SAİD-İ NURSİ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ
Nûbihar dergisi/yayınevi tarafından Diyarbakır'da düzenlenen Said-i Nursi' Sempozyumu'nun sonuç bildirgesi yayınlandı.
27 Mayıs 2010 Perşembe 00:20
“Uluslararası Bediüzzaman Said Nursi Sempozyumu” Sonuç Bildirgesi:
1992 yılından beri Kürt dili-edebiyat-kültür alanlarında dergi ve kitap yayıncılığı yapan Nûbihar dergisi/yayınevi tarafından 22-23 Mayıs 2010 tarihinde Diyarbakır'da düzenlenen Said-i Nursi'nin her yönüyle tahlil edilip, doğru anlaşılma yollarının arandığı "Di 50 Saliya Wefata wî de Sempozyuma Bedîuzzeman Seîdê Kurdî ya Navneteweyî/ Vefatının 50. Yıldönümünde Uluslararası Bediüzzaman Said Nursi Sempozyumu" geniş bir katılımla gerçekleşti. Sempozyumda başta Türkiye'nin değişik üniversitelerinden olmak üzere, Lübnan, Hollanda, İran, Irak/Kürdistan, İngiltere ve Avusturya'dan alanlarında uzman 40'ı aşkın araştırmacı ve akademisyen tebliğ sundu.
Bediüzzaman'ın, özellikle İslam inancının farklı vecheleri başta olmak üzere, toplum, siyaset, ekonomi, eğitim, bilim ve kadına ilişkin görüşlerinin ağırlıklı olarak işlendiği sempozyumda Bediüzzaman'ın hayatı ve yaşadığı dönem, bir tecdid hareketi olarak Risale-i Nur ve Nurculuk, Kürt meselesi, kimlikler ve özgürlükler, siyaset ve toplum, İslami ilimler, Risale-i Nur ve edebiyat konulu oturumlar tertip edildi. Bu oturumlarda Bediüzzaman etrafında bazı tartışmalı konular, bir bütün olarak İslam toplumunun/milletlerinin bir arada yaşama sorunları, davet metodu ve cihad anlayışı, batı medeniyetine bakışı, siyasal özgürlüklere yaklaşımı, ehl-i beyt muhabbeti, azınlıklar, kadın, Osmanlı-Cumhuriyet eğitim modernleşme projeleri içinde Medresetü'z-Zehra'nın yeri, Bediüzzaman perspektifiyle anadilin önemi, Kürt dili ve edebiyatı ile Medrese kökenli Kürt şairleri tarafından Bediüzzaman üzerine yazılan manzûmeler gibi konularda tebliğler sunuldu.
"Uluslararası Bediüzzaman Said Nursi Sempozyumu"nda aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:
1- Bediüzzaman Said Nursi fikirleri ve mücadelesiyle yaşadığı yüzyıla damgasını vurmuş, vefatından elli yıl sonra hâlâ etkisini sürdürebilmiş ve hem yaşamıyla hem de fikirleriyle İslam dininin anlaşılmasında bir ekol inşa etmiş tarihi bir şahsiyettir.
2- Kürt sorununun her kavmin kendi kültürel ve siyasal varlıklarını koruyup ifade edebildiği bir birlik projesi çerçevesinde aşılabileceği Bediüzaman'ın tespitlerinden hareketle ortaya çıkmıştır. Adem-i merkeziyet düşüncesine olumlu yaklaşması ve "Cemahir-i Müttefika-i İslami" tezini desteklemiş olmasından dolayı ortak siyasal yapılanmanın konfederal bir birlik etrafında sağlanması gerektiği üzerinde duruldu.
3- İstibdat anlamında her türlü otoriter yönetim ve anlayışların toplumların gelişimini engelleyen bir amil olduğu ve bundan hareketle hukuk ve kanuna dayalı, parlamenter özgürlükçü bir siyasal yönetimin gerekliliği vurgulanmıştır.
4- Bediüzzaman'ın uzun süreden beri İslam dünyasının periferisinde bırakılarak adeta görmezden gelinen Kürt medreselerinin ve ulemasının derin ilmi sorunlarıyla yoğun biçimde ilgilendiği ve geliştirdiği özgün yorumlarla genelde ulema sınıfının özelde ise Kürt medreselerinin, İslam ilimleri ve pozitif ilimlerle sahih geleneğe uygun bir şekilde yeni yüzyıla hazırlanması ve geliştirilmesinin yolları üzerine öneriler getirdiği görülmüştür.
5- Düşünce özgürlüğü geliştirilerek, özellikle Ermeniler ve diğer azınlıklar meselesi gibi konuların özgürlükler ve katılımcı bir uzlaşma zemininde ele alınması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
6- Risale-i Nur, kelam ve tefsir alanında özgün bir yöntem benimsemenin yanı sıra, özellikle mana tefsiri bağlamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca şuhûdî ya da ictimaî tefsir olarak da dikkat çektiği vurgulanmıştