BDP’DEN ÖĞRENİN
Kadri Gürsel
06 Mart 2014 Perşembe 09:00
Geçen pazarı, havası AKP-Cemaat savaşı tarafından zehirlenerek solunmaz hale gelmemiş bir yurt köşesi olan Diyarbakır’da geçirdim ve bu kentten muhalif siyaset açısından faydalı olacağına inandığım gözlemlerle döndüm.
AKP-Cemaat çatışması, Diyarbakır’ın havasını kirletmemiş olsa da sanılmasın ki kentte heyecanlı bir yerel seçim atmosferi var... Sokaklar ekseriyetle BDP’nin flama ve afişleriyle kaplı ama bu bir miktar aldatıcı. Çünkü kentte siyasi rekabet yok. 1999’dan bu yana olduğu gibi Diyarbakır’daki yerel seçimi yine Kürt hareketi açık farkla kazanacak.
2009’daki yerel seçimi o zaman henüz kapatılmamış olan Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) adayı Osman Baydemir yüzde 65,6 gibi yüksek oranda bir oyla kazanmış, AKP yüzde 31,3 oy almıştı. 30 Mart yerel seçimlerinde BDP’nin oy oranını daha da artırması muhtemel. 2012’de yapılan yasa değişikliği gereği mülki sınırlar içindeki tüm ilçelerde seçmenlerin
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi için sandığa gidecek olması BDP oylarında elbette ki bir artış beklentisi doğuruyor.
Bu faktöre, AKP’nin “çözüm süreci”nin yaşaması için beklenen önemli adımların hiçbirini atmamış olmasını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın artık bölgede kendi adıyla eskisi gibi rüzgar estiremiyor oluşunu da eklemek lazım.
AKP’nin oylarında nispi düşüş beklentisi yaratan başka bir faktör de Hüda-Par’ın Diyarbakır’da yerel seçime girmesi... Hizbullah hareketinin bundan önce AKP’ye oy veren tabanı şimdi Hüda-Par’ı destekleyecek. Tüm bölge açısından bakıldığında ise BDP’nin beklentisi Mardin ve Ağrı’yı AKP’den alacakları, 2009’da AKP’den kazandıkları Van ve Siirt’i de elde tutacakları yönünde... BDP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in şimdi aday olduğu Urfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanması hakkında ise o kadar da emin konuşamıyorlar.
BDP, bu yerel seçimlere Diyarbakır başta olmak üzere tüm bölge açısından Türkiye’deki siyaset kurumunun dikkatini çekmesi gereken önemli bir yenilik getiriyor: BDP yerel seçimlere mümkün olan her yerde bir kadın ve bir erkek eş başkan adaylarıyla katılıyor. BDP Diyarbakır’da yerel seçimi kazanınca partinin Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Avukat Fırat Anlı ile birlikte “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı” olacak. Kışanak aynı zamanda Türkiye’nin ilk kadın Büyükşehir Belediye Başkanı olmaya da hazırlanıyor. 42 yaşındaki Fırat Anlı, 2004-09 arasında Diyarbakır’ın merkeze bağlı Yenişehir ilçesinin belediye başkanlığını yapmış. Ardından, kapatılan DTP’nin Diyarbakır İl Başkanlığı var. Ondan önce de kapatılan diğer iki parti olan HADEP ve DEHAP’ta il başkanlıkları... Anlı, kentte tanınan bir siyasetçi. Bu arada malum, BDP’deki “eş belediye başkanlığı”nın yasada bir karşılığı yok. BDP, Selahattin Demirtaş ve Kışanak’ın örgütte birlikte sürdürdükleri eş başkanlığın da yasada bir yeri olsun diye beklemeyip bu siyasi tercihi fiilen uygulamayı seçti; şimdi eş belediye başkanlığında da öyle olacak. Kışanak yasanın kabul ettiği belediye başkanı olacak, Anlı da onun yardımcısı...
İşlev ve unvanı uygulamada paylaşacaklar; öğrendiğimiz kadarıyla maaşlarını da üleşecekler. Bu kadın ve erkek eş başkanlar sistemi bihakkın uygulandığında, kadınların siyasette ve toplumda özgür ve eşit katılımcı bireyler olarak yerlerini almalarını teşvik eden ilerici bir işlev görecektir.
Ülkenin batısındaki toplumsal yaşamda dinsel muhafazakarlığın iktidar tarafından egemen norm haline getirilerek kadının özellikle iktisadi hayattan tedricen uzaklaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde Kürt hareketinin kadınların önünü açan bu bilinçli tercihini övgüye değer buluyorum. BDP’nin geçen pazar aralarında bulunduğum bir grup köşe yazarına tanıtımını yaptığı hizmet vaatleri ve yönetim anlayışını yansıtan vizyon belgesi, batıdaki siyasetçilerin feyz alabilecekleri bir metin niteliğindeydi. Şimdi neredeyse her gün ifşa edilirken hepimizi şaşkınlık ve öfke içinde bırakan sistemli yolsuzluk ve rüşveti önlemenin çaresi, bu belgede vurgulanan prensiplerde var:Kent parlamentosu işlevini görecek Büyükşehir Belediye Meclisi’nin faaliyet ve gündemine halkın katılımı teşvik edilecek, karar süreçlerine tüm toplum kesimleri dahil olacak, meclis toplantıları canlı olarak yayınlanacak...
Bir önceki bütçe için halka hesap verilecek ve yeni bütçe kent sosyal forumlarında tartışılarak yapılacak... Kritik konularda referanduma gidilecek... Kadınlara pozitif ayrımcılık, hesap verebilirlik ve katılımcılık, yerelden merkeze tüm Türkiye’de
Erdoğan sonrası dönemdeki yönetim anlayışının barış ve rehabilitasyon ilkeleri olmalı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.