SEAN PENN’İN ‘EL CHAPO’ İLE OLAY YARATAN RÖPORTAJI
Joaquin ‘El Chapo’ Guzman… Temmuz 2015’te Meksika’nın en korunaklı hapishanesinden, hücresine bağlanan 1,5km’lik bir tünel sayesinde kaçan ‘Bücür’ lakaplı Guzman daha birkaç gün öncesine kadar Meksika’nın en çok aranan adamıydı.
17 Ocak 2016 Pazar 12:43
Uyuşturucu baronunun özgürlüğü, polisin ülkenin kuzey batısındaki Los Mochis kentinde bir otele düzenlediği baskınla son buldu. Ülkenin en çok aranan adamının yakalanmasıyla birlikte dünyaca ünlü aktör Sean Penn’in, bundan birkaç ay önce, Guzman’la Rolling Stone dergisi için bir röportaj yaptığı ortaya çıktı.
Guzman’ın Sean Penn’in röportajının izi sürülerek yakalandığı iddia edildi. Meksikalı ve Amerikalı yetkililerin tepkisini çeken bu röportaj derginin internet sitesinden yayınlanırken, Meksika polisi Sean Penn’i sorguya çekmek istediğini açıkladı. Ünlü aktörle saklandığı bir çiftlikte konuşan ‘El Chapo’, çocukluğundan bugünlere nasıl geldiğini anlattı. Sean Penn ise yaptığı açıklamada makalesinin başarısız olduğunu ve amacından saptığını açıkladı.
Sean Penn: Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
El Chapo: 6 yaşından itibaren anılarım var, ailem çok sade ve fakir bir aile. Annemin ailenin giderlerini karşılamak için ekmek yaptığını hatırlıyorum. Ben bu ekmekleri satıyordum, portakal satıyordum, gazlı içecekler satıyordum, şekerler satıyordum. Annem çok çalışan biriydi, hayatı boyunca çok çalıştı. Mısır ve fasülye yetiştiriyorduk. Anneannemin hayvanlarıyla da ilgilendim, odun kestim.
Nasıl uyuşturucu ticaretine başladınız?
15 yaşlarında başladım. Yaşadığım Badiraguato kasabasında La Tuna diye bir çiftlikte büyüdüm ama orada iş fırsatı yoktu. Yaşayabilmek ve kendini sefaletten kurtarmak için tek çıkış yolu afyon ya da esrar yetiştirmekti ve ben de bunu yaptım. Ektim, yetiştirdim ve sattım. Söyleyeceklerim bu kadar.
Oradan nasıl ayrıldınız?
Çiftliğimden 18 yaşında ayrıldım ve Culiacan’a gittim, oradan da Guadalajara ama sıklıkla çiftliğime dönüyordum, bugün bile, çünkü Tanrı’ya çok şükür ki annem hala hayatta.
Aile hayatınız nasıl değişti?
Herşey yolunda, çocuklarım, kardeşlerim, yeğenlerim. Birbirimizle çok iyi anlaşıyoruz.
Şimdi özgürsünüz, kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Özgürsünüz ama üzerinizde bir baskı var, ülkenin en çok aranan adamısınız…
Özgür olduğum için çok mutluyum çünkü özgürlük güzel bir şey. Baskıya gelince, bu çok normal, baskıya alışığım çünkü senelerdir çok dikkatli olmam lazım… bazı şehirlerde ise böyle hissetmiyorum. Sağlığımı ya da zihnimi etkileyen bir şey yok, kendimi iyi hissediyorum.
Söyledikleri şey doğru mu: uyuşturucu insanlığı öldürüyor ve acı veriyor?
Evet bu doğru, uyuşturucu yıkıma uğratır. Dediğim gibi, maalesef büyüdüğüm yerde bundan başka bir çıkış yolu yoktu ve hala da yok. Ekonomimizde çalışarak hayatını kazanmak mümkün değil.
Uyuşturucu bağımlılığından, dünyada bu kadar çok uyuşturucu bulunmasından sorumlu olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Hayır bu yanlış, çünkü aranızdan ayrıldığım gün uyuşturucu miktarında bir azalma olmayacak. Uyuşturucu ticareti devam edecek. Onun için bu söylenenler yanlış.
Peki hapiste bulunduğunuzdan beri uyuşturucu endüstrisinde büyüme ya da yayılma oldu mu? İşler gelişti mi ya da kötüye gitti mi?
Size söyleyebileceklerim doğrultusunda ve bunu biliyorum, hiçbir şey değişmedi. Ne azaldı ne de arttı.
Peki uyuşturucu ticaretinde etkili olan şiddet hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bir bakıma… Bazıları zaten sorunlarla büyüyor ve bunun dışında kıskançlık da var ya da bir kişi hakkında yapılan dedikodular var. Şiddeti doğuran budur.
Kendinizi şiddetli biri olarak görüyor musunuz?
Hayır bayım.
Şiddete açık mısınız, şiddetten kaçmaya çalışıyor musunuz ya da şiddeti son seçenek olarak mı görüyorsunuz?
Benim yaptığım tek şey kendimi savunmak. Ama sorunları ben mi yaratıyorum? Asla.
Meksika hakkındaki düşünceleriniz neler?
(düşünüyor)… Uyuşturucu ticareti bize atalarımızdan gelen, kültürümüzün bir parçasıdır. Sadece Meksika’da değil, dünyanın geri kalanında da böyledir.
Faaliyetlerinizi, oluşumunuzu bir çete olarak görüyor musunuz?
