25 Kasım 2024
  • İstanbul3°C
  • Diyarbakır4°C
  • Ankara-3°C
  • İzmir4°C
  • Berlin11°C

AKIL KAMAŞMASI

Mücahit Bilici-

24 Ağustos 2013 Cumartesi 08:52

Akıl göz gibidir, kanun (kural) yokluğunda kamaşır, körleşir. Aklın gözü kanundur, dildir. Akıl, nesnesini kanun kulpuyla tutar ve kavrar. Nasıl ki göz görmek için karanlığa (gölgeye) ihtiyaç duyar, akıl da kanun perdesine ihtiyaç duyar. Kanun ve dil varlığın üzerine atılmış bir ağ gibidir, aklın varlığı kavramasını sağlar. Uçsuz bucaksız yekpare bir yüzeyi aklın eli tutamaz. Kurallar bu yüzeye kenar ve kulp olur. Akıl oralardan tutar ve böylece kavramış olur.

Akıl kurallar olmaksızın bu yüzeyle ilk karşılaştığında kamaşır. Bu bir mucize ile karşılaşan insanın durumu gibidir. Hayret ve dehşet verir. Mucize tekrar ettiğinde kurallaştığı için kamaşma kaybolur. Fakat kendini tekrar etmeyen bir mucizeler dizisiyle çalkalanan bir yüzeyde akıl o kadar kamaşır ki körleşir. Eline hiçbir tutamak gelmez, tutup zaptedeceği hiçbir köşe veya kenar yoktur. Teslim olması, istifa etmesi ile hâkim olmaya çalışması, nüfuz etmeye çalışması arasında hiçbir fark yoktur. Her iki işlem de aynı sonucu verir.

Bu, üstüne bolca ışık düşen bir ayna karşısında gözün yaşadığı durum gibidir. Aynaya göz bakamaz, ona nüfuz edemez. Göz aynaya ancak gölgenin ve karanlığın yardımıyla nüfuz edebilir ve bakabilir. Işıkların arasına düşürülecek bir gölge, çekilecek geçici bir karanlık çizgi yoluyla ışığa kenarlar kazandırmak mümkündür. Gözün aynaya adım atması ve ışığı kavraması ancak bu şekilde mümkündür. Alışkanlık böylesi bir karanlıklaştırmadır. Akıl alışkanlığa (kurala) yaslanarak ışığa nüfuz eder.

ADIM ATMA VE ATLAMA

Kuralların olduğu yerde akıl adım adım ilerler. İşaret taşları koyar, sınırlar çizer, mesafeler ölçer. Aklın yürüdüğü yolun çıktığı bir son vardır. Bu yol tükendiğinde, yani kurallar bittiğinde uçurumun başına gelinir. Yürünerek gelinen yolun sonunda varılan uçuruma adım atılmaz. Uçuruma ancak “atlanır”. Bu kalbin işidir ve cesaret ister. Bu aynı zamanda adımlanarak yürünmüş uzun bir çölün sonunda ulaşılan kuyu, göl veya deniz gibidir. Bu noktadan sonra adım atılmaz. Ya kana kana içilir ya da içinde yüzülür. Adımlar sayılabilir, ölçülebilir iken su üstüne çizgi çizilmez, su sayıya gelmez. Ya sonsuzdur ya da sıfırdır. Rakamların başı ve sonu gibidir. Bu yolculuk rakamlardan sıfıra olan yolculuktur. Bu, yolculuğun hem başı hem de sonudur. Bütün rakamları yutar.

Aklın görmediğini gören kalptır. Antoine de Saint-Exupéry’nin küçük prensine söylettiği gibi hakikate ait “öz göze görünmez”dir. Akıl dille çalışır, matematikle yürür. Kalp aklın yolculuğunun hem başında hem sonundadır. Dilin öncesi ve sonrasıdır. Matematikte sonsuz ve sıfır ölçüye gelmez. Onların karşısında rakamlar çaresizdir. İrade adım atar ama kadere atlanır. Akıl olağanın ve kuralın evidir, kalp ise mucizenin.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.