8 HAZİRAN MANZARASI
Serpil Çevikcan
08 Haziran 2015 Pazartesi 07:48
Seçmen, “demokrasi jargonuyla” iradesini sandığa yansıttı.
Türkiye, 2002’den bu yana her şeye rağmen değişmeyen tabloyu ilk kez değiştiren bir sonuçla karşı karşıya.
Bunun parlamento aritmetiği üzerindeki çok ciddi etkileri önümüzdeki süreçte muhtemel yeni bir seçimi de işaret ediyor.
Ak Parti ve CHP açısından şapkanın öne konulmasını gerektirecek bir manzarayla karşı karşıyayız.
HDP’nin zaferden, MHP’nin ise galibiyetten alacağı dersler olacak.
2002’den bu yana 4 partiye konsolide olan siyasi tablonun değişmediğini; Ak Parti, CHP, MHP ve HDP’nin yanına 5. bir parti eklemenin yakın gelecekte mümkün olmadığını da teyit eden dünkü sonuçlara genel hatlarıyla baktığımızda söylenecekler belli.
AK Parti açısından
2002’den itibaren seçmen nezdindeki kabulü sürekli artan, her seçimde oyunu yükselten, partinin kurucu liderini halkın oylarıyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı yapan Ak Parti, dün itibarıyla artık “Her iki seçmenden birinin oyu bizim” diyemeyecek bir noktada.
Seçim kampanyasının başından itibaren 400 milletvekilinden tek başına iktidar noktasına gelen Ak Parti açısından, Meclis’te konforlu bir çoğunlukla iktidarını sürdürme hedefi dahi yakalanamamış oldu.
Alınan sonuç, Ak Parti’nin oyunda ciddi oranda bir kayıp yaşandığını, son 2 yıldaki gelişmelerin sanılandan fazla iz bıraktığını ortaya koydu.
Çift koldan yürütülen, başta ekonomik olmak üzere istikrarsızlık ve koalisyon öcüsüne dayandırılan kampanyanın Ak Partili seçmenlerin hatırı sayılır bir bölümünde “başka tereddütlerin” önüne geçemediği ortaya çıktı.
Tek başına iktidarı kaybeden Ak Parti’de, seçmenin sadece “muhafazakârlık ve karşıtlık” yapıştırıcısıyla bir arada tutulamayacağı görülmüş oldu.
Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesiyle işleyen yönetim dizaynının da seçmene sunulduğu kadar sancısız olmadığı da ortaya çıktı.
CHP açısından
Sağdaki Ak Parti oylarından önemli bir bölümünün MHP’ye, soldaki CHP oylarından önemli bir bölümünün de HDP’ye geçtiği bir sonuçla karşı karşıyayız.
Sağ ve soldaki bu geAk Parti kadar CHP açısından da dramatik sonuçları söz konusu.
İlk kez, ideoloji hattı dışında, pozitif ekonomiye dayalı somut vaatlerde seçmen karşısına çıkan CHP’nin Ak Parti ve Erdoğan karşıtlığına yenildiğini gördük.
Hedeflediği oy oranının altında kalan, iktidar adayı olamadığı bir kez daha görülen, etkili kampanyasının nemasını alamayan CHP’nin HDP’ye kaptırdığı oyların sonuçlarını nasıl yaşayacağını göreceğiz.
Alınan sonuç, epeydir sahile sıkışan ana muhalefet partisini, sahilin Ege kıyısına kadar tamamen ittiğini de gösterdi.
CHP’nin zaten tek başına iktidar olamayacağı düşüncesinin HDP’ye barajı aşırtma stratejisiyle birleşeceği yolundaki öngörüler doğrulanmış oldu.
Buna karşın, koalisyon söz konusu olacaksa CHP’nin iktidar ortaklığına soğuk olmadığının genel merkezde seslendirildiğine işaret etmek de gerekiyor.
MHP açısından
Oy oranını artıran MHP’nin başarısında sadece çözüm süreci karşıtlığını esas almak büyük hata olur.
İstikrarlı ve serinkanlı bir kampanya yürüten MHP’nin Kürt meselesi ve yolsuzluk ekseninde yaşanan tartışmaların domine ettiği bir hat üzerinde Ak Parti’den, ulusalcılık hattında ise CHP’den transfer edebildiği oylarla daha merkezde bir pozisyona ilerlediğini söyleyebiliriz.
Kritik siyasi dalgalanmalardaki “vazgeçilmez koalisyon ortağı” pozisyonunu da pekiştiren MHP’nin kapısının çok daha fazla çalınacağı bir döneme giriyoruz.
Muhafazakârlık-ulusalcılık karmasına iyice yaslanan MHP’nin aldığı oy oranının Meclis aritmetiğindeki karşılığı HDP kadar kritik öneme sahip olacak.
HDP açısından
HDP 7 Haziran’ın bilinen sırrını ifşa etti ve barajı çok rahat geçti. Son genel seçimdeki oyunu ikiye katladı.
Bunu, Ak Parti’nin çift koldan yürüttüğü kampanya ile CHP’nin “ilişmediği”, MHP’nin de “eski kadar vuruşmadığı” kampanyalar arasında başardı.
Parlamentoda Türk milliyetçileri ile Kürt milliyetçilerinin sandalye sayısını eşitledi.
HDP’nin başarısı için yazılacak çok şey var.
Bugün için, Sırrı Süreyya Önder’in barajı aştıklarının kesinleşmesinin ardından, sıcağı sıcağına yaptığı açıklamadaki bir ifadesinin altını çizmek gerekiyor:
“Bize emanet oy veren yurttaşlarımızı hiç aklımızdan çıkarmayacağız.” Türkiye’nin batısı HDP’ye ve seçimin en ateşli figürü olan Eşbaşkan Selahattin Demirtaş’a çok ciddi bir kredi açmış oldu.
Bu kredinin ne için kullanılacağının kararı HDP’nin olacak.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.