Hayır bayım görmüyorum. Çünkü hayatlarını bu ticarete veren insanlar bana bağlı değiller.
Peki başladığınızdan beri yer altı dünyası nasıl gelişti?
Çok farklı çünkü şimdi çok fazla uyuşturucu çeşidi var, oysa zamanında sadece afyon ve esrar vardı.
İnsanlar da değişir, zamanında iş yaptığınız insanlarla bugünküler arasında nasıl bir fark var?
İnsanlar geçmişe göre çok değiştiler çünkü her geçen gün kasabalar büyüyor ve nüfus artıyor. Farklı düşünceler ortaya çıkıyor.
Uyuşturucu endüstrisinin geleceği nasıl olacak? Duracak mı? Yaygınlaşacak mı?
Hayır azalacağını sanmıyorum çünkü dediğim gibi nüfus artıyor, ihtiyaç da artıyor, sonlanmayacaktır.
Orta Doğu’daki terörist aktivitelerin bir şekilde uyuşturucu ticaretini etkileyeceğini düşünüyor musunuz?
Hayır bayım, hiçbir fark yaratmaz.
Pablo Escobar’ın son günlerini biliyorsunuz. Ticari açıdan son günlerinizi nasıl hayal ediyorsunuz?
Umarım… çünkü bir gün ben de öleceğim… umarım doğal bir ölüm olur.
ABD hükümeti, Meksika hükümetinin sizi yakalamak istemediğini ama öldürmek istediğini düşünüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Hayır, beni bulurlarsa, doğal olarak tutuklarlar.
Peki yaptığınız şeylerin Meksika’ya nasıl bir etkisi oluyor? Sizce önemli bir etkisi var mı?
Hayır yok.
Neden?
Çünkü uyuşturucu ticareti sadece bir kişiye bağlı değildir. Bu işin içinde çok kişi var.
Uyuşturucu ticaretinin kazandığı boyut hakkında ne düşünüyorsunuz? Kim cezalandırılmalı? Satanlar mı yoksa talep yaratan kullanıcılar mı? Üretim, satış ve tüketim arasındaki bağ nedir?
Tüketim olmasa satış da olmazdı. Tüketim her geçen gün artıyor, onun için de satış da aynı oranda artıyor.
Avokadoların bizim için iyi olduğunu duyarız. Limonun ya da sebzelerin faydalı olduğunu duyarız. İnsanları uyuşturucuya imrendirmek için herhangi bir girişiminiz oldu mu?
Hayır. Dikkati çekiyor. İnsanlar bir bakıma belki de etkilerini merak ediyor, neye benzediğini ve sonrasında bağımlılık başlıyor.
Hayalleriniz var mı? Hayal kuruyor musunuz?
Tabii ki. Her gün hayal kurmak? Hayır.
Ama hayalleriniz olmalıdır ya da umut ettiğiniz şeyler?
Tanrı’nın bana verdiği günlerde ailemle yaşamak istiyorum.
Dünyayı değiştirebilecek olsanız yapar mıydınız?
Bana göre değiştireceğim bir şey yok, hayatımdan memnunum.
Çocuklarınızın, oğlunuz ve kızınızın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
İyi. Gayet iyiler. Birbirimize çok bağlıyız.
Hayatınız nasıl değişti? Hapishaneden kaçtığınızdan beri nasıl yaşadınız?
Çok mutluyum çünkü özgürüm.
Uyuşturucu kullandınız mı?
Hayır bayım. Çok eskiden denediğim oldu. Bağımlı mıyım? Hayır.
Ne kadar zaman önce?
Yirmi yıldır kullanmadım.
Hapishaneden kaçarak ailenizi tehlikeye attığınız düşündünüz mü?
Evet bayım.
Hapishaneden kaçmanızın bir fiyatı oldu mu? Birilerine ödeme yaptınız mı ya da birinin canı yandı mı?
Bunu hiç düşünmedim… ya da birinin canını yakmak. Yaptığım tek şey dua etmekti ve işe yaradı. Herşey harikaydı. Tanrı sayesinde buradayım.
Hapishaneden iki kere kaçtınız ve hatırlatmak lazım ki ikisinde de hiçbir şiddet kullanılmadı. Sıfır şiddet, sıfır silah.
Benimle… yani o kadar da değil. Bazı başka durumlarda, görebildiğimiz gibi, işler daha farklı gelişti. Ama kaçışlarımda şiddet kullanmadık.
Hakkınızda yazılanlarla, televizyonlarda söylenenlerle, Meksika’da konuşulanlarla, Meksikalılara nasıl bir mesaj vermek isterdiniz? İnsanlar bölünmüş durumda, kötülüğünüzü isteyenler var. Meksikalılara ne demek isterdiniz?
Derdim ki, insanların hakkımda bölünmeleri normal çünkü beni tanıyanlar var ve tanımayanlar var. Onun için de normal diyorum. Beni tanımayan insanların ise benim iyi ya da kötü bir insan olduğumu bilmeleri mümkün değil.
Joaquin El Chapo değil de, ona en yakın, onu en iyi tanıyan kişi olsanız, kendinizi nasıl tanımlardınız?
Onu en iyi tanıyan kişi olsaydım, tüm saygımla, ve bu kişisel görüşüm, derdim ki, El Chapo sorun yaratmak istemeyen biridir. Hiçbir şekilde sorun yaratmak istemeyen biri. (Zete- Hafta Sonu dergisi)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.