TSK: PKK'YA AF MASADA!
Genelkurmay'ın 19 Mart 2009'da yabancı elçilik görevlileine brifing verip "çözüm için af dahil her seçenek masada" dediği ortaya çıktı.
07 Nisan 2011 Perşembe 10:44
Taraf gazetesinin yayınladığı Wikileaks Türkiye belgeleri gündeme oturmaya devam ediyor. "TSK: PKK'ya af masada" başlığıyla sürmanşeten verilen haberde askerin PKK'ya çarpıcı bakışı ABD'nin diplomatik yazışmalarında yer aldı.
Wikileaks belgelerinde ABD'nin PKK'ya yönelik af sürecini yakından izlediği açıkça görülüyor. ABD Ankara Büyükelçisi Jeffrey'in 27 Mart 2009'da kaleme aldığı telgrafta, detaylı bir analiz yer alıyor.
"PKK affının yapı-sökümü" başlıklı telgrafta, bugüne kadar kamuoyuna yansımayan bir brifing de var. Genelkurmay'dan üst düzey bir J2 (İstihbaat başkanlığı) yetkilisi, 19 Mart 2009'da çeşitli ülkelerin savunma ateşlerine brifing vermiş.
Brifingte Genelkurmay yetkilisi, afla ilgili soru üzerine "Bütün seçenekler masada" yanıtını vermiş. Bu cevap, askerin Kürt politikasında dikkat çekici bir değişiklik olarak ifade edilmiş. işte o rapordan bazı ayrıntılar:
"İlker Başbuğ, genel affa karşı çıkmakla birlikte, Genelkurmay Başkanlığı'na terfi etmesi öncesinde, şiddete karışmayan PKK'lıların daha pragmatik olduğu konusunda yaygın bir kanı olduğu konusunda yaygın bir kanı var. Bu izlenim 19 Mart'ta, Türk Genelkurmay'ından üst düzey bir J2 (İstahbarat Başkanlığı) yetkilisinin, burada mukim savunma ateşelerine (yabancı elçiliklerin görevlileri kastediliyor) verdiği ve afla ilgili bir soruyu bütün seçeneklerin masada olduğunu söyleyerek yanıtladığı brifingten kaynaklanıyor."
HÜKÜMET KOŞULLARINI İYİLEŞTİREBİLİR
ABD'ye göre hükümet Öcalan'ın hapis koşullarını iyileştirebilir ama erken salıvermesini düşünmek bile siyaseten imkansız. İşte konuyla ilgili raporda yazılanlar:
"PKK temsilcileri ve DTP'deki birçok kişi açısından , Öcalan'ın hapis durumu af gündeminin en tepesinde yada tepesine yakın bir yerdedir. Yapılan öneriler arasında, cezasını başka PKK mahkumlarıyla birlikte çekmesine imkan tanınması ya da onu "ev hapsine" almak süretiyle Öcalan'ın hücre hapsine son verilmesi de var. Hükümetin, Öcalan'ın hapis koşullarını değiştirmesi mümkün de olsa, Öcalan'ın erken salıverilmesini düşünmek dahi siyaseten imkansızır. Herhangi bir müzakerenin başarılı olabilmesi için, PKK liderinin görünür gelecekteki bir programdan yararlanmayacağı kabullenmeye zolanmalıdır."
GÜVENİLMEZ SİYASİ SULAR
ABD'li diplomatların yine 2009 Mart ayında terör sorununa ilişkin hükümet, PKK ve askere ilişkin gözlemleri içeren rapor dikkat çekici:
"Af konusu, Türk siyasetinin Bermuda (şeytan) Üçgeni'dir. Karşılıklı olarak biririnden şüphe duyan üç kuruma bağlı olan tehlikeli bir konudur. Kürt meselesini çözmek isteyen ama aynı zamanda, kendisini Türk milliyetçilerinin saldırılarına açık hale getirecek adımlar atmaktan, özellikle de 29 Mart'taki yerel seçimler öncesinde, korkan güçlü fakat güvensiz AKP; PKK'nın siyasi heveslerinin yanı sıra, Kürtlere çok fazla zemin kazandırmaktan da varoluşsal bir konu duyan, ama görünüşte sonu gelmeyen ve çok maliyetli olan bu soruna güvenilir bir "askeri" çözüm de getiremeyen ordu.
Ve Kürtlerin kendi işlevsellikten uzak siyasetleri ki hala Abdullah Öcalan'a ve onun şiddete dayalı kurtuluş mücadelesi öngören miadı dolmuş ideolojisine sarılan PKK, halihazırda buradaki en muktedir siyasi güç ve sıradan Kürtlerin hayatlarının iyileştirilmesinin önündeki en büyük engel."
ÖZAL'IN AF PLANINDAN APO'YU ÇIKARDILAR
Telgrafa göre mermum Turgut Özal planında Apo'ya da af vardı. Ancak ABD'nin buna soğuk baktığı görülüyor: "Siyaseten imkansız. Özal planına göre şiddete karışmayanlar derhal serbest kalacak, orta düzeydeki PKK'lılar iki yıl sonra affedilecek. Öcalan (henüz yakalanmamıştı) ve diğer üst düzey yöneticiler ise beş yıl sonra bırakılacak. (Öcalan'ı kapsamayacak olan) böyle bir yaklaşım, zaman içinde PKK üzerinde bir manivela gücü sağlayacak ve örgütün silahsızlanma sözüne uymasını garanti edecektir."
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.