, güzide basınımızın 'ETA, silahlara dönüyor' diye duyurduğu açıklamasına... Baştan söyleyelim, ETA, silahlara döneceğini açıklamadı. İspanya ve Fransa hükümetlerinin, masaya oturmaya yanaşmaması sebebiyle müzakere alanının daraldığı uyarısını yaptı. Ama en önemlisi, kalıcı barış ve çözüm için uğraşmaya devam edeceğini yineledi. Bundan, 'ETA silaha dönüyor' başlığını çıkaran basınımızı, 'sürece katkısı' sebebiyle kutlamak gerek.
Peki, İspanya ve Fransa hükümetleri ne diyor: 'ETA, silah bırakmadan müzakere söz konusu olamaz.'
BDP'nin dünyadaki barış süreçlerini dikkatle izlediğini biliyorum. O yüzden kendilerine şunları sormak şart oldu:
ETA, silahlı mücadeleden vazgeçtiğini açıkladı ama buna rağmen, şu anda direkt muhatap alınmıyor. PKK ise, Öcalan'ın 'silahlı değil, siyasî mücadele' çağrısına karşı hâlâ 'Barışa da savaşa da hazırız' derken, nasıl hükümetin yasa dışı bir örgüt hakkında yasama organına başvurması beklenebilir?
ETA, silahlı mücadeleden vazgeçtiğini ilan edeli iki yıl oldu ama Fransa ve İspanya, silahsızlanma gerçekleşmeden masaya oturmamakta, yani sürecin 'meşru zemin' kazanmasına izin vermemekte ısrar ediyor. PKK ise hâlen silahtan vazgeçmediğini söylüyor ama devlet, buna rağmen mahkûm örgüt liderini muhatap alıyor. Böylesi bir vasatta, hükümetten, süreç çöktüğü takdirde, sınırdan geri girmesi pekâlâ mümkün olan PKK'lılar için özel yasa çıkartmasını beklemek gerçekçi mi?
Hükümetin çözüm planını 'Türk modeli-A la Turca çözüm' diye tahkir etmek kolay. Peki, muteber kabul edilen Avrupa'daki örneklerle kıyasladığınızda, silah bırakmak bir yana, daha bırakacağını ilan bile etmemiş, 'Gerekirse savaş' diyen bir örgütün Meclis zemininde muhatap alındığı hangi örnekler vardır?
* Türkiye ve İspanya arasındaki karşılaştırmalı çalışmalara ilgi duyanlara, Akın Özçer'in 'Çoğul İspanya: Anayasal Sistemi ve Ayrılıkçı Terörle Mücadele Modeli' kitabını tavsiye ederim.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.