ADANA VE MERSİN UYARISI: AKILLAR BAŞA…
Ali Bayramoğlu
19 Mayıs 2015 Salı 07:49
HDP'nin Mersin ve Adana'daki seçim bürolarına dün düzenlenen, şans eseri sadece üç kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan, eş zamanlı bombalı saldırılar endişe vericidir.
İlk kez olmuyor.
Bu seçim kampanyasında HDP'ye yönelik pek çok saldırı oldu.
HDP etrafında, onları hedef alan pek çok gerginlik yaşandı. Daha bir kaç gün önce İstanbul'da Büyükada ve Heybeliada'da HDP'nin stantları yakılmıştı.
HDP'li yöneticilerin açıklamaları bu saldırıların sayısının 50'ye ulaştığını söylüyor.
Bu saldırılar özellikle seçim öncesi günlerde pek çok soru sormayı gerektirir.
Saldırıların çeşitli türleri var.
Sokak gruplarının milliyetçi tepkileri şeklinde karşımıza çıkanları da var, son olaydaki gibi Adana ve Mersin'de eşanlı patlayan bombaların akla getirdiği daha organize biçimleri de…
Bu konuda çok sayıda çeşitleme yapılabilir ve meşrebimize göre çok sayıda varsayımda bulunabiliriz.
Ancak yapılacak en büyük hata, bir tarafın sorumluluğu fiilen ve hızla hükümete çıkarması, diğer tarafın ise gözü kapalı bu saldırıları Kürt hareketiyle ilişkilendirmesi olur.
Dünden bu yana kimi yorumculardan, hatta hem AK Partili hem HDP'li kimi milletvekili adaylarından gelen bu tür yaklaşımlar, eğer bir provokatör varsa, onun hedefi 12'den vurmasına yardımcı olurlar. İstenen gerçekleşir, iki taraf sokakta birbirlerine karşı şiddet üzerinden bilenir, meşruiyet arar.
Herkes bu açıdan aklını başına almalıdır.
Bunun yanında sorumluluk tartışması da elbet son derece önemlidir.
Önce şunu söyleyelim:
Siyasi partilerin birbirinin meşruiyetlerini sorgulayan tarzları, ve benzer tepkiler seçim kampanyasının demokratik olgunluğa hiç bir şekilde uymayan dil ve temalar üzerinden yürütülmesi, örneğin sadece HDP'nin siyasi iktidar tarafından terör örgütünün uzantısı olarak tanımlanması bile, gerginlik zeminini besleyen, öne çıkaran, bunları kullanmak isteyenlere sunan durumlar üretmektedir. Keza her saldırının, her gergin durumun arkasında planlı bir hükümet girişimi aranması bu tabloyu koyulaştırmaktadır.
Ardından şu da açık:
Bu tür olayların olma ihtimalini en iyi değerlendirecek, bu konuda önlemleri alacak, saldırı halinde failleri bulacak, elinde her tür imkanı bulunan devletin işletmecisi olan sorumlu hükümettir. Hesap sorulacak merci orasıdır. Hükümetin bu tür sorumluluklarını, söylemini kontrol ederek hızla, etkli biçimde yerine getirmesi gerekir. Ömer Çelik ve Bülent Arınç tarzı açıklamaların galebe çalması ve bunların fiile dönmesi son derece önemlidir.
Ve başka bir kritik nokta: Herkes biliyor ve bilmeli. Kürt meselesi, Kürt politikası Türkiye'nin bir çok noktasında hala bir gerilim hattı oluşturuyor.
Çözüm süreci toplum geneli için önemlidir. Türkiye adım adım çözüm ve barış fikrini sindirmektedir. HDP adım adım sistemin doğru içine ilerlemektedir. Ancak Türk milliyetçiliğinin geleneksel olarak egemen ve koyu olduğu bölgelerde HDP'nin seçim faaliyetlerinin, bırakın faaliyeti, varlığının bile bir gerginlik zemini oluşturduğunu unutmamak gerekir.
Güney Doğu'da kimi yerlerde AK Partililer, HÜDA-Par'lılar için benzer riskler ve baskıların varlığına hiç şüphe yoktur.
Bunun yanında, Türkiye'nin nasıl bir bölgede bulunduğunu, ne tür ülkelerle ve ne tür çatışmalarla kuşatıldığını biliyor, git gide bölge dinamiklerinin bir parçası olmaya başladığını görüyoruz. Ülke dışı resmi, gayri resmi örgütlerin bir dönem ülkede işlediği cinayetler hala orta yerde duruyor. Kürt sorunu ve işaret ettiği gerginlikler bu durum ve yapılar açısından da kullanıma elverişli bir nitelik taşıyor.
Ayrıca, devletin yasa dışı iç ayakları hakkında, yaşanan derin iktidar çatışmalarının perde arkası konusunda bilgimiz sınırlı ve içimiz hiç rahat değil.
Son yapılan iki saldırının çapı, adeta bir katilam hedefi gözetmesi, bunların Adana ve Mersin'de meydana gelmesi de akla pek çok soru getiriyor. Bu iki ilde büyük bir Kürt nüfusu var. Bunlar belli mahallerde, hatta ilçelerde yoğunlaşmış durumda. Keskin ve tehlikeli karşılaşmaların yaşanabileceği, toplumsal tepkilerin büyüyebileceği ve kontrolden çıkabileceği yerlerden söz ediyoruz.
Sorumlu davranış her zamankinden daha elzem…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.