AHLAKSIZ TEKLİF
Amberin Zaman
03 Ekim 2014 Cuma 04:48
Biz bu satırları yazarken Kobanê’nin IŞİD teröristlerine düşmek üzerek olduğu haberleri sosyal medya aracılığıyla yayılıyordu.
İddiaların doğru olup olmadığını henüz teyit edemedim. Ama Kobanê’nin durumu kritik. IŞİD’in Türkiye sınırında kontrol ettiği iki sınır kapısına (Akçakale ve Karkamış) Murşitpınar’ı ekleme ihtimali gittikçe yükseliyor.
Türkiye’nin bu manzara karşısındaki tutumu ne peki?
Tutumu aynı. Suriyeli Kürtlerin liderliğini yapan Demokratik Birlik Partisi’ne (PYD) her zamanki dayatmalarda bulunuyor. “Esad’la bağlarını koparmadan bizden size hayır gelmez” diyor kabaca.
Oysa eskiden olduğu gibi bugün de PYD’nin Esad rejimini düşman ilan etmesi, rejimle fiilen savaşmaya kalkması intihar olur.
Nedeni basit. Ve defalarca bu köşede tekrarladık. Birincisi Esad Kürtlere havadan saldırırsa Amerika veya diğer Batı devletleri buna karşılık verecek mi? Kürtlerin yardımına koşacak mı? Geçmişte onbinlerce Suriyeli sivilin ölümüne seyirci kalındığını gözönünde tutarsak Kürtlere ayrıcalık tanıyacaklarını hiç de sanmıyorum. ABD’nin Kobanê dâhil, Suriye’de gerçekleştirdiği hava saldırıları sadece IŞİD’i hedef alıyor. Çünkü Obama’nın tavrı net. Suriye’ye yapılan askerî müdahaleler IŞİD ile sınırlı kalacak. Esad’ı hedef almayacak. Böyle olduğu için Türkiye bu denli öfkeleniyor. “Geçici çözümlere ortak olmam” diyor. İstiyor ki Esad devrilsin. Amerika’yı bunu razı edebilme fantezisinden vazgeçmediği anlaşılan AKP, Amerikalı ve diğer yabancı güçlerin Türk topraklarını ve üslerini kullanmalarına imkân tanıyan tezkereyi dün Meclis’ten geçirmeye hazırlanıyordu. Amerika’nın Esad’ı devirmek üzere ortaya koyduğu tartışılmaz, sarsılmaz bir iradesi olmadan PYD Türkiye’nin sözüne güvenip bırakın Esad’ı, Rusya ve İran’ı neden karşısına alsın ki? Esad Kürtlerin üzerine bombaları yağdırdığında Türkiye mi koşacak imdatlarına? Rejimin üç yıldır yaptığı katliamlara müdahale edemeyen Türkiye bu kez askerî gücünü devreye sokar mı? Kürtlerin bu soruya verdiği cevap “hayır”.
Hâl böyleyken, sınırımızın dibinde yüzbinlerce insan katliamla yüz yüze kalmışken böylesi dayatmalar ne denli ahlakidir? Sormak lazım.
Bir de şunu: Son kertede Türkiye IŞİD’i mi daha büyük tehdit sayıyor yoksa Kürtleri mi? Eğer bu sorunun cevabı IŞİD ise, madem Türkiye IŞİD’e karşı fiilen müdahale edecek durumda değil o hâlde bırakın Kürtler kendilerini savunsun. Bunca silahın, Suriyeli muhalifin kevgire dönen sınırlarımızın üzerinden geçmesine izin verildi. Bir kez de bırakın Türkiye üzerinden Kürtlere silahlar ulaşsın. Çünkü Kobanê düştükten sonra hiç şüpheniz olmasın sıra Suriye’nin doğusundaki yine PYD denetimindeki Cizire kantonuna gelecektir. Ve ardından Türkiye’ye... Çünkü IŞİD Türkiye’nin, hedefleri arasında olduğunu defalarca ilan etti.
Bir de meselenin Türkiye’deki çözüm süreci üzerinde direkt etkisi var. PKK, HDP ve Apo hep bir ağızdan Rojava’nın barış sürecinin ayrılmaz parçası olduğunu tekrarlıyorlar. Kobanê düşerse barış süreci de çöker diyorlar. Aslında Kürt halkının nezdinde kendi prestijlerinin de zedelenmesi sözkonusu. Her ne kadar suçun tümünü Türkiye’ye yükleseler de bu böyle. Akademisyen Arzu Yılmaz’ın ifadesiyle “PKK bir başarı hikâyesi, ama sonuçsuz bir başarı hikâyesi” gibi algılanma tehlikesiyle karşı karşıya.
Üstelik Cumhurbaşkanı ve Yalçın Akdoğan’ın son açıklamalarından seziliyor ki Kandil’i marjinalize etmenin, bir şekilde saf dışı tutmanın yolu aranıyor. PYD ve Kandil’in arasına mesafe koymanın da... Bu manevralar gerçekçi olmadıkları gibi sorunu daha da tehlikeli boyutlara taşıyabilir. Türkiye’nin bölgesel rakipleri pusuda bekliyorlar. PKK IŞİD ile cebelleşirken Türkiye ile ikinci bir cephe açma lüksü yok deniyor. Doğru. Ancak Türkiye’nin de olası bir IŞİD saldırısı karşısında Kürtlerle savaşma lüksü yok. Bunu da unutmayalım
Hepinize sağlıklı huzurlu bir Bayram diliyorum.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.