23 Kasım 2024
  • İstanbul19°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara11°C
  • İzmir19°C
  • Berlin2°C

"AKİL İNSANLAR" ÖNERİSİNİ HATIRLAMANIN TAM ZAMANI

Hilal Kaplan

18 Eylül 2011 Pazar 10:46

Dicle Haber Ajansı'nın internet sayfasından -iddiaya göre 'hacklenerek'- sızdırılan PKK ve devlet temsilcilerinin görüşmesi "Görüşmelerin iç yüzü Erdoğan'ı yakacak" anonsuyla duyurulmuştu. Amaç, Başbakan Erdoğan'ı ve göreve geldiğinden beri İsrail'in doğrudan ve dolaylı kara propagandasına maruz kalan MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı kamuoyunda hedef haline getirmekti. Bu kayıt ister MİT içerisinde İsrail'in taşeronluğunu yapan bir odak, ister PKK'ya yakın bir odak, ister bu iki tarafın işbirliğiyle yayınlanmış olsun; sonuç olarak amaç hasıl olmadı.

Yalnız kötü niyetli bu çevrelerin hesaba katmadıkları bir şey daha oldu: Devletin PKK ile müzakere etmesi tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmesine rağmen, toplum bu haberi sükûnetle karşıladı.

Hazır toplumsal olarak böyle bir ivme kazanılmışken, "terör örgütüyle pazarlık" söylemi üzerinden Ak Parti'yi vurmaya çalışan CHP'li Muharrem İnce başta olmak üzere herkesin CHP'in "akil insanlar komisyonu" önerisini hatırlamasında fayda var diye düşünüyorum. CHP'nin önerdiği gibi, her siyasî partiden iki temsilcinin katılımıyla oluşturulacak bir komisyon, Kürt meselesinde barışçıl bir çözümü gerçekleştirmek için görüşmeler yapabilir ve daha fazla zaman kaybetmeden mevcut toplumsal iklimin daha da yumuşamasına vesile olabilir.

Peki, "akil insanlar komisyonu"na neden ihtiyaç var? Şu anda şiddetin tekrar yoğunlaşmasına vesile olan PKK, devlete silahla taleplerini kabul ettirmeye çalışıyor. Devletse, Kurtuluş Tayiz'in deyimiyle "meşru savunma" yapıyor. Mevcut durumda PKK, demokratik özeklik tavizini kopartmadan silahını indirmeyecektir. Silahla tehdit edilen devletin de arka arkaya yapılan bu saldırıları önleme ve gereken karşılığı verme hakkı vardır. Yani, yeni bir siyasal özne ortaya çıkmadığı müddetçe, devletin veya PKK'nın kendiliğinden "silahları susturması" oldukça uzak bir hayal gibi görünmektedir. Bu noktada bir "üçüncü irade"nin sözün kanda boğulmasını engellemesine ihtiyaç var.

CHP, seçim öncesi duyurduğu bu olumlu önerisinin arkasında durursa, uzun zamandan sonra ilk defa bir siyasî meselede inisiyatif almış olacaktır. Daha önemlisi, eski devlet zihniyetinin yol açtığı bu sorunun çözümüne "devleti kuran parti" olarak hayatî önemde bir katkı sunmuş olacaktır.

"Akil insanlar komisyonu" hayata geçirilirse, Kürt meselesinin çözümünde sadece güvenlik değil, müzakere eksenli bir yaklaşımın benimsendiği hem devlet hem hükümet hem de muhalefet bazında kanıtlanmış olur. Bu durumda PKK'nın elindeki silahın gittikçe anlamsızlaştığı, PKK'yı destekleyen kitleler nezdinde yaygınlaşarak kabul görecektir.

"Devlet zihniyeti"ni en iyi temsil eden isimlerden Meclis Başkanı Cemil Çiçek bile "biz bize benzeriz" anlayışının terk edildiğini, Türkiye'nin " terör belasıyla uğraşan diğer ülkelerin deneyimlerinden istifade etmesi"nin çok doğal olduğunu açıklamışken, kamuoyu böylesi bir açılıma hazır olduğunu sağduyusuyla kanıtlamışken, bir insanımızı daha kaybetmeye tahammülümüz kalmamışken Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden böyle bir siyasî irade göstermesini beklemek hakkımızdır diye düşünüyorum.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.