ZÜBEYİR AYDAR: SALİH MÜSLİM’İN ZİYARETİ OLUMLU
PKK’nin Avrupa’daki üst düzey sorumlusu Zübeyir Aydar, PYD lideri Salih Müslim’in sürpriz İstanbul ziyaretini ‘Olumlu ve bir başlangıç’ olarak tanımladı
29 Temmuz 2013 Pazartesi 08:07
Aslı Aydıntaşbaş'ın söyleşisi...
-PYD lideri Salih Müslim’in sürpriz İstanbul temaslarını nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye’ye gelmesi önemliydi. Bu bir başlangıç. Umarım iyiye gider. Görüşmeler sonrası Müslim’le konuştum. Umutluydu. Bu zamana kadar Ankara’nın politikası, Suriye’deki Kürtlerle düşmanlık üzerine yürüdü. Bu ziyareti aslında Kürt sorununa çözüm sürecine bir katkı, sürecin bir yan gelişmesi olarak yorumluyor ve pozitif karşılıyoruz.
- Bu ziyaret, aynı zamanda Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik politikasında ufak da olsa bir revizyon sayılır...
Biz istiyoruz ki, Türkiye’nin Kürt politikası bir bütün olarak değişsin. Suriye politikası yüz yıllık klasik devlet refleksine göre şekillenmişti ve Kürt karşıtı kesimlerle ilişki kurdular. Bunun böyle gitmeyeceği belliydi. Şimdiye kadar el Kaide’ye destek vardı. Ama dün Somali’de elçiliğe saldırı, PYD’nin davet edilmesi, Batı’nın baskısı, bu ilişkinin bozulabileceğini gösteriyor. Ayrıca dün Tel Abyad’daki çatışmalarda Nusra Cephesi’nden yaralananların ilk kez Türkiye değil Rakka’ya götürüldüğünü duyduk. Önemli.
- Peki ya çözüm sürecinin kendisi? Bu yaz beklediğiniz yasal adımlar gelmedi...
Hükümet gerçekten ayak diretiyor. Çok yavaş ve ketum. Normal olarak beklentimiz bu değildi. Önünüze bir iş koyduysanız ve bitirme niyetiniz varsa, kısa sürede bitirmeniz gerekiyor.
- Erdoğan’a sunulan ‘demokrasi paketinde’ %10 barajının da olmadığı açıklandı...
Dünyanın hiçbir yerinde yüzde 10 diye bir baraj yok. Avrupa’da bile en yüksek yüzde 5. Rusya bile yüzde 5’e indirdi.
- Ama doğruya doğru, siz de çok ısrarcı değilsiniz. Bazen Kandil’den sert açıklamalar geliyor, ancak sonra İmralı tansiyonu düşürüyor...
Biz gitmesini, olayın ilerlemesini istiyoruz. Başkan Apo gibi sürece hassasiyetle yaklaşıyoruz. Tümden umutsuzluğa kapılmadan, süreci tıkamak istemiyoruz. Hükümetin tutumundan ciddi rahatsızlıklar var. Yasal, anayasal adımların atılmamış olması, Başkan Apo’nun konumunda hiçbir değişiklik olmaması... Kısacası süreç istediğimiz gibi gitmiyor.
- Aylin Kotil diye bir kadın çıktı ve tek başına barajın düşmesi için İstanbul’dan Ankara’ya yürüdü. Barajın düşmesi en çok size yarayacak; ancak dikkatimi çekti, tek bir destek açıklaması bile gelmedi. Hükümeti üzmekten çekiniyor musunuz?
Hayır. Birbirlerinin yanında yürümek için bir planlama gerekir. Herkesin kendi gündemi var. İlelebet duracak halimiz yok. Hükümet istediğimiz yerde değil. Bu şekliyle seyredemeyiz. Bu anlamda sıkıntılar var. Ama belli görüşmeler de var. Süreç bir yere gitmezse, tıkanır. Ama biz henüz o kelimeleri kullanmak istemiyoruz. Çözüm çıkarmaya çalışıyoruz. Zaten yaz ve Ramazan olması nedeniyle kitlesel eylem kolay değil. Ama hiçbir projemizden vazgeçmiş değiliz. Ne demokratikleşme, ne çözüm... Hiçbir yerde size muhalefet yapmayız diye bir sözümüz de yok. Muhalefet sert de olabilir. Ve biz hiçbir zaman, birilerine şuraya getireceğiz diye bir söz de vermedik. Ama süreci de itelemeye çalışıyoruz.
- Şeytan avukatlığı yapmak için sorumuyorum. Şu zamana kadar hükümetin attığı pozitif adımlar nedir?
Biz hükümet hiçbir şey yapmadı havasında değiliz. En önemlisi, karşılıklı ateşkesin yürürlükte olması. 6 aydır çatışmasızlık var. Daha önceki 8 ateşkeste karşı taraf hiçbir zaman ateşkese bu ölçüde uymadı. Ölümlerin olmadığı bir ortam, daha rahat görüşme imkânı sağlıyor. Cenazeler gelseydi, süreç tıkanmıştı. Diğer konularda da, akil insanlar komisyonu, istediğiniz biçimde olmamasına rağmen, raporlarıyla ciddi bir çalışmaydı. O raporlar dikkate alınırsa, sonuç alıcı durumlar olabilir. Meclis’te bir komisyon oluşturuldu. En önemlisi, Türkiye’nin bölge politikası ve dış Kürtlere yönelik yaklaşımı pozitif anlamda değişiyor. Bir de tabii, İmralı’ya siyaseten heyetlerin gitmesi pozitif sayıyoruz. Hepsi çözüm için zemin yaratıyor. Ama esasa gelince iş hâlâ tıkalı.
- ‘Esasta tıkanıyor’ derken?
Bütün mesele, Türkiye çatışma nedeni olan sorunları ortadan kaldıracak mı kaldırmayacak mı? Kürtler kendi anadillerinde eğitim görecek mi, kamuda hizmet alıp verebilecek mi? Bir irade olarak kendi yöneticilerini seçebilecek mi, herkese siyaset yolu açılacak mı? Baraj kalkacak mı? Bizler dönebilecek miyiz? Dağdakiler, dışarıdakiler dönebilecek mi? Kürtleri yok sayan bu anayasa yerine daha demokratik yeni bir toplumsal sözleşme olacak mı? Mesele burada düğümleniyor.
- Anladığım kadarıyla bütün bunlar İmralı’da konuşuluyor, bir çerçeve belirleniyor, ancak siyasi aktörler henüz hazır değil...
Hükümet orada varılan mutabakata uysa, sorun kalmazdı. Hükümet henüz orada değil. Seçim hesabı olmadan, cesaretle davranması lazım.
- Gezi protestolarına çok katılmadınız. Fakat sonradan destekleyen açıklamalar geldi. Neden?
Gezi önemliydi. Demokratik bir tepkiydi. Mesele bir park sorunu değil; bugüne kadar bastırılmış kesimlerin sesini yükseltmesiydi. Bize göre haklı, demokratik ve yerindeydi. Twitter’da destekledim. İlk başta ulusalcıların eline mi geçer gibi değerlendirmeler oldu kendi aramızda. Ama sonuçta genel değerlendirmemiz, demokratik bir tepki ve demokrasiye katkı sunan bir halk hareketi olduğudur. Bu tür hareketlerinin dışında olmayız. (Milliyet)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.