22 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır4°C
  • Ankara4°C
  • İzmir10°C
  • Berlin5°C

ANKARA’YA 2. WALL STREET JOURNAL ÇALIMI

Aslı Aydıntaşbaş

01 Temmuz 2012 Pazar 07:16

Geçen ay önce Uludere faciasıyla ilgili yaptığı haberle Türkiye’deki tartışmayı alevlendiren Wall Street Journal, bu kez de Suriye krizinde kritik bir noktada yine Ankara’nın tezlerini alt üst eden bir habere imza attı.

Gazete, Uludere’deki sivil konvoyun ABD predatorleri tarafından düşürüldüğü haberini yapan iki muhabirin de imzasını taşıyan haberde, geçen hafta vurulan Türk uçağıyla ilgili Türkiye değil Suriye’nin açıklamalarını doğruladı. Haberde adını açıklamayan ABD savunma kaynakları, istihbarat raporlarına dayanarak Türk uçağının Ankara’nın iddia ettiği gibi füze ile ve uluslararası hava sahasında değil, Suriye yakınında uçaksavarla vurulmuş olabileceğini iddia etti. Hafta sonuna denk gelen haber, her iki başkent ve Ortadoğu’da büyük yankı yarattı.

Milliyet’in görüştüğü Dışişleri ve hükümet kaynakları, WSJ haberinin Türkiye’ye yönelik ‘kasıtlı’ ve ‘kafa karıştırıcı’ olduğunun altını çizerek, “Bu iddiayı ilk kez duyuyoruz. Bu zamana kadar ne ABD, ne NATO, ne de diğer müttefiklerimiz düşen uçakla ilgili elimizdeki bilgilere itiraz etmedi. Bize farklı bir bilgi veren de olmadı” dedi.

ABD’li bir yetkili ise, WSJ haberini doğrulamayarak, ”Olayla ilgili çok bilinmeyen var. Şu ana kadar gördüğümüz hiçbir şey Türkiye’nin söyledikleriyle çelişen nitelikte değil” dedi.

Aynı yetkili şöyle devam etti: “Bilinmeyen çok şey var. Ama Türkiye’nin var olan gerçekler ışığında yaptığı çıkarımlar, inandırıcı. Temel gerçek Suriye açısından bile tartışma götürmez: Suriye, kendi karasuları içinde ya da yakınında dahi olsa, bu tarz durumlarda alışılagelmedik bir şekilde bir Türk uçağını düşürmüştür. Bu kabul edilemez.”

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da geçen hafta sert bir dille Suriye’nin tavrını eleştirmiş ve kabul edilemez bulduğunu söylemişti.

Ankara’da hâkim görüş, WSJ haberinin Obama yönetiminin bakışını değil, Washington’da Türkiye’yi Suriye krizinde ‘frenlemek’ isteyen ‘belli bir çevrenin’ görüşünü yansıttığı yolunda. Ama hangi çevre ve ne amaçla?

Üst düzey bir Dışişleri yetkilisi, düşürülen uçakla ilgili Washington’la yapılan birebir görüşmelerde Türkiye’nin tezini sorgulayan bir ‘havanın’ olmadığı belirterek, haberin zamanlamasının Türkiye’nin iddialarına yönelik soru işaretlerini arttırmaya yönelik olduğunu söyledi. (Cuma akşamı WSJ’nin internet sitesine konan haber, gazete Pazar basılmadığı için hafta sonu boyunca gazetede yer aldı. Ayrıca haber 4 Temmuz bağımsızlık tatili nedeniyle de birçok ABD’li yetkilinin şehir dışında olduğu zamana denk geldi.)

Ankara, cuma öğle saatlerinde vurulan uçakla ilgili elindeki bilgileri, önce telefon yoluyla, ardından da hafta başındaki NATO toplantısında harita ve grafiklerle ABD ve diğer NATO müttefiklerine aktarmıştı. NATO toplantılarında Türkiye’nin sunum yaptığı birinci bölümde, diğer üye ülkelerden uçağın düşürülmesiyle ilgili herhangi bir itiraz ya da soru gelmediği öğrenildi. NATO genel sekreterinin katıldığı ikinci bölümde ise canlı bir tartışma yaşandı. Türkiye olayın tekrarlanması halinde neler yapılması gerektiği konusunda kimi NATO ülkelerinin sert bulduğu önlemlere işaret etti. Ancak diplomatik kaynaklar, ne bu toplantıda, ne de ABD yönetimiyle yapılan temaslarda uçağın düşürülüş anıyla ilgili Türkiye’nin tezlerine karşı çıkan görüş ya da verilerin ortaya atılmadığını söyledi.

Ayrıca Ankara, İngiliz makamlarıyla yaptığı görüşmelerde Güney Kıbrıs’ta bulunan İngiliz istihbarat ve dinleme üssünden de aksi yönde bir bilgi olması halinde paylaşılması talebinde bulunmuştu.

Yine de WSJ haberi, iki başkent arasındaki tansiyonu yükseltme ve güvensizlik tohumları aşılama potansiyeline sahip. ABD, uçağın Suriye tarafından kasten düşürüldüğü tezini sorgulamıyor olsa da, uçağın sadece eğitim değil aynı zamanda ‘keşif’ amaçlı uçuyor olabileceği düşüncesinde.

Washington ve NATO’da, Türkiye’nin, haklı olsa da, kritik bir dönemece girilen Suriye krizinde fevri bir harekette bulunmaması gerektiği görüşü hâkim. Bu yüzden Batılı yetkililer, yaptıkları her açıklamada, adeta mesaj verircesine Türkiye’nin ‘itidalli‘ davrandığı övgüsünde bulunuyor.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.