'SAYIN DEMİRTAŞ KCK NEDİR?'
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Kürt sorununa ilişkin son değerlendirmeyi Banu Güven’le Artı’da yaptı.
14 Ekim 2010 Perşembe 21:29
Hükümetin, Bağdat’ta ve diğer başkentlerde PKK’yı konuştuğunu ancak PKK’nın bir sonuç olduğunu belirten Demirtaş, 'içe dönük politika' mesajı yolladı.
Açılım sürecinde somut adım atılmadığı iddiasını tekrarlayan BDP lideri, seçim barajının düşürülmesini en somut adım olarak tanımlarken, demokratk özerklik taleplerini de Türkiye projesi olarak adlandırdı.
PKK’nın son 10 yıldır şiddetle çözüm olmayacağı noktasında durduğunu ve akıllı bir devletin bunu değerlendirmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, ‘çok manipüle edildi ve yanlış tartışıldığı için farklı algılar oluştu’ şeklinde değerlendirdiği KCK konusunda da ‘KCK nedir?’e yanıt verdi.
Sınırötesi operasyonla ilgili Meclis’teki gizli oturumda Kürt sorunu ya da PKK’yla ilgili kamuoyunun bilmediği bir şeyin konuşulup konuşulmadığı konusunda, “Anayasa ve tüzük gereği, konuşulanlar 10 yıl boyunca gizli kalıyor. Şu an bunları konuşmak siyaseteden de doğru olmaz” diyen Demirtaş, oturumdan bağımsız olarak şunları ifade etti:
"Hükümetin demokratik yollardan çözüm yoluna girdiği açılım denen sürecin üstünden 1.5 yıl geçti. DTP ve kamuoyu olarak henüz ortada somut bir şey göremiyoruz.”
Somut adımlar olmamasının yanında, Kürt sorununun gündeme gelmesinin ve tartışılıyor olmasının, diyalogla çözüm arayışlarının güç kazanmasını da elde edilmiş iyi gelişmeler olarak yorumlayan Demirtaş, “Evet bunlar bir kazanımdır ve somuttur. Ama bunlar hükümet ya da BDP’nin değil, ortak kazanımlardır. Bu zemin önemlidir ve bunu kaybetmemek hayati önem taşıyor. Şu an bir geçiş noktasındayız ve diyalogla çözüm sonuç verir mi bunu görmek lazım. Bu anlamda da hükümek somut adımlarla mesaj vermeli” şeklinde konuştu.
SOMUT ADIMLAR!
Demirtaş, ‘somut adımlar ne olmalı?’ sorusuna, KCK üzerinden yaklaşarak, “Yargılanma aşamasında hükümetten bir talepte bulunmamız doğru ve gerçekçi olmaz. Dosya yargıçların elindedir ve muhatap hükümet değildir.
Ancak, hükümetin bu aşamada yapabilecekleri var. Yargılamalarda esas alınan ceza maddeleriyle ilgili düzenlemeler yapılabilir. ‘Örgüt üyesi olmamakla birlikte, örgütün amaçları doğrultusunda...’ şeklinde muğlak bir ifade var. PKK barıştan söz ediyor, siz de barış amacına ilişkin bir şey ifade ederseniz, yargılanabiliyorsunuz” dedi.
Uzun tutukluluk sürelerini örnek gösteren ve sacece kendilerini bu monuda mağdur olmadığını söyleyen Demirtaş, “Adli tutuklular için de gerçerli. Brada hükümetin ve yasamanın yapması gerekenler ve hala bu şans mevcut. Tutukluların serbest bırakılaması ve bu bahsettiğimiz düzenlemeler somut adımdır” diye konuştu.
EN SOMUT ADIM SEÇİM BARAJI
“Ama en somut adım, Kürt sorunuyla birlikte diğer bütün problemlerin çözüm yerinin parlamento olduğu mesajını vermek ve bunun için seçim barajını düşürmektir” diyen Demirtaş, “Bunu istemezler çünkü, parlamentoda şu an buluan milletvekilerinin büyük kısmı, barajı aşamayan diğer partilerin milletvekilleridir.
Bizim bu konuda tekliflerimiz var ve CHP’yle uzlaşmaya hazır olduğumuzu belirttik. Ama iktidar partisi olmadan zor ve onlar da desteklemeli” dedi.
Demirtaş, seçim barajı konusunda ümitli olup olmadığı sorusuna da, “Burada kamuoyu çok daha fazla talepkar olmalı. Sadece BDP’nin meselesi olarak görülmemeli. Amaç sandalye sayısını artırmak değil. Daha fazla kadının, emekçinin, yoksulun parlamentoda sesinin duyulması bu barajın indirilmesiyle mümkün” ifadelerini kullandı.
“BAŞBAKAN KABUL ETMİYOR”
Partilerin ittifak yapmasının önünü açan düzenlemelerin de yapılması gerektiğini ve istikrarın bu şekilde korunabileceğini söyleyen Demirtaş, demokrasinin ve dünyaya nasıl bakıldığının göstergesinin seçim barajı, ifade ve örgütlenme özgürlüğü olduğunu belirterek, “Ancak Başbakan şu anda bunları kabul etmiyor” dedi.
