APO NEDEN KONUŞMADI
Ahmet Altan-
25 Ocak 2012 Çarşamba 00:20
Olayların hızı ve karmaşası arasında çok önemli bir gelişme gerektiği ilgiyi göremeden gündemden kayboldu.
Abdullah Öcalan, kendisini ziyarete gelen kardeşiyle görüşmeyi reddetti.
Üstelik de kardeşini “buyurun gelin, ağabeyinizle görüşün” diye hapishane yetkilileri davet etmişti.
Hepimiz biliyoruz ki Apo en zor zamanlarda bile konuşmaktan, talimatlar vermekten, açıklamalar yapmaktan çekinmemiş biri.
Devletin tecridi kaldırıp kendisine konuşma imkânı verdiğinde Apo neden konuşmadı peki?
Devletten korkmadığı ya da çekinmediği açık.
Onu konuşmaktan vazgeçmeye zorlayan neden belli ki devlet değil.
Ne peki?
Sanırım bunun iki nedeni bulunuyor.
Birincisi, Silvan baskınından önce, “durun, büyük bir anlaşma yapmak üzereyiz” demesine rağmen harekete geçen ve onun talimatını dinlemeyen PKK yönetiminin şimdi herhangi bir talimatını dinleyip dinlemeyeceğinden emin olmaması.
Bir kere daha aynı duruma düşmek istememesi.
Kendini, emirleri dinlenmeyen bir lider konumuna düşürmekten kaçınması.
İkinci neden ise bizzat kendi örgütü tarafından bir çapraza sokulmak istenmesine karşı çıkması.
PKK yönetimi, Silvan baskınından önce Apo’nun talimatını dinlemedi, anlaşılamaz bir nedenle savaşı hızlandırdı.
Apo’nun, “devrimci halk ayaklanmasına gerek yok” demesine rağmen bir halk ayaklanması çıkartabileceğine inanarak harekete geçti.
Sonuç PKK yönetiminin öngördüğü gibi olmadı.
Halk hareketi başlamadı.
PKK büyük kayıplar verdi.
Şimdi, PKK yönetimi “Apo, bize dur derse dururuz” diyor, “savaşın durması için Apo’nun talimat vermesi gerekir”.
Müzakere masasında çok daha avantajlı oldukları bir dönemde Apo’nun emrini dinlemediler, şimdi “savaşı durdurma” sorumluluğunu ve yükünü Apo’nun sırtına yüklemek istiyorlar.
Benim görebildiğim Apo bu yükü sırtlanmak istemiyor.
Suskunluğunu ben, “madem benim sözümü dinlemeden savaşı başlattınız, başlattığınız gibi kendiniz durdurun” diyor diye yorumluyorum.
Kendi başlatmadığı bir çatışmayı durdurma sorumluluğunu Apo neden yüklensin, ileride neden birilerinin “bizi Apo durdurdu, o istedi diye durduk, yoksa durumumuz çok iyiydi” diyerek bütün sorumluluğu onun sırtına yıkmasına izin versin.
Bu tavrıyla, “iki taraf da beni kullanmak istiyor” diyerek yakındığı durumun tekrarına müsaade etmeyeceğini, ya bütün emirlerini dinlemeleri gerektiğini ya da kendisinin emir vermeyeceğini göstermek istiyor.
Elbette bu konularda kesin konuşmak mümkün değil, benim tahminim bunlar ama belki de bir başka nedeni vardır.
Ama ben doğru görüyor ve doğru yorumluyorsam, PKK yönetimi Apo’ya bütün emirlerini kesinlikle dinleyeceğine dair teminat vermedikçe Apo konuşmayacaktır.
Kendisini bir kez daha emirleri dinlenmeyen bir lider konuma düşürmelerine izin vermeyecektir.
Benim görebildiğim kadarıyla Apo’nun PKK yönetimine mesajı açık:
Ya benim bütün talimatlarıma uyun ya da kendi başınıza yarattığınız karmaşanın içinden gene kendi başınıza çıkın, başarısızlığın sorumluluğunu benim üstlenmemi istemeyin.
Birçok Kürt’ün ve Türk’ün öfkesini çekmek pahasına ben barışın sağlanmasında hâlâ Apo’nun büyük bir önemi olduğuna inanıyorum.
Onda örgütünü de taraftarlarını da hem savaşa hem barışa götürme gücü ve yeteneği var ama barış gerektiğinde bunu yapabilmesi için söylediklerini dinleyecek bir örgüte ihtiyacı olduğu da açık.
Kürtler, özellikle de PKK kendi hatalarını Türklerin önünde tartışmaktan hoşlanmıyor, bu konuda PKK’nın “TC devletine” çok benzeyen bir tutumu var, nasıl devlet hata yaptığını asla kabul etmiyorsa PKK da etmiyor.
Ama eğer ortada bir hata varsa Kürtlerin ve PKK’nın bunu hiç olmazsa kendi aralarında tartışmaları ve hatayı düzeltmeleri gerekir.
Aksi takdirde hata yapıp da bu hatayı asla kabul etmeyen bir devletle aynı davranışı benimseyen PKK’nın parantezinden kurtulmak mümkün olmaz.
Apo bir mesaj veriyor.
Ben bu mesajın muhatabının PKK yönetimi olduğunu düşünüyorum.
PKK yönetimi öyle düşünmüyorsa, devletin “konuşabilirsin” dediği bir dönemde Apo’nun “hayır konuşmayacağım” demesini nasıl yorumlamak gerektiğini açıklaması gerekir herhalde.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.