22 Kasım 2024
  • İstanbul9°C
  • Diyarbakır9°C
  • Ankara9°C
  • İzmir17°C
  • Berlin2°C

UNİTED KALAVRYTA VE KÜRTLER'İN BAĞIMSIZLIK HAYALİ

İstikrarlı bir Kürdistan, Türkiye ile Irak'taki kaos arasında tampon görevi görebilir. Gönül Tor yazdı.

United Kalavryta ve Kürtler'in bağımsızlık hayali

04 Ağustos 2014 Pazartesi 12:17

Türkiye, Kürdistan petrolünün dünyaya açıldığı kapı haline geldi. Bu durum Ankara'nın enerji hub'ı olma hayalini gerçekleştirmesine yardımcı olabilir. Ayrıca istikrarlı bir Kürdistan, Türkiye ile Irak'taki kaos arasında tampon görevi görebilir.

Teksas açıklarında Amerikan karasularının hemen dışında demirlemiş bir gemi Ortadoğu’daki yeni dinamiklerin habercisi. Geminin adı United Kalavryta. Ceyhan’dan yüklediği Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne ait 100 milyon dolarlık ham petrolü taşıyor. Alıcı, geminin kıyıya yanaşıp yükünü indirmesini bekliyor fakat gemi Amerikan karasularına giremiyor. Çünkü Teksas’ta bir yargıç, girdiği anda taşıdığı petrole el konulup Bağdat yönetimine teslim edileceğini söylüyor. Barzani’nin bir gözü bağımsızlık için yapılacak referandumun hazırlıklarında, diğeri United Kalavryta’da.

Arap ayaklanmalarıyla ortaya çıkan yeni dinamikler Kürtler'in statüsü meselesini dünya gündemine taşıdı. Irak ve Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Musul’u eline geçirmesiyle başlayan süreç ise Kürtlerin bağımsızlığının çok daha yüksek sesle dillendirilmesine, Amerikan Kongresi’nden İsrail parlamentosuna pek çok platformda tartışılmasına neden oldu.

Tartışmaların özünde IŞİD tehdidine karşı en etkili nasıl savaşılacağı var. Irak fiili olarak üçe bölünmüş durumda. Ülkenin kuzeyi Kürtler'in kontrolü altında. Suriye’de Halep’ten Bağdat’ın kuzeydoğusundaki Diyala’ya kadar uzanan bir şerit IŞİD’in elinde. Maliki ise Bağdat ve güneyini kontrol ediyor. Bu kaosun içinde Kürdistan bölgesi ülkenin nispeten en sakin bölgesi gibi görünüyor. Kürtler bu konjonktürün bağımsızlık hayallerini gerçekleştirmek için iyi bir fırsat olabileceğini düşünüyor. Barzani bağımsızlık için referandum hazırlıklarına başladı, Washington ve bölgenin nabzını ölçüyor.

Türkiye, güneyinde bir Kürdistan gerçeğiyle yaşamak fikrini kabullenmiş görünüyor. Hatta kabullenmenin çok ötesinde ondan faydalanabileceğini bile düşünüyor. Türkiye Kürdistan petrolünün dünyaya açıldığı kapı haline geldi. Bu durum Ankara’nın enerji hub’ı olma hayalini gerçekleştirmesine yardımcı olabilir. Ayrıca istikrarlı bir Kürdistan, Türkiye ile Irak’ın kaosu arasında bir tampon görevi görebilir.

İsrail de bağımsız Kürdistan’ı destekliyor. 1960’lardan 90’lara kadar İsrail ve Kürtler arasında sessiz bir ittifak vardı. İsrail’in 90’larda Kürtlere verdiği destekten vazgeçmesinin sebebi Türkiye ile kurduğu yakın ilişkiydi. Bugün artık İsrail’in Türkiye’yi kızdırmaktan endişe duymasına gerek yok, diplomatik ilişkiler askıya alınmış durumda. İki ülke, tarihinin en gergin dönemlerinden birinden geçiyor. Netanyahu da IŞİD’in böldüğü Irak’tan, bağımsız bir Kürt devleti çıkmasına destek veriyor.

Son zamanlarda Amerikan Kongresinde de Kürtlerin bağımsızlığına destek arttı. Cumhuriyetçi ve Demokratlardan oluşan bir grup Irak’ın zaten fiili olarak bölündüğünü, bağımsız bir Kürdistan’ın radikal cihadi gruplara karşı daha etkili savaşacağını ve Amerika’nın bunu desteklemesi gerektiğini savunuyor.

Tüm bunlar Kürtler için iyi haber, fakat meselenin önünde hala çok büyük bariyerler var. Obama yönetimi Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasından yana. Ancak güçlü bir merkezi Bağdat yönetiminin IŞİD’in ilerlemesini engelleyebileceğine inanıyor. Bu nedenle bir yandan Maliki’ye silah yardımını hızlandırırken diğer yandan Kürtleri Irak’ın içinde kalmaya ikna etmeye çalışıyor.

İran da Kürtler'in bağımsızlığını ilan etmesine karşı. Kendi Kürtlerinin bundan cesaret almasını istemiyor. Ayrıca kendi eksenindeki Bağdat yönetiminin güç kaybetmesinden korkuyor ve kurulacak Kürdistan’ın Türkiye ve İsrail’in etki alanında olmasından endişe ediyor. Mısır ve tabii ki Maliki de bağımsızlığa şiddetle karşı.

Bunlar bağımsızlığın önündeki siyasi engellerden birkaçı. Önemli bir başka engel daha var: KBY’nin ekonomik bağımsızlığının olmaması. Kürdistan Bölgesel Yönetimi tükettiği malların yüzde 80’ini ithal ediyor. Siyasi olarak bağımsız bir Kürdistan’ın gerçek anlamda bağımsız olabilmesi için ekonomisini çeşitlendirmesi, özel sektörü canlandırması gerekiyor. Bunun için de petrolünü dünya pazarlarına satabilmesi şart. İşte bu nedenle Kürt petrolünü taşıyan gemiler, mayıstan bu yana, kendilerini kabul edecek ülke bulmak ümidiyle liman liman dolaşıyor. Bağdat’ın karşı çıkması, Amerika’nın Kürt petrolünü almak isteyen ülkelere yaptığı siyasi baskı işleri zorlaştırıyor.

IŞİD’in Musul’u almasıyla ortaya çıkan yeni dengeler Kürt bağımsızlığı için elverişli birçok dinamik doğurmuş olabilir. Fakat bence Iraklı Kürtler ihtiyatlı olmak, ağırdan almak ve petrol gelirlerinin paylaşımı konusunda uzlaşıya varmak için Maliki üzerindeki baskıyı artırmak niyetindeler. Petrol sattığı İran’ı kızdırmadan, Türkiye ile enerji işbirliğine ve Washington’da lobi yapmaya devam ederek bağımsız bir Kürdistan’ın ekonomik altyapısını sağlam kurmak istiyorlar.

Bu arada United Kalavryta uluslararası sularda demir atmış bekliyor, tıpkı Kürtlerin bağımsızlık hayali gibi…

Gönül Tor - Radikal

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.