SURİYE İLE TÜRKİYE ARASINDA GÜVEN HAKİM

Daily Star (Lübnan) - Türkiye ve Suriye'den üst düzey yetkililerin Halep'teki toplantısının ardından ülkeler arasında ilişkilerin gelişmesine dair dün yapılan açıklama iki ülke arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktasına işaret ediyor. Bu gelişme çok da uzak olmayan bir geçmişte savaşın eşiğine gelen taraflar arasında önemli bir başarıyı gösteriyor. Yeni oluşturulan "İş Birliği Konseyi" ile dışişleri, savunma, maliye, petrol, elektrik, tarım ve sağlık bakanlarının bağların kuvvetlendirilmesini görüşmek üzere bir araya gelmesi amaçlandı. Şam ile Ankara arasında bu tür üst düzey görüşmeler, çıkarılan derslerin ihmal edilmemesi hâlinde tüm bölge üzerinde olumlu etkisi olabilecek son derece önemli bir gelişmedir.

Suriye ile yapılan görüşmeler, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun "komşularla sıfır problem" politikasının son tezahürü. Bu yaklaşım çerçevesinde Türkiye'nin yakınlaşma ile tüm muhaliflerle ilişkilerini geliştirme arayışında olduğu görüldü. Davutoğlu'nun eğer Türkiye müreffeh, istikrarlı ve demokratik bir ülke olmak istiyorsa etrafını görmezden gelemeyeceği düşüncesi, görünüşe göre komşularıyla yaşadığı çözümsüz sorunlar ayağına bağ olan bölgedeki diğer ülkeler için etkili bir örnek oldu.

Önceki toplantılarla birlikte dün yapılan görüşmeler, Suriye ile Türkiye arasında, çok uzak olmayan bir geçmişte imkânsız görünen bir başarıyı yakalamış görünen, bir güven atmosferi yarattı. Bu artık o kadar da imkânsız görülmüyor ancak bölgede gerginlik içerisinde bulunan diğer güçler, sorunlarına aynı şekilde yaklaşamıyorlar.

Ermenistan ve (kendi Kürt nüfusuyla) Türkiye, Suriye ile diyalog içerisinde girerek sömürgeci güçlerin kendi çıkarlarına hizmet etmesi için Orta Doğu'yu bölmesinden bu yana yaşanan anlaşmazlık yıllarını tersine çevirmeye başladı. Tartışmaların, en can yakıcı olanının bile, aktif ve uzlaşmacı bir dış politikayla gelişme işaretleri gösterebileceği görülmüştür. İki ülke arasındaki tartışmalı meselelerin ele alınmasından elde edilen sonuç, bölgede sadece birkaç ülkenin elde edebildiği bir başarıdır.

Türkiye'nin uzlaşma çabaları kesinlikle yakın çevresine de sirayet etmiştir. Türkiye'nin İsrail ile Suriye ve bir dereceye kadar İran ile Batı ülkeleri arasındaki görüşmelere ara buluculuk yapması, bölgedeki diğer güçler arasındaki güvenliğin kendi istikrarı için önemli olduğunun kabul edildiğini gösteriyor.

Türkiye ile Suriye arasındaki yakınlaşma, diyaloğun, büyük risklere karşı elde ettiği zafere bir başka örnek sunuyor. Güven yaratarak, kültürel ve ekonomik değişim içerisine girerek eski düşmanlar arasında bir parça da olsa dostluk sağlanmış oldu.

Bölgedeki tüm ülkelerin aynı modeli takip etmesini bekleyemesek de kültürel, siyasi ve ekonomik anlamda çok fazla şey paylaşan Arap ülkelerinin benzer düzeyde bir güven seviyesini yakalamalarının o kadar da gerçek dışı olmadığı düşünülebilir.