AK PARTİ’DE DÜŞÜYOR AMA...
Aslı Aydıntaşbaş
09 Mart 2015 Pazartesi 05:16
Artık neredeyse bütün araştırma şirketleri, Ak Parti oylarında bir düşüş olduğu düşüncesinde. Son günlerde okuduğum araştırmalar, üç aşağı, beş yukarı aynı bilgiyi teyit ediyor: Seçime kadar olağanüstü bir durum olmazsa, iktidar partisinin 2011 genel seçimlerinde aldığı yüzde 50’yi görmesi mümkün değil...
Tabii bunda, 13 yıldır iktidarda olan bir partinin metal yorgunluğundan tutun da, HDP ve MHP’nin yükselişine kadar sayısız etken var. Düşüş, dramatik bir düşüş değil. Ak Parti yine birinci parti, yine 43-46 bandında bir yerlerde...
İşin matematiği basit: Türkiye’de 55 milyona yakın seçmen var; bunun 20 milyonu, banko AKP’ye oy veriyor. Bu durumda oy yüzdesini belirleyen yegane mesele, kaç kişinin sandığa gittiği. 17 Aralık süreci sonrası 30 Mart yerel seçimlerinde, iktidar partisinin aldığı oy, yüzde 45 civarında (yuvarlak konuşuyorum çünkü 30 Mart seçimlerini okuyabilmek için il genel meclisi ve belediye başkanlarına verilen oylar arasında bir ortalama gerekiyor). Ancak, aynı 20 milyon oy, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin adayı heyecan yaratmadığı ve katılım düşük olduğu için yüzde 52’ye denk geliyor.
Kısacası Haziran seçimleri arifesinde Ak Parti’nin oy oranı yüzde 45.
Tabii Türkiye’de iktidarın nasıl şekilleneceğine dair gerçek matematik, bundan sonra başlıyor. Sahi, yüzde 45, kaç milletvekili demek?
Bu tabloda Ak Parti açısından Tayyip Erdoğan’ın telaffuz ettiği 400 vekil, zor değil imkânsız. Ak Parti’nin anayasayı kendi kendine değiştirecek 367 milletvekili bulması da mümkün gözükmüyor.
Peki, anayasayı referanduma götürecek 330 milletvekili? Hımmm...
Aslında Haziran 2015 seçimlerinde sonucu ve Türkiye’nin kaderini belirleyecek tek mesele, HDP’nin seçim barajını aşıp aşmaması. Görüştüğüm araştırmacılar, temkinli konuşmakla birlikte, HDP’nin barajı aşması durumunda iktidar partisi milletvekili sayısının 270 ile 295 arasında bir yerde olacağını hesaplıyor.
Yani? Yani 2011’de aldığı 326 vekilin hayli altında bir rakam. Başkanlık için referandum talep etmeye yeterli değil. Onu bırakın, kimi uzmanlara göre yeni hükümet kuracak güvenoyunun (276) bile sınırında...
Anlayacağınız ansızın Abdullah Gül’ün gündeme gelmesi, daha 6 ay önce 11’inci cumhurbaşkanına olmadık ithamlarda bulunan bazı yandaş yazarların şimdi methiyeler düzmesi boşuna değil.
İyi de, sahi HDP barajı açacak mı ki? Zira aşamazsa, yukarıdaki 5 paragrafı alın çöpe atıp matematiğe yeniden başlamamız gerekir.
Şahsen ben, medyada, muhalif çevrelerde ve gençler arasında esen HDP rüzgârına bakarak, HDP’nin barajı aşacağını tahmin ediyorum. Bir süredir de bu tahminimi yazıyorum.
(Mantığım şu: Selahattin Demirtaş, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 9.8 aldı. O zamandan beri de parti lideri olarak iyi bir performans sergiledi. Akıllıca adaylar ve iyi bir kampanyayla, ha desen barajı aşar.)
Ancak, siyaset bilimciler arasında, bu işin o kadar kolay olmayacağını, önümüzdeki aylarda HDP’nin dikkat etmesi gereken ciddi tuzaklar olduğu uyarısında bulunanlar da var.
Eh burası Türkiye... Ecdadımız ne demiş: “Osmanlı’da oyun bitmez!”
Lafı burada bırakıp, HDP’yi etkileyebilecek faktörleri de bundan sonraki yazıma saklayayım...
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.