01 Mayıs 2024
  • İstanbul16°C
  • Diyarbakır24°C
  • Ankara16°C
  • İzmir26°C
  • Berlin29°C

TÜRKİYE, AVRUPA’YA ALTERNATİF ARIYOR

AB Raporu, İnsan hakları ihlallerini eleştiriyor. Ancak Ankara uzun süredir doğu'daki komşularına konsantre olmuş durumda.

Türkiye, Avrupa’ya alternatif arıyor

17 Ekim 2009 Cumartesi 12:54

Die welt (BERLİN) - AB Raporu, İnsan hakları ihlallerini eleştiriyor. Ancak Ankara uzun süredir doğu'daki komşularına konsantre olmuş durumda.

Avrupa Komisyonu tarafından açıklanan ilerleme raporunda, Türkiye'nin Avrupa Birliğine üye olmaktan hala çok uzak olduğu, basın ve din özgürlüğünün korunması konusunda eksikleri bulunduğu belirtiliyor. Olli Rehn, "Temel vatandaşlık haklarının durumu bizi hâlâ endişelendiriyor." derken, CSU Milletvekili Marcus Ferber, "AB inandırıcılığını yitirmemek için, Türkiye ile görüşmeleri kesmelidir." diye konuşuyor.

AB Komisyonu, Türk makamlarının, Axel Springer AG'nin ortağı olduğu Doğan Medya karşısında sergilediği tutumu da eleştirdi. Hükümet hakkında eleştirel yayın yapan medya grubunu güya vergi kaçırdığı için 2.2 milyar avro para cezası tehdit ediyor. AB Parlamentosu Liberaller Grubu Başkan Yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff da eleştirel medya için öngörülen bu "astronomik vergi cezasını" eleştirerek, bunun kabul edilemeyeceğini söyledi. AB, düşünce özgürlüğü alanında ilerleme de kaydedildiği görüşünde. TCK'nun 301'inci maddesi temelinde "Türklüğe hakaret" suçundan cezai takibata tutulanların sayısında azalma kaydedildi.

Kürtlerin ve dini azınlıkların haklarının kısıtlanmaya devam edilmesi, Komisyon tarafından sert bir dille eleştirildi. Ayrıca "töre cinayetleri, zorla evlilikler ve kadınlara karşı aile içi şiddet"in hala çok yayın olduğuna işaret edildi. Sendikal ve toplanma haklarındaki kısıtlamalar da eleştirilen konular arasında yer aldı.

Ermenistan ile normalleşen ilişkilerin "tarihi bir adım" olarak değerlendirildiği raporda, Türkiye'nin Orta Doğu ve Güney Kafkaslar'da enerji güvenliği ve medeniyetlerin diyaloğunda kilit rol oynadığını vurgulayan Rehn, Türk Avrupa Bakanı ve AB Başmüzakerecisi Egemen Bağış'ı, şimdiye kadarki "en objektif" başmüzakereci olarak tanımladı. Rehn belki de Türklerin Orta Doğu ve Kafkaslardaki önemini, yeni realiteleri dikkate aldığı için vurguladı.

Zira, Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan kısa bir süre önce, yeniden parti başkanlığına seçildiğinde, uzun bir konuşma yapmıştı. Bu konuşmasında, bir zamanlar ülkesini AB'ye taşımak isteğiyle iktidara gelen Başbakan, Avrupa'dan çok az söz etti. Ağırlıklı konusu Yakın Doğu ile Türkiye'nin neler başarabileceğiydi. Erdoğan, "Bizim dönemimiz daha yeni başlıyor" derken, Bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğunun olduğu bölgedeki yeni dönemden söz ediyordu.

Bu yeni yönün mimarı, sloganı "komşularla dengeyi sağlamak" olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'dur. Gerçekten de Ankara, ezeli düşmanı Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirmeyi kararlaştırdı. Ve Suriye ile stratejik ortaklı kurdu.

Bu, Avrupa'ya sırt çevrildiği anlamına gelmemeli. Öncelikle Kuzey Irak'taki Kürtlerle olmak üzere komşularla tüm ihtilafların çözümünün, AB üyeliğinin önkoşulu olan içeride demokratikleşmeyi sağlaması öngörülüyor. Ordu hala büyük bir etkiye sahip ve bunu Türkiye'yi dışardan tehdit eden tehlikelerle haklı kılıyor. Davutoğlu'na göre, ihtilaf sona erdirilecek olursa, ordunun iç siyasetteki özel konumunu haklı kılan zemin ortadan kalkacak ve demokratik reformlara alan açılacaktır.

Davutoğlu'nun bu stratejide AB'ye gözden çıkarmamasının nedenlerinden biri bu. Diğer neden ise, Avrupa'nın gücün dilinden anlıyor olması ve bölgesel bir hakim güç olarak, etkin ve demokratik bir Türkiye'yi reddedemeyecek oluşudur.

Özellikle bir yıldan bu yana İsrail ile kötüleşen ilişkiler, Türkiye'nin Batı'ya yönelmesiyle ilgili kuşkuların dile getirilmesine neden oluyor. İsrail bir zamanlar Ankara'nın bölgedeki stratejik partneriydi, şimdi bu kavram Suriye için kullanılıyor. Türkiye, Gürcistan gibi Kafkas ülkelerini kendisine bağlamak için çok sabır ve para tüketiyor. Orta Asya'daki Türkçe konuşan ülkeler ve İslam dünyasıyla yakın bağlantılar kurulmaya çalışılıyor. Bu politika, 20'li yıllardan beri ilk kez yeniden Osmanlı mirasına odaklanıyor ve bu miras, düzen ve uygarlık gücü olarak gerek İslam gerekse demokrasi bağlamında Türkiye sınırları dışında etkili olmayı öngörüyor.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.