ABD SURİYE’DEN ÇEKİLECEK Mİ?
Amberin Zaman
04 Nisan 2018 Çarşamba 18:32
ABD başkanı Donald Trump’ın önceki gün Ohio’daki bir konuşmasında ABD askerlerinin ‘çok yakın zamanda’ Suriye’den çekileceklerini dair açıklamasının yarattığı şok henüz atlatılmadan ünlü The Wall Street Journal’ın konuya ilişkin bugün yayınladığı özel haber Trump’ın bu konuda ciddi olduğuna işaret ediyor.
Yönetim kaynaklarına dayandırılan makalede Trump’ın Suriye’nin yeniden inşası için ayrılan 200 milyon dolarlık fonu dondurduğu belirtiliyor. Fon, YPG ve Arap müttefiklerinin başta Rakka olmak üzere koalisyon bombalarıyla yerle bir edilen Kuzeydoğu Suriye’de yönettiği geniş alanın yaşanır hale getirmesi için kullanılacaktı.
Ohio’daki konuşmasında “Artık başkaları ilgilensin” diyen Trump, belli ki faturayı ABD’nin Suriye’den çekilmesine şiddetle karşı çıkan Suudi Arabistan’a yüklemek istiyor.
Ancak ABD Trump’ın savunduğu gibi ‘çok yakında’ Suriye’den çıkacak mı?
ABD’nin önde gelen televizyon kanallarından NBC, bu sorulara dünkü yayınında cevap aradı. Suriye’den bildiren NBC muhabiri Richard Engel’e içlerini döken ABD’li komutanlar, IŞİD’in tümüyle yenilmesine ramak kalmışken geri çekilmenin tam bir çılgınlık olacağını ifade ettiler. Kadın militanların en ön cephelerde savaştığı, ‘Arapların aksine her verdiği sözü tutan’ YPG’ye övgüler yağdıran komutanların “Suriye’de kalmalıyız. YPG ile işbirliğine devam etmeliyiz” mesajını verdiler. Görüştüğüm ABD’li resmi kaynaklar, Savunma Bakanı Jim Mattis dahil, Pentagon kurmayları arasında da yaygın kanaatin kalmak yönünde olduğunu savundular.
Oysa birkaç ay öncesine kadar Suriye ve Irak’tan sorumlu ABD Merkez Komutanlığı CENTCOM ve Özel Operasyonlar Komutanlığı SOCOM dışındaki birimler, Suriye’den çekilme taraftarıydı. Nedenlerden biri YPG’yle işbirliğine dayanan ABD askeri varlığının, Türkiye gibi kritik bir NATO müttefikiyle yarattığı derin tahribattı.
Çekilme takvimi, Rakka alındıktan en fazla 18 ay sonrası olarak belirlenmişti. Ama Türkiye’nin Afrin operasyonu, bütün hesapları altüst etti. Kaynaklarımdan birisi durumu şu sözlerle özetledi: “Afrin operasyonunun hedefi ABD ile YPG’nin arasını açmak, aralarındaki ittifakı zora sokmak idiyse, tam tersi oldu. Türkiye’ye yönelik öfke gün geçtikçe kabarıyor. Türkiye müttefikten ziyade düşman gibi davranıyor.”
Serzenişlerin sebebi ise NBC’nin haberinde şu ifadelerle açıklanıyor: “On hafta öncesine kadar ABD’li askeri yetkililer IŞİD’in 90 gün içerisinde yenileceğinden emindi. Ancak bu iyimser öngörü Türkiye’nin Afrin taarruzu öncesinde yapılıyordu.” Türkiye’nin müdahalesi yüzünden YPG, IŞİD’e karşı operasyona ara verip binlerce militanını Afrin’e ve Türkiye’nin hedefindeki Menbiç’e kaydırdı. IŞİD tümüyle yenilmek üzereyken ‘Türkiye sayesinde’ yeniden soluk aldı.
Makalede yer almayan ancak Pentagon saflarında dillendirilen bir diğer kaygı ise yıllarca cihatçıların Suriye’ye girip çıkmalarına ‘seyirci kalan’ Türkiye’nin, ABD’nin çekilmesi halinde Fırat’ın doğusunda da Kürtlere saldırmaları için radikal unsurlara yeniden alan açması.
Ne var ki dün yaşanan bir diğer kritik gelişme ABD’nin hesaplarını daha da öngörülmez hale getirdi. Menbiç yakınlarında biri İngiliz diğeri Amerikalı, koalisyona bağlı iki asker, yol kenarında bırakılan uzaktan kumandalı bir bombanın patlaması sonucu öldü. Bu, ABD’nin Suriye’ye girdiği 2014’ten bu yana saldırı sonucu verdiği ikinci kayıptı. Görüştüğüm yönetim kaynaklarına göre faili IŞİD. Türkiye’nin parmağı olduğu iddialarının ise tümüyle gerçek dışı olduğunu vurguladılar.
Kimi gözlemcilere göre Menbiç’teki saldırı Suriye’den çekilme kampına da koz olabilir. Düşük bir ihtimal ama Trump “Bu bataklığa daha fazla saplanmadan derhal çıkalım” emrini verebilir. Yeni dışişleri bakanı adayı Mike Pompeo ve Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un Suriye konusundaki görüşleri tam olarak bilinmezken Washington’un Suriye politikasının hangi yöne doğru evirileceğini gerçekten kestirmek güç.
Her halükarda, Türkiye’nin öncellikli taleplerinden biri ABD’nin YPG ile işbirliğine derhal son vermek olsa da, ABD’nin yakın tarihte çekilmesi Ankara için ciddi riskler barındırıyor. Sahadaki ABD’li komutanlar YPG’ye duydukları minnet borcunu devamlı dillendiriyor.
Kürtlere verdikleri ağır silahları geri almadan çekilme ihtimalleri göz ardı edilemez. Amerikalıların gidişiyle Rusya, Esad ve İran ile baş başa kalacak olan Türkiye’nin manevra alanı hızla daralır, yeni mülteci yığınları Türkiye sınırına dayanabilir. Böylesi bir sonucu engellemenin yegane yolu Kürtlerle savaşmak yerine karşılıklı barış zeminini yeniden tesis etmekte yatıyor.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.