21 Kasım 2024
  • İstanbul9°C
  • Diyarbakır13°C
  • Ankara14°C
  • İzmir20°C
  • Berlin3°C

BAŞKASININ HÜZNÜNÜ İLİKLERİNDE HİSSETMEK

Elif Şafak

21 Ağustos 2011 Pazar 12:07

Gelin bugün çıkalım kabuğumuzdan, sıyrılalım zihinsel gettolarımızdan; bir şey yapalım Somali için, yepyeni bir şey. Ufak, ufacık kararlarla başlayalım. Yeter ki halis olsun niyetimiz, amelimiz. Yeter ki rol yapmayalım ya da küçümsemeyelim küçümen adımları.

Kayıtsız kalmayalım birbirimizin acısına, hüznüne, yasına. Ses verelim; burada durduğumuzu, bigâne kalmadığımızı, duyarsız olmadığımızı, insanın her yerde bir ve eşit olduğuna yürekten inandığımızı gösterecek bir ses, bir yankı...

"Zenci" kelimesini kişisel sözlüklerimizden silelim mesela, kullanmayalım artık. Televizyon ve radyo spikerlerinden "Afrika'daki zenciler..." lafını duymayalım bundan böyle. Özünde buram buram hiyerarşi barındıran ve sömürgecilik kokan, dolayısıyla insanları yakınlaştırmak bir yana katı kategorilere bölen bu kavrama ihtiyacımız yok.

Gelişmiş dünya çoktan terk etti bu köhne kelimeyi. Onun yerine, illa da bir kelime kullanacaksak şayet, "siyahlar" diyelim, "Afrika'nın güzel insanları," "Somali halkı," "Canlar," "Bir başka diyardaki kardeşlerimiz"; benim gibi, senin gibi, bizim gibi etten kemikten, hayalden ve hikâyeden mürekkep ve lakin bir lokma ekmeğe, bir yudum suya, bir katre huzura hasret.... Ademoğlu, Havvakızı....

Gözleri kömür karası, avuçları yoksulluk yarası, yollarda doğum yapan, bebeğini toprağa gömüp geride kalan çocuklarını hayatta tutmak için çabalayan, bu ramazanda yokluk ile oruç açan, umutsuzluk ile beslenen, şu koca ve kadim kıta Afrika'nın masalları kadifeden, kemikleri camdan insanları.....

Dünyanın bir haritası var, peki ya insan yüreğinin coğrafyası var mı? Kalbimizin Doğu'su, Batı'sı, Güney'i, Kuzey'i var mı sahi? Ya da hudutları? Bir Kuzey Kutbu var mı vicdanımızın? Donup kalmış bir bölge? Biz sadece tıpatıp kendimize benzeyeni mi önemser, sever, korur ve kollayabiliriz?

İnsan, bizzat hiç görmediği, sesini hiç duymadığı, kendisiyle aynı kökenden gelmeyen bambaşka insanların acılarını ve feryatlarını umursayabilir mi? Ya da şöyle sormalı belki de: Gün olur, sadece ve sadece özünde "biz"im gibi olduklarına inandıklarımızı sever ve insanlığın geri kalanını iteler, ötelersek, ötekileştirirsek, bu dünya ne menem bir yer olur?

Türkiye'de şu anda peş peşe yürütülen "Somali'ye yardım kampanyaları"yla daha önce eşi benzeri görülmemiş bir duyarlılık seviyesi yakalanmış durumda. Ama yeterli değil. Her dakika bir başka çocuğun gözlerini kapadığı Afrika, bu yaşlı ve bilge kıta, bizden daha fazlasını bekliyor.

Biz burada kendi gündelik hayhuyumuzla beyhude yere birbirimizi yıpratırken, çığ gibi büyüyen ve önümüzdeki elli sene boyunca kolay kolay çözülmeyecek bir insanlık dramı yaşanıyor.

Gelin bugün çıkalım kabuğumuzdan, sıyrılalım zihinsel gettolarımızdan; bir şey yapalım kendimiz, vicdanımız, insanlığımız için. Elimizi cebimize atalım.

Üst üste telefon mesajları yollayarak, yardım kuruluşlarıyla temasa geçerek, elimizden geldiğince cömertleşerek, birbirimizi de buna teşvik ederek, aramızda para toplayarak, okuyarak, paylaşarak, bir başkasının hüznünü iliklerimizde hissederek ve en önemlisi, yardımları da yardım edenleri de hafife almayarak...

Gelin bugün, şu anda, şimdi, daha fazla ertelemeden bir adım atalım... Bizi insanlığımıza yakınlaştıracak bir adım...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.