“TÜRKİYE PROJESİDİR”
Demokratik özerklik konusunda, “Bu bir Kürt talebi değildir. Evet çözüm getirir ama bu bir Türkiye projesidir” diyen Demirtaş, “Biz ‘Kürtlere otonomi’ demiyoruz; Türkiye’de bu olsun diyoruz. Bunu söylediğimiz ortama ve söyleyene göre değerlendirmeler yapılıyor. Belki burada bizden kaynaklı bir soun da vardır; düzgün anlatamamış olabiliriz.
Biz Kürtlerin bir kısmını temsil ediyoruz ama sadece Kürtleri temsil eden siyasi parti değiliz. Kürt sorununu politikasının merkezine koyan, bunu çözen Türkiye’nin diğer bütün sorunlarını da çözeceğini söyleyen ve bu yönde plltikalar ortaya koyan bir partiyiz” şeklinde konuştu.
PKK İŞİN NERESİNDE?
Demirtaş, Kürt sorunun çözümünde PKK gerçeğiyle ilgili olarak, örgüt içindeki bölünme hakkında yapılan yorumların işin özünü oluşturmadığını belirterek, “Kendini 30 yıldır şiddet yöntemiyle ifade eden ve sorun böyle çözülür diyen örgüt, bir yerden sonra ‘şiddet araç olmaktan çıkarılmalıdır ve bunu kabul ediyorum’ diyor. Bu iradeyi tanımak lazım. PKK 10 yıldır ‘bu işler şiddetle çözülmez’ diyor.
Burada bazen inişli çıkışklı süreçler yaşandı. Ateşkes oldu, bozuldu... Ama en nihayetinde bunu söyleyen bir örgüt varsa, akıllı bir devletin ‘bu işi nasıl çözerimi, Kürt sorununu şiddeetten nasıl arındırırımı’ ortaya koyması lazım” dedi.
DOĞU İLE BATI ARASINDAKİ FARK
PKK konusunda kamuoyunda oluşan iki farklı algılamayı, “90'lı yıllarda yaşanan karanlık olayları, yakınen bilenler anlar. Oranın insanı bunu bilirken, batıda yaşayanlar bunu göremediler ve ayrı algılar oluştu.
Ben, yıllar sonra bu masaya oturan bazı yönetmen ve aydınların, ‘Güneydoğu’da olanları yıllardır nasıl göremedik’ diyeceklerini düşünüyorum. Şimdi, ‘yaşananlar ortak acılardır ve çözüm de ortak dille bulunmalı’ denmeli ve siyaset, sivil alan ve medyada bu dil kullanılmalı" şeklinde açıklayan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
Hükümet, ben PKK sorununu çözeceğim diyor. Başka bir şey dediği yok. Ama yıllardır biz ‘PKK bir sonuçtur, sorun Kürt sorunudur’ diyoruz. Siz Bağdat’ta PKK’yı konuşursunuz. Ve böyleyse sorunu hala anlamamışsın ve çözmeye niyetiniz yok anlamı çıkar. Oralarda harcadığın zamanı içeriye dönük kullanacaksın. Kamuoyunu ikna edeceksin.”
KCK NEDİR?
Demirtaş, ‘KCK nedir?’ sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Bu konu çok manipüle edildi ve yanlış tartışıldığı için farklı algılar oluştu.
Biz demokratik özerklik derken, belli bir kimliğe ve coğrafyaya otonomi istemiyoruz. Toplumun demokratik örgütlenmesinden bahsediyoruz Siyaset daha dışta olacak, sivil alan öne çıkacak. Kent, mahalle ve köy meclisleri kurulacak; bunlar sivil meclisler. Orada yaşayan her kesimin, kendisini ifade edeceği sivil meclisler kurulacak ve bunların söz hakkı olacak.
Bu mekanizma, resmi politikalar üzerinde basınç oluşturacak ve bu yapılar karar alıp hayata geçirebilecek.
Bunun dışında da bölge resmi meclisleri olur. Vali seçimle mi gelir yoksa... Bunların hepsi tartışılır. İşte bu meclisleri, devletin KCK dediği şeydir. Hiçbir silahlı eylem yok. ‘Niye meclisler oluşturdunuz, tüzük yaptınız’ deniyor.”
“PKK HAZIR AMA...”
Demirtaş son olarak, “Görebildiğim ve okuyabildiğim kadarıyla PKK eylemsizliği uzatmaya hazır ama devletin yaklaşımını da izliyor diye düşünüyorum. O yüzden, siyasi ve askeri operasyonlar yapılmamalı...
Sınırötesi tezkelereler toplumun kafasını bulandırıyor. Hem Başbakan’a hem de Kılıçdaroğlu’na, meseleleri gizli oturumda değil, siyasetçiler olarak bir araya gelip herkesin göz önünde tartışalım diyoruz" ifadelerini kullandı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.