TARAF: AKP'YE DAVA GELİYOR
Yasemin Çongar, muhabiri Mehmet Baransu'nun iddiasını köşesine taşıdı. İşte o yazı...
18 Mart 2010 Perşembe 14:40
YENİ BİR KAPATMA DAVASA MI?
Mehmet Baransu’nun kulağı kesiktir, (deyimi yanlış kullanmış, doğrusu kulağı deliktir olacak - GG) kaynakları sağlamdır. Dün akşamüstü yine önemli bir “bilgi” ile geldi büroya: ”AKP’ye karşı yeni bir kapatma davasının hazır olduğunu işittim. Davayı bu Cuma bile açabilirlermiş.”
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’dan ve onu bu konuda heveslendirmekten bir türlü vazgeçmeyen sivil üniformalı bürokratlardan beklenmeyecek şey değildi.
Yine de içimden bir “pes” yükseldi.:
Toplum düşmanlığının bu kadarına pes…
Hukuku, iktidar mücadelesine alet etmenin bu kadarına pes…
Sonra Yalçınkaya’nın tam iki yıl önce, 17 Mart 2008’de AKP aleyhine açtığı kapatma davası geldi aklıma.
İnternetten ” kes yapıştır” usulü derlenmiş haber kupürleriyle hazırlanan, siyasi lugatımıza “ google davası ” olarak geçmeyi hak eden bu fütursuz yargı darbesi girişimi yarım kalmıştı kalmasına …
Ama hükümet partisi de, böylesi bir iddianameyi ciddiye almayı kendine reva gören Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olarak mimlenivermişti.
Komikti, hüzünlüydü ama gerçekti.
Baransu’yla getirdiği “bilgi” üzerine konuşurken, “son dakika” flaşıyla, “ Anayasa paketi kesinleşti” başlığı geçiyordu televizyonların ekranında.
Başbakan Erdoğan, dün gün boyu hukukçu kurmaylarıyla toplanıp 12 maddelik bir anayasa değişikliği paketine son şeklini verdi.
Ve beklediği gibi, paketteki en önemli maddelerden biri, siyasi parti kapatmanın zorlaştırılması…
Hükümet, nihayet seçmenin bir partiye gösterdiği güven ve teveccühü yargı darbeleriyle hükümsüz kılmaya çalışan zihniyetin önünü kesecek bir değişiklik için hazır.
“ Şiddete bulaşmadığı sürece bir siyasi partinin kapatılmayacağı esası hayata geçecek, Anayasa’nın 69. maddesi Venedik Kriterleri’ne uygun hale getirilecek.
Ekranlardaki bu başlık “AKP’ye karşı yeni kapatma davasının eli kulağında” bilgisi ile birleşince, darbeci cenahın, bir tür “yangından mal kaçırma” operasyonu başlattığı geliyor insanın aklına.
Komik ve hüzünlü bir fikir… Ama gerçek olabilir mi?
Bu soruyu, muhtemel bir kapatma davasının birinci derecedeki hedeflerine sordum dün.
Bütün günü Başbakan’la birlikte, Anayasa değişikliği paketi üzerinde çalışarak geçiren üst düzey bir hükümet yetkilisi, “ Partiniz hakkında yeni bir kapatma davasının çok yakında açılmasını bekliyor musunuz?”
“Dört beş aydır böyle bir hazırlık olduğunu herkes gibi bizde duyuyoruz, zaten gazetelerde yazdı. Başsavcı da, malum, “onlar hissederler” diye keramet buyurdu. Şu anda böyle bir şey beklemiyoruz ama Başsavcı elinde bu yetki varken akşamdan sabaha dava açabilir.”
Aynı Yetkili, “AKP hakkında bir kapatma davası açılmasının çok yanlış olacağını ilgili çevrelere ilettiklerini” de söyledi ; buna karşın, son günlerde, “kapatma yönünde hızlı bir hazırlık duyumu almadıklarını” özellikle vurguladı.
Ama ben , bir kaynaktan “Cuma günü dava açılabilir” bilgisini aldığımız aktarınca “Bu işler hep cumaları oluyor zaten borsayı düşünüyorlar herhalde” demekten de geri durmadı ve ekledi:
“Kapatma davası olmaz mı? Oldu, oluyor,olacaktır…”
Bu hükümet yetkilisinin “Eli kulağında bir davayı duymadık ama duysak da şaşırmayız” anlamına gelen sözlerinden sonra, AKP ‘nin ileri gelen bir başka ismine aynı “bilgi”’yi aktarıp benzer sorular sordum.
Aynen şöyle dedi :
“Maalesef bu anormallikler Türkiye ‘de normal hale geliyor. Her an her şey olabilir. Çünkü bazılarında demokrasi mevhumu, izan, vicdan söz konusu değil. Önceki kapatma davasını hatırlıyor musunuz?”
Aynı yetkili ,yeni bir kapatma davasının nasıl sonuçlanabileceği ve AKP’nin buna ne tepki vereceği konusunda ise şunları söyledi:
“Diyelim ki partiyi kapattılar. Eskiden ne olduysa o olur. Yeni bir parti kurulur. Ve Devlet adına millet üzerinden değil, millet adına siyaset yaptığımız için de, yine milletin desteğini alırız.”
Sonra sözü Başbakan Erdoğan’ın konumuna getirdi :
“Kapatma davası açmakla ya da parti kapatmakla siyasi sonuç alamayacaklarını bilirler. Ama bunların ümidi Tayyip Erdoğan’ı yasaklamak olabilir. Bu yolla partinin oylarını düşürmek isteyebilirler. Ak parti yine de tuz buz olmaz. Tayip bey’in itici gücünü, parti her koşulda hisseder. Biz zaten, kendisi yasaklıyken iktidar olduk. Suyu tersine çeviremezsiniz.”
Bu konuşmalardan sonra, yazının başına oturdum.
Taraf yazı işlerinde karar verdiğimiz üzer Baransu’ya ulaşan istihbaratı şimdilik bir “iddia”, bir “duyum” olarak dikkatimize sunup, bu konudaki ilk tepkileri hükümet kulisinden aktarmak için…
İstihbaratın “yanlış” çıkaracağını ve hayırlı cumanın hayırsız bir dava haberi getirmeyeceğini umarak.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.