22 Kasım 2024
  • İstanbul9°C
  • Diyarbakır9°C
  • Ankara9°C
  • İzmir17°C
  • Berlin2°C

BDP NE İSTEDİĞİNİ AÇIKÇA SÖYLEMELİDİR!

Tarhan Erdem

28 Kasım 2011 Pazartesi 02:40

BDP'nin, Doğu'nun bir zorba yönetimine girme isteklerine karşı çıkamaması kabul edilemez!

Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, seçimden bu yana 18 kanun teklifi vermiş. Teklif başlıkları, özgürlüklerin derinleşmesi amacına yönelik olduğu izlenimi veriyor, bazılarını birlikte okuyalım:

Terörle Mücadele, Bazı Uluslararası Sözleşmelere Konan Çekincelerin Kaldırılması, Bazı Suçlara İlişkin Muhakeme Görev ve Yargı Çevresinin Belirlenmesi, Suçu Övme, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, Tutuklulukta Geçecek Süre, Değiştirilen Adların Kullanılması vd...

Terörle Mücadele Kanunu’nun bütünüyle kaldırılması bir maddelik kanunla öngörülüyor. Teklif, ‘terör’ tanımını değiştirmek, silahlı mücadele ile faillerine yardımcı olmak arasında fark yaratmak gibi Terör Kanunu’nun sakıncalarını düzeltmeyi istemiyor, bütünüyle kaldırmayı istiyor BDP.

Bunu aklınızda tutun, bir başka teklife geçelim: Bazı Uluslararası Sözleşmelere Konan Çekincelerin Kaldırılması’nın önerildiği teklifle sanırsınız ki Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’ndaki (AYYŞ) çekinceler ilk ele alınmıştır! Hayır, yerel yönetimler akla bile gelmemiş; BM Çocuk Hakları ile BM Siyasi Haklara Dair Sözleşmeler ile AİHS 1 No’lu Protokol’de eğitim hakkına konulan çekincelerin kaldırılması isteniyor. Açıkça BDP, çağdaş yerinden yönetim haklarıyla, AYYŞ’deki çekincelerle ilgili değildir! Belki de o çekincelerin kalkmasını istememektedir!

Diğer tekliflerde de aynı anlayış görülüyor: Örneğin, ‘Bazı Suçlara İlişkin Muhakeme Görev ve Yargı Çevresinin Belirlenmesi’ hakkındaki teklifte de savunulan ‘Tabii Hâkim’ ilkesi değildir; gerçekleştirilmek istenen, terör suçlarının özel mahkemeler dışına çıkarılmasıdır.

Sanki, BDP’nin ülkemizde demokrasinin gelişmesiyle ilgili derdi yoktur. Onun derdi, kendisine siyasal güç verdiğine inandığı oluşumların

asıl amaçlarına ulaşıncaya kadar, biraz daha rahat eylemlerini yapabilmelerini sağlayacak hukuksal ortamın yaratılmasıdır!

Geçen yıl 19 Aralık 2010 tarihinde Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) yayımladığı bildiride de demokratik bir yönetimden bahsedilmiyor, dikta idaresi açıkça tanımlanarak ‘Özerk Kürdistan’ın kurulması isteniyordu. Ne gariptir ki aynı tarihte BDP’nin yayımladığı ‘Türkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununda Çözüme Dair Siyasi Tutum Belgesi’nde ise farklı bir özerklik, gerçek demokratik bir yaşamdan bahsediliyordu. Belki de öyle anlamak istediğimden bana öyle gelmişti!

Son günlerdeki eylemlerden, toplantılarda dile getirilen ‘özel statü’ isteğinden, siyasal bir parti gibi davranmak yerine belli eylemlere ortam yaratma söyleminden bir türlü vazgeçilememesinden anlıyorum ki BDP demokratik Türkiye’nin peşinde değildir!

Okuyucularım hatırlayacaktır, ben BDP’nin siyasal haklarını kullanmasının önündeki engellerin kaldırılmasını ve siyasal haklarının genişlemesini savundum; bugün de aynı şeyleri savunuyorum; ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar değişirlerse değişsinler yarın da onların daha geniş özgürlük içinde siyaset, ama evrensel anlamda ‘demokratik siyaset’ yapmalarını savunacağım.

Benim amacım, ülkenin her yerinde hangi haklarla yaşayacaksam, Kürtlerin de Şırnak’ta, Van’da aynı haklarla yaşamalarıdır. Türkler ve çoğunluk inançtakiler kimliklerini ve inançlarını nasıl serbestçe yaşayıp özgürlüklerinin genişlemesini isteyebiliyorlarsa farklı ırktan ve inançtan insanların da kimliklerini ve inançlarını serbestçe yaşamalarını istiyorum.

Türkiye’de bir Kürt partisinin PKK’ya açıkça karşı çıkamayacağını anlıyorum ama Doğu’nun bir zorba yönetimine girme isteklerine karşı çıkamamasını, hatta demokrasi dışı görüşlerin propagandasını yapmasını kabul etmiyorum!

BDP, Doğu için özel koşulları ‘savunmak’ yerine, bütün ülke ve herkesin hukukunu savunmalıdır.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.