22 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara14°C
  • İzmir19°C
  • Berlin2°C

AK PARTİ'NİN İKİ KATMANI VE KÜRT POLİTİKASI...

Ali Bayramoğlu

20 Kasım 2013 Çarşamba 08:45

Hafta sonu Diyabakır'daki siyasi 'şölen'in farklı yönlerini atlamamak gerek.

Bu 'şölen', her şeyden önce ülke için ve tüm siyasi meseleler açısından demokrasi ikliminin önemine ve buna duyulan ihtiyaca işaret ediyordu.

Aynı zamanda AK Parti'nin duruşu, politikaları ve dokusu açısından 'dünü ile bugünü' arasında keskin bir kopuşun olmadığını gösteriyordu.

Bir terazi düşünün...

Bir 'kefe'sinde Gezi olayları ve sonrasının otoriter dili, eleştirel iklimi, buna paralel olarak AK Parti'nin artan kimlikçi çıkışları olsun...

'Diğer kefe'de ise son Diyarbakır görüntüleriyle, zamanlama ve umut tazeleme girişimiyle, çözüm angajmanıyla, Kürt kokusuyla Kürt sorunu, bu sorunda alınan yolun işaret ettiği denge ve süreklilik bulunsun...

Bu iki kefe birlikte AK Parti'yi tarif eder.

Bir yanda kuvvetli bir siyasi irade, keskin özgüven, bunun üzerinden siyasi-toplumsal tasavvurlar ve hamlelerle yol alan bir AK Parti...

Öte yanda siyasal ve toplumsal koşullara, hatta diğer siyasi tasavvurlara yüksek uyum gücü, kendisini ve politikalarını bu istikamette yenileme yeteneğiyle AK Parti...

İçki yasasından özel evler meselesine, ataerkil dilden polis şiddetine, KCK tutuklamalarından hukuk ihlallerine giden bir yol.

Zinayı suç olmaktan çıkaran AB'yle müzakerelere başlayan, devlet düzeyinde sivilleşmeyi sağlayan, temel hak ve özgürlükler alanını genişleten, Kürt sorununu bugün içinde bulunduğu çözüm iklimine taşıyan diğer bir yol...

Türkiye'de genel olarak siyasi tabloyu, özel olarak Kürt meselesini, bu iki yönü, bu iki kefeyi bir arada ele almadan doğru değerlendirmek pek zordur.

Bugün Kürt sorunu açısından kritik bir noktadayız...

Pek sık yapılan ve gelinen noktayı sadece Kürtlerin mücadelesine bağlayan analizler genellikle savaşçı ve tek ayaklıdır. Altını tekrar çizelim bu kritik noktada belirleyici olan unsurlardan birisi de AK Parti'nin koşullara uyum ve bu çerçevede politka yenileme yeteneğidir.

Diyarbakır'daki son görüntüler buna dair yeni ipuçları taşıyordu.

Şöyle bakalım:

Kürt sorunu Türkiye'de demokrasi tartışmalarını ve demokrasinin güzergahını önemli ölçüde belirledi, bundan sonra daha çok belirleyecek.

Aktörler, taraflar, gözlemciler, Türkler ve Kürtler bilmektedir ki, Kürt sorununun kalıcı çözümü, yeni 'siyasi kod sistemi' ve 'yeni bir siyasi yapılanma' gerektirir.

Bu yapılanma Kürtlerin taleplerine yanıt verecek, ancak o oranda ülke bütünlüğünü pekiştirecek sisteme işaret eder.

Söz konusu olan kültürel farklılıkların kabulü, kendi varlıklarını siyasi olarak işleyebilme imkanları, kendi yaşam alanlarıyla ilgili karar mekanizmalarında yer alabilmeleri yanında, kültürel ve toplumsal çoğulculuğu devreye sokabilecek bir sistemdir.

Böyle bir sistem sadece hem 'Kürt sorununda çözüm gereklerine',hem 'katılımcı demokrasi'ye işaret eder.

Nevruz'da Öcalan'ın mektubu ve Barzani'li Diyarbakır'da Erdoğan'ın vurguları, toplumsal umut ve beklentiyi pozitif olarak besleyen bu istikamette bir açık ve angaje 'irade beyanı'dır.

Bir süre önce çıkan demokratikleşme paketi de pek çok yönüyle özellikle, toplum-devlet ilişkilerine ve zihniyet meselesine yönelik çok-kültürlü toplum inşa vurgusuyla bu irade beyanının bir parçasıydı.

Şimdi soru şudur:

Bu irade beyanı ne zaman gerçek bir çözüm sürecine dönüşecektir?

Bu konuda mevcut siyasi dengeler ve konjonktür çerçevesinde siyasi iktidarın yol alış şekli, şimdilik, 'kontrollü, tedbirli, temkinli' bir nitelik taşıdı.

AB Yerel Yönetimler Şartı'na dair muhalefet şerhlerinin kalkması gibi son derece basit hamleler dahi bu dengelere takıldı. Terörle Mücadele Yasası'yla ilgili değişiklikler, KCK davası üzerinden siyasi örgütlenme hakkı ve ifade örgürlüğüne dair iyileştirmeler de keza...

Ancak bugün ciddi bir siyasi denge ve konjonktür değişimiyle karşı karşıyayız.

Bölgede Kürt sorunuyla ilgili yaşanan değişimler, kuvvetli bir Kürt dinamizmi siyasi iktidarın ağır ve temkinli yöntemini, Diyarbakır çıkışının, Barzani simgesinin de işaret ettiği gibi siyasi iktidarın duruşunu adım adım değiştirmesine doğru ilerleyecektir.

Nasıl?

Yarına...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.