22 Aralık 2024
  • İstanbul6°C
  • Diyarbakır1°C
  • Ankara6°C
  • İzmir11°C
  • Berlin6°C

BAĞDAT'TA KAOS

Aslı Aydıntaşbaş

12 Ağustos 2014 Salı 08:09

Pazar gecesi bizde seçim sonuçları açıklanırken, Bağdat’ta olağanüstü saatler yaşanmaktaydı.

Özetle, Irak’ın yeni Cumhurbaşkanı kabineyi kurma görevini ülkeyi felaketin eşiğine getiren Nuri el Maliki yerine başka bir siyasetçiye vereceğini açıkladı. Maliki’nin mezhepsel politikalarının Irak’ı bölünmenin eşiğine getirdiği konusunda artık herkes hemfikir. O kadar ki Kürtler, Şii partiler, Sünniler, meclisin çoğu ve ülkedeki en üst düzey din adamı Ayetullah el Sistani, Maliki’nin gitmesini istiyor. Amerikalılar Maliki’yle olmayacağını gördü. İran bile razı gitmesine.

Ancak Maliki direniyor. Pazar gecesi anayasal darbe yapmak için askeri devreye soktu. Ordu birliklerini Irak’ın yeni Cumhurbaşkanı Fuat Masum’un evinin etrafına konuşlandırdı. Fuat Masum’un can güvenliği konusunda kaygılar var.

Maliki dün de cumhurbaşkanının atadığı yeni başbakana bayrak açtı. Bağdat, Maliki’den kurtulmazsa, kanlı bir savaşın eşiğinde bulacak kendini. IŞİD’in Bağdat’a yürümesine beş kala, Irak’ın tek kurtuluşu, yeni bir milli mutabakat lideri...

TEMİZ SAYFA AÇMAK

Kırıcı bir seçim sezonunun sonunda, tek tesellim şu: Hiçbir aday seçim sonuçlarından çok memnun değil.

Çünkü seçmenin, her bir parti için bir uyarısı, ciddi bir mesajı var.

Sondan başlayalım. HDP adayı Selahattin Demirtaş’ın % 10’a çıkmasının Türkiye için ne kadar değerli olduğunu, günlerdir yazıyorum, ekranlarda anlatıyorum.

Ancak o % 10’un 1.5 milyona yakını ”emanet oy.” HDP henüz Yunanistan’daki Syriza hareketi gibi geniş bir sol gökkuşağı koalisyonu olmuş değil. Evet, solcular, Geziciler, Aleviler, İhsanoğlu’na ısınamayan muhalifler, aslında Demirtaş’ın kişisel karizması ve değişim iddiasına bir fırsat verdi. Ama partinin işi asıl bundan sonra başlıyor. Profesyonelleşmesi, yeni gelen seçmeni sahiden içselleştirmek, Kürt hareketiyle arasında bir sinerji yaratması, bunu yaparken de ne Kürt tabanı ne de Türk solunu ürkütmemesi lazım. Kolay değil.

CHP’ye verilen mesaj açık. Değişim! CHP yöneticileri, genel merkezin fazlaca yaşlandığını, 17 Aralık’tan bu yana aldığı stratejik kararlarda çuvalladığını, gençlere ulaşamadığını ve en önemlisi 2011’den bu yana oylarının ”yerinde saydığını” kabullenmek durumunda.

Ayrıca CHP, üzerindeki ”kaderciliği” atmadığı sürece % 30 hayal olmaya devam edecek. Siyaset, halkın beğenisi için yapılır. Siyasi partiler, şikâyet makamı değil, ikna yeridir. Bu yüzden de CHP’nin ”cahiller, eğitimsizler, tembeller” diye seçmenden şikâyet edeceğine, o seçmene neden ulaşamadığını analiz etmesi lazım.

Seçmeninin bir bölümünü Tayyip Erdoğan’a kaptıran MHP’yle ilgili laf etmek, haddim değil. Ancak MHP’nin ”rekabetçi siyaset” yerine ideolojinin gücüyle ayakta durduğu ortada. Değişime direnirse, 2015’te zorlanabilir.

Ve son olarak, Başbakan Erdoğan. Cumhurbaşkanlığını büyük çabayla ve ilk turda kazandı. Ancak sonuçtan çok da memnun olduğunu sanmıyorum. Oyları, Ak Parti Genel Merkezi’nde beklenen % 58’ler, % 55’ler yerine, % 52’de kaldı. Üstelik bu sonuç, Ak Parti’nin kampanyasından ziyade muhalefetin beceriksizliği sayesinde oldu.

Erdoğan’ın bunu görmesi, pazar gecesi balkon konuşmasında yansıttığı üslubu Çankaya’ya da taşıması gerekir. Çankaya farklı bir seviye demek. Başbakan Çankaya’da farklı bir üslup tutturmak konusunda samimi olabilir. Ancak temiz bir sayfa açmak için sadece balkon konuşması yapmak yetmez. Şu zamana kadar “karşıt” gördüğü kesimlerle ”empati” geliştirmesi şart. İnsanlar Gezi’de neden sokağa çıktı? 17 Aralık iddialarına neden öfkeliler? Hayat tarzı konusunda ne tür endişeleri var? Kürtler neden hâlâ gayri memnun? Solcular, laikler, Aleviler ne istiyor? Medya neden mutsuz?

Temiz sayfa için, her şeyden önce bu insanları dinlemek, anlamak lazım. Yeri geldiğinde özeleştiri lazım. Buna hazır mısınız?

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.