THE GUARDİAN: TÜRKİYE, İSLAM DÜNYASININ LİDERİ
The Guardian gazetesi yazarı Stephen Kinzer, "Erdoğan’ın İran ziyareti sevinçle karşılanacak” dedi ve Türkiye’nin oynadığı barıştırıcı rolü överek İran’la iletişimin bu rolün bir gereği olduğunu savundu.
30 Ekim 2009 Cuma 10:18
The Guardian gazetesi yazarı Stephen Kinzer, Türkiye’nin “komşularla sıfır sorun” politikasını başarıyla sonuçlandırdıktan sonra “komşular arasında sıfır sorun” aşamasına geçtiğinin altını çizdi.
“Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İran ziyareti sevinçle karşılanacak” diyen Kinzer bugün Türkiye’nin liderleri son birkaç yıldır “komşularla sıfır sorun” politikasını başarıyla sürdürmekte Yunanistan, Bulgaristan ve Irak’la iyi ilişkiler kuruldu. Ankara, Suriye’yle 10 yıl önce savaşın eşiğindeyken geçtiğimiz günlerde imzalanan bir anlaşmayla iki ülke arasında vizeler kaldırıldı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Halep’te yaptığı açıklamada iki ülkenin “kaderinin, tarihinin ve geleceğinin” ortak olduğunu ifade etti. Bu açıklamadan sadece birkaç gün önce de Ermenistan’la tarihi bir anlaşma imzalanmış 16 yıldır kesik olan diplomatik ilişkilerin başlatılması ve iki ülke arasındaki sınırın açılması kararı alınmıştı.
Kinzer, bugün Türkiye’nin bölgesel politikada ikinci ve daha zorlu bir aşamaya geçtiğini savundu. Komşuların kendi aralarındaki sorunların da sıfırlanmasını amaçlayan bu politikanın altında Türk siyasetçilerin ülkenin geleceği için bölgede huzur ve istikrarın sağlanması gerektiğini fark etmesi yatıyor. Boyutları, ekonomik gücü, tarihi ve halen sorunlu olmasına rağmen gelişmiş demokrasisiyle Türkiye bölgede hem bir model hem de aracı olarak öne çıkıyor.
“Müslüman dünyası modern Türkiye’yi çoğu zaman bir dönme olarak görmüştü” diyen Kinzer bunun dışında bölgede Türkiye’ye ABD’nin politikalarını benimsediği için Washington’ın uydusu muamelesi yapıldığını ifade etti.
TÜRKİYE ÇOK DEĞİŞTİ
Ancak bugün bu itirazların hiçbiri Türkiye için geçerli değil. Dindar Müslümanların yönettiği ülkenin kendine ait bir dış politikası var. Türkiye’nin liderlerine daha önceden ziyaret etmeye bile tenezzül etmeyecekleri başkentlerde sıcak karşılamalar düzenleniyor.
Başka durumlarda Mısır, Pakistan ya da İran Müslüman dünyasının liderliğine oynayabilirdi ancak bu ülkelerin zayıf, parçalı ve çürümekte olan toplumları buna engel oluyor. Endonezya umut veren bir aday olsa da liderlik geleneğinden yoksun ve İslam’ın krizlerinden uzak olması bu ülkenin önünde engel oluyor. Dolayısıyla bu rolü oynamaya hevesli olan Türkiye tek aday olarak kalıyor.
Kinzer, bu pembe resmi karartan bir nokta olduğunu vurguladı: “Türkiye kendini İsrail’den uzaklaştırıyor. Geçtiğimiz haftalarda İsrail’i ortak bir askeri tatbikattan dışlayan Ankara sonrasında İsrail politikalarına yönelik sert eleştiriler yaptı. Bölgedeki en önemli ilişki yıpranıyor.”
TAVIRLARI DUYGULAR BELİRLİYOR
Türkiye’nin liderleri İsrail’e karşı tavırlarında duygularının belirleyici olmasına izin veriyor. İsrail’in hatalarına çok kızgın olmaları anlaşılabilir bir durum. Ancak eğer Türkiye ülkeler arasında bir köprü olmak istiyorsa hiç kimseyi yabancılaştırmamalı.
ABD, İran’ı yalnızlaştırmasının bedelini ağır ödedi, Türkiye’nin İsrail’i reddetmesi de aynı oranda anlamsız bir hareket olacaktır.
İran gibi İsrail de pek çok çevrede parya muamelesi yapılan ve Ortadoğu’nun güvenlik anlaşmalarından çıkarılmış bir ülke. Kinzer, bu durumun bütün tarafların zararına olduğunu hatırlattı çünkü İsrail’i bir köşeye sıkıştırmak ya da kendisini yalnız ve dostsuz hissetmesini sağlamak bölgede barışa hizmet etmiyor.
BİR TARAFI DÜZELTİP DİĞERİNİ BOZMAK
Türkiye’nin Yahudilerle mükemmel bir geçmişi var hatta Ankara İsrail’i resmen tanıyan devletlerin başında geliyor. Bu geçmişe sırt dönmek Türkiye’nin son zamanlarda üstlendiği arabulucu rolüne yakışmıyor. Türkiye’nin bu rolünün getirileri İsrail’in aşırılıklarını azarlamanın verdiği mutluluğu kat kat aşıyor.
Kinzer, Türkiye’nin ABD’yle arasını bozmadıkça İran’la ilişkilerini güçlendirmesinin iyi bir karar olduğunu hatırlattı. Hamas ve Hizbullah’la ilişkiler kurmak da Türkiye’nin çıkarına, ancak İsrail’le arasını açmasına sebep olmadıkça.
Türkiye bölgesel barış gücü olarak kimsenin vaat etmediği kadar gelecek vaat ediyor. Ancak bu rolü oynamak için ABD’nin yıllardır göz ardı ettiği bir kuralı dikkate alması gerekiyor: dış politika duygulara göre değil ulusal çıkarlara göre şekillendirilmelidir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.