ANARŞİNİN SEBEP VE ÇARELERİ
Mücahit Bilici-
21 Aralık 2013 Cumartesi 08:50
Kürdistan’ın kuzeybatısındaki Orta ve Batı Anadolu bölgelerinde dindar Türk kardeşler arasında derin bir siyasi çatışma var. Dış güçler bu vatandaşlarımız arasında cirit atıyor. İç ve dış mihraklar yurdumuzun bu bölgesinde asayişi ve itimadı sarsmak için safdil vatandaşlarımıza kutu ve rulolarla nifak ve fitne sevkiyatı yapıyorlar. Maalesef dış güçlerin uzantısı olmakla suçlanan taraflar arasındaki çatışma dolayısı ile bölgede anarşi ve siyasi terör havası var.
Büyük bir feraset sahibi “doğu”daki vatandaşlarımız, batıdaki kardeşlerinin kandırılarak cepheye sürüldüklerini düşünüyorlar. Ülkenin ve dinin bölünmez bütünlüğünü, araya fitne ve nifak sokarak havaya uçurmak isteyenlere karşı alınması gereken tedbirler de şunlardır:
Her şeyden önce anarşinin temel sebebi, devletin orada yeterli olmamasıdır. Yani çatışan taraflara dağıtılacak kadar çok devletin yokluğu en büyük sıkıntıdır. Devlet kıtlığının aşılması için bölgeye daha çok devlet sevkiyatı yapılmalı ve devlete hükmetmekten geri kalmış ve hatta kasten geri bırakılmış halktaki devlet açlığı acilen giderilmelidir. Devletteki kaçak, kaçak elektrikten daha büyük bir sorun hâline gelmiş bulunuyor. Devlette kaçağa son verilmelidir. Ayrıca devlette bir taneyle yetinilmemeli, paraleli, yamuğu, üçgenlisi ve hukuksuzu da milli birlik ve beraberlik için seferber edilmelidir. Zira her şeyin başı devlettir. Bilen bilmeyen her yorumcunun “devlet şart!” sakızını çiğnemesi boşuna değildir.
İkinci olarak, bölgedeki ekonomik ileri gitmişlik sorunu acilen müdahale edilmeyi bekliyor. Ülkemizdeki yatırımlar ve ekonomik ilerigitmişlik noktasındaki dengesizliğin giderilmesi için bölgeye daha az AVM yapılmalı. Özellikle de metro durağı çıkışına yapılan fazla inşaat ve ekonomik yatırım, yeraltındaki masum vatandaşlar için güvenlik riski hâline gelmiştir. Ekonomik ilerigitmişlik ortamında karnı tok kardeşlerimiz dış güçler ve örgütler tarafından kolaylıkla kandırılarak siyaset meydanına çekilmekte ve kardeş kardeşe düşman edilmektedir.
Üçüncü olarak da birbirleriyle kanlı bıçaklı olan ve siyasi bir savaşa giren bu kardeşlerimizde din ve kardeşlik zaafı vardır. Ulu Önder taassubu gibi hastalıklar almış başını gitmiş. Bunun giderilmesi için bölgeye bol miktarda din kardeşliği sevkiyatı yapılarak insanlara zorla enjekte edilmesi gerekir. Zira iki taraf da Allah’ı sever mü’min ve Müslim’dir. Çatışmamaları gerekir. Hem de bu öyle uhrevi bir şey için değil, gurur metaı olamayacak ve adına devlet denen dünyevi bir nesne için kavga ediyorlarsa sorun din zaafıdır. Bu sebeple, bölgedeki kardeşlerimize tavsiyemiz, cemaat, hükümet, örgüt, tarikat, cunta, hunta gibi kavramlarla bizleri bölmeye çalışan dış güçlere fırsat vermesinler. Çare, ortak kimliğimize sarılmaktır. Elbette muhataplarımıza din dersi vermek haddimiz değil ama yine de utanmadan veriyoruz bu dersi.
Yukarıda okuduğunuz yorumun seviyesi ve kalitesi ne ise, bugüne kadar hâkim olan Kürt sorunu analizlerinin, özellikle de dindar Türk kardeşlerden neşet eden değerlendirmelerin ekseriyetinin seviyesi bu idi. Haklar ve grupsal menfaatler yahut devlet üzerindeki egemenlik hakkı sözkonusu olduğunda din kardeşliğinin d’sine yer bırakmayan din kardeşleri, umulur ki bundan sonra Kürtlere din kardeşliği edebiyatı yapacak olursa, bunun ne demek olduğunu anlayıp mahcubiyet duyarlar..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.