AMA BARIŞ SÜRECİ
Hayko Bağdat
15 Mart 2014 Cumartesi 09:44
Son dönemlerde, iktidarın baskıcı politikalarına itiraz edenlere karşı kullanılan en revaçta argüman “siz barış sürecine mi karşı çıkıyorsunuz” söylemi oluyor.
Başbakan’ın Erdoğan Demirören’i ağlattığı telefon görüşmesinin ardından da benzer yazıları okuduk. Bir başbakanın bir medya patronunu arayarak gazete çalışanlarına ağza alınmayacak hakaretler etmesinden, ardından o gazetecilerin sırasıyla işlerini kaybetmesinden illa onurlu bir duruş çıkarmak gerekiyor elbet.
“Ama o yayın barış sürecini şeyediyordu, iyi yaptı Başbakan.”
MİT yasasıyla kurumu iktidarın emrinde bir dedektiflik bürosu hâline getirecek, MİT’çilerin olası hukuk dışı faaliyetlerini meşru kılacak düzenlemeler için de Bilal Erdoğan’ın Havuz Medyası’nda kullanılmak üzere MİT’ten bilgi rica ettiği skandal esnasında da aynı ezberle karşılaştık.
“Ama MİT barış görüşmelerini sürdürürken yasal olarak korunmak zorunda, iyi yaptı Başbakan.”
Keza internet, HSYK düzenlemeleri, güvenlik bürokrasisi sürgünleri esnasında da duyduk bu cümleleri.
Kim barış sürecine karşı çıkıyor?
Kim Başbakan’ın elini tutuyor?
Barış sürecinde somut adım atmaya çekingen davranan iktidarın “Biz aynı zamanda Konya’dan, Yozgat’tan da oy alıyoruz, kitleyi hazırlamamamız zaman alıyor” söyleminden yola çıkalım isterseniz.
Bugün Gezi eylemcilerinin sokaklarda başörtülü kadın avladığına, camileri talan ettiklerine, hangi delil ortaya çıkarsa çıksın bu iktidarın asla yolsuzluk yapmadığına, internet düzenlemesine itirazı olanların pornocu olduğuna, BBC’nin darbe faaliyetlerinin arkasındaki güç olduğuna, yetişkin kadınların öğrenci evlerinde nasıl yaşayacaklarına karar verebileceklerine, Alevi hâkimlerin potansiyel tehdit olduğuna, Obama’nın Cemaat’i yok etmek için işbirliğine hazır olduğuna bu kitleyi ikna etmek çok uzun zaman almadı ama?
Kefenlerle ortalıkta gezen insanları tüm bunlara ikna edebildin de Kürt’ün anadilinin en temel hakkı olduğuna mı ikna edemedin?
HDP’nin Fethiye’deki binasına saldıran faşistlerin polis, kaymakam, itfaiye yardımıyla parti tabelasının yerine göndere bayrak çekmesinden sonra kaç bürokratı sürdün?
Sürecin kendisini ve Kürtlerin haklı taleplerini yasal güvenceye alacağına Serap’ı yakan ajanların ceza almaktan yırtacağı düzenlemeler mi barış sürecindeki en büyük numaran?
Süreçteki en kritik eşik olan Roboski katliamında takipsizlik kararı vermiş ve adaletten ümidin kesildiği bir ülkenin başbakanısın neticede.
Barışı sürekli kılmak mı yoksa rehin almak mı istiyorsun?
Barış süreci iktidarın Kürtlere bir jestimidir ki iktidarın karizması biraz çizilince hemen savaş başlasın?
Kürtler artık eskisi gibi yaşayabilir diye düşünen var mı gerçekten?
Hadi davran barış süreci için.
Seçim barajını düşür, siyasete şans ver.
Dünyada denenmiş en demokratik anlayış olan yerelden yönetimlerin güçlenmesi için yasa çıkar.
Türkçeye yapılan her yatırım Kürtçeye de yapılsın, hadi...
Ergenekoncuların, Malatya Zirve katillerinin, Dink’in katillerinin özgürlük için umutlandığı memlekette KCK tutsakları da “özgürlük rüzgârı”ndan nasibini alsın.
Barış sürecine karşı değil, devletin ceberut anlayışına karşı Kürt halkının haklı taleplerinden yana olursak kalıcı barışın geleceğine inananlar var bu ülkede.
İktidarın tüm açıklarını ve baskıcı politikalarını kapatmak için “ama barış sürecini mi baltalıyorsunuz siz” diyen yazar çizer takımına gelince.
Allah korusun ilk kriz ânında askere yazılmak için sıraya girecek olduklarından şüphem yok.
Galiba Kürtlerin de şüphesi yok.
Kimseyi kandırmayalım, aynı toprakların çocuğuyuz, tanırız biz birbirimizi.
*
NOT: Pazar saat 16:00’da Tünel Meydanı’nda “Hırsızları saklama, katilleri aklama” başlıklı bir meydan forumu yapılacak. Son tahliyelerin sebeplerini konuşmak/ anlamak için iyi bir fırsat.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.