22 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara14°C
  • İzmir19°C
  • Berlin3°C

VESAYET REJİMİ ÇATIRDIYOR MU?

Taraf gazetesi Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa değişiklikleriyle ilgili kararını ‘vesayet çatırdıyor’ başlığıyla verdi.

Vesayet rejimi çatırdıyor mu?

10 Temmuz 2010 Cumartesi 10:29

Taraf gazetesi Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa değişiklikleriyle ilgili kararını ‘vesayet çatırdıyor’ başlığıyla verdi.

‘Vesayet rejimi gerçekten çatırdıyor mu?’ sorusu, gündemin merkezine oturmuş durumda.

Daha birkaç gün öncesine kadar, Kafes ve Balyoz davalarındaki tahliyeler, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un Ergenekon ve JİTEM sanıklarına sahip çıkan konuşması, medyanın bir kesiminin bu konuşmaya gösterdiği ilgi, PKK’nın yaygınlaşan eylemleri, yükselen ve kışkırtılan milliyetçi dalga, ‘vesayet rejimi’nin yeniden güç kazanıyor olabileceği yönünde bir hava yaratıyordu.

‘Yeniden militarizmin ve devletçi despotizmin kıskacına mı giriyoruz?’ sorusunu sormaya başlamıştık. Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa değişikliği taslağını esastan görüşeceği ve iki kritik maddeyi iptal edeceği beklentisi, kaygıları daha da arttırıyordu.

Beklenmeyen oldu, Anayasa Mahkemesi (yetkisini aşarak değişiklikleri esastan görüşmesine rağmen) değişikliğin özüne dokunan bir tutum içine girmedi. Mahkeme, aldığı kararla 12 Eylülcü ‘vesayet rejimi’nde derin çatlaklar açacak olan bu değişikliğin referanduma sunulmasına yol verdi. Statükocu muhalefet şaşkınlığa ve hayal kırıklığına uğramış durumda. Belki de, kendilerini, dönüşü olmayan bir yolun başında gibi hissediyorlar...

***

12 Eylülcü yapılanmanın en kilit kurumlarından biri olan Anayasa Mahkemesi, çok kritik bir aşamada ve çok kritik bir konuda sürpriz yaptı. Belki de, Meclis’in iradesi ve kararları üzerindeki hukuk dışı hegemonyanın artık sürdürülemeyeceğini fark eden Anayasa Mahkemesi, ‘statükonun geri çekilmesi’ şeklinde tanımlanabilecek bir karara imza atma gereği duydu.

Statükonun hegemonyasında önemli bir delik daha açılıyor. Bu Anayasa değişikliği maddeleri, (özellikle Anayasa Mahkemesi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na ilişkin olanları), gerçekten de ‘vesayet rejimi’nin temelini sarsıcı nitelikte maddeler...

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu bugüne kadar ‘yüksek yargı eliti’ belirliyordu. Referandumdan evet çıkarsa, kurulun üyelerinin seçimlerinde tayin edici ağırlık, tabana yani hâkimlere ve savcılara geçecek. Böylece, yargının demokratlaşması ve kararların tabana yayılması açısından son derece önemli bir değişimle karşı karşıya geleceğiz.

Aynı değişim Anayasa Mahkemesi için de söz konusu... Anayasa Mahkemesi üyelerini de bugüne kadar yüksek yargı mensupları belirliyordu. Şimdi bu alanda da Meclis’in ve Cumhurbaşkanı’nın tercihlerinin etkili olacağı ve ‘yüksek yargı hegemonyası’nın bir ölçüde sona ereceği bir döneme girme şansımız var...

***

Bu noktada, gerçekten de, vesayet rejiminin ciddi bir darbe aldığından söz etmek mümkün. Vesayet rejiminin uzun bir süreden beri, inişli çıkışlı olarak ilerlemekte olan yıpranma sürecinin değerlendirirken, statükonun gücünü küçümsememek gerekiyor. Statükocu kesimdekilerin, ellerindeki mevzileri kolayca terk etmeyeceklerini, sonuna kadar direneceklerini düşünmeye devam ediyorum.

İçerideki ve dışarıdaki her türlü kargaşadan, gerginlikten kendilerine pay çıkarma alışkanlıklarını sürdürüyorlar. PKK’nın yaygınlaşan eylemleri bile onlara bir imkân gibi görünebiliyor. PKK’nın eylemlerinin yeniden milliyetçi, devletçi, militarist bir dalganın yükselmesine yol açmasını umuyorlar.

Tabii, son dönemde bu konuda onları cesaretlendirecek bazı gelişmeler de oldu. İsrail ve ABD ile yaşanan gerginlik, AK Parti hükümetinin Kürt sorununda milliyetçiliğe teslim olma eğilimi gösterebileceği yönündeki sinyaller, onların hevesini artırdı.

Anayasa Mahkemesi eğer onların istediği yönde bir karar verseydi, her şey ‘çok güzel’ olacaktı. Ama olmadı...

***

Kürt sorununun askeri çözümü noktasında diretenlerin ellerinde geçerli argümanlar yok. Askeri çözüm fikri başarısızlığa uğradı. Toplum çözüm istiyor. Gerginlik değil uzlaşma istiyor. Demokratik standartların yükselmesini, refahın artmasını ve yaygınlaşmasını sağlayacak bir değişim istiyor.

Statükonun elinde hala ciddi bir güç var. Ama statükonun direniş çabası, tarihi gerçeklerle çelişiyor. Topluma umut verici bir şey vaat etmiyorlar...

Anayasa Mahkemesi’nin son kararını bu çerçeve içinde okumakta yarar olduğu kanaatindeyim.

Statükoculara inat vesayet rejimi çatırdıyor...

Oral Çalışlat / Radikal

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.