23 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Diyarbakır15°C
  • Ankara16°C
  • İzmir13°C
  • Berlin3°C

BATI MI DOĞU MU: FAL AÇMAK…

Ali Bayramoğlu

31 Ekim 2009 Cumartesi 10:44

Türkiye Doğu'ya mı çark ediyor? Buna benzer bir tartışma en son Refah Partisi iktidarında yapılmıştı. Erbakan'ın İslam dinarı gibi projeleri, AB'yi Hıristiyan kulübü ilan eden yaklaşımı, Libya ziyareti zaten sorunlu bir dönemin sorunlarını daha da arttırmış ve siyasi iktidar Türkiye'yi Batı'dan koparıyor gibi tartışmalar yapılmıştı.

O dönem aşırı gidildi, sert vuruldu ama her şeye karşın bu tartışmaların somut bir zemini, karşılığı vardı. Peki, bugün, böyle bir tartışmanın zemini ve gerekçesi olduğunu söylemek ne kadar gerçekçi ve samimi bir tutumdur?

Hemen hiç…

Ne var ki birkaç gündür, kimi gazete ve televizyonlar Erdoğan'ın İran ziyaretine, İsrail'e karşı aldığı tavra bakarak Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığını söylüyor, adeta yeni bir kriz için zemin yokluyorlar…

Diyorlar ki: Türkiye Batı'dan Doğu'ya savruluyor. İma aynı: İslami bir kayış, Atatürk'ün hedeflerinden uzaklaşma, vs, vs…

28 Şubat alışkanlıklarının işe yaramayacağı günleri soluyoruz…

Şaka gibi bir iddiadır bu…

Böyle bir şey mümkün olabilir mi?

Türkiye'nin değerleri, politikaları, uygulamaları ve tutum açısından tarihinin Batı'ya en yakın ve açık dönemini yaşıyor…

AB'nin 12., yani son ilerleme raporunu okudular mı acaba bu iddianın sahipleri?

12. İlerleme Raporu'nda Türkiye sadece eleştirilmiyor, eksikleriyle anılmıyor. Aynı zamanda yaptıklarıyla, hedefleriyle tanımlanıyor.

Türkiye'nin Kafkasya politikası Batı kapılarını daha uzağa doğru açan bir politika, Ermenistan ilişkileri keza… Orta Doğu politikasının bir ayağı Suriye'yi Batı sistemine doğru iten, kapalı bir toplumu değişime zorlayan bir hat… Türkiye Irak'ta ABD'yle uyumlu bir yol izliyor ve bu ülkeyi imar girişiminin merkezinde yer alıyor…

İran'la ilişkiler ABD ve AB'yi rahatsız etmekten çok memnun ediyor, Ankara bir hava yastığı işlevi görüyor.

Velhasıl son dönemlerde her alanda, her konuda dış politikadan iç politikaya kadar demokratik ilkelere uygun adımlarla ve istikrar görüntüsüyle kendisini yenileyen, gücünü arttıran, siyasi yaşamında yeni bir sayfa açmaya hazırlanan bir Türkiye görüyoruz.

Kafkasya, AB, ABD, Ortadoğu politikalarıyla atağa kalkan bir Türkiye bu…

O zaman neden böyle bir iddia var ortada…

Le Monde, New York Times'da çıkan yazıları bir kenara itelim…

Türkiye mahreçli yazılar bunlar, Türkiye'den gelen, Türkiye'yi Türkler tarafından değerlendiren yazılar. Taha Kıvanç dün pek güzel anlatmış bu “iç yazışmanın mekanizması”nı…

Nedir bu iddianın arkasında yatan?..

Galiba bir tür, sivil andıçtan söz ediyoruz.

Türkiye'nin eksen değiştirmesinden çok, kendi çıkarlarından hareketle Türkiye'yi rayından çıkartmak isteyen arayış bu.

Zira yapılan Türkiye'nin İsrail ya da İran politikalarının eleştirisi değil, siyasi iktidarın varlığını hedefleyen, spekülatif bile olmayan garip manipülasyon girişimi…

Bakın nerede başladı ve nerede sürdürülüyor?

Yanıt açık: Doğan Grubu yayın organlarında…

Neden?

Zira Doğan Grubu yöneticileri bu grubun iktidarla yaşadığı sıkıntılarda yeni bir saldırı hamlesi üretmeye ya da sopa göstermeye çalışıyor ve kendilerince bulabildiği tek yumuşak nokta burası…

İnsanın kendisini ayağından vurması böyle şey olsa gerek… Ordunun durumuna bakın her andıç, her psikolojik harekât, her manipülasyon girişimi eksik olarak geriye dönüyor.

Bu tür sivil manipülasyon girişimleri ise sadece onu yapana değil tüm ülkeye zarar verir.

Müflis bir anlayışın son hamleleridir bunlar…

Sonuç vermiyor, vermeyecektir…

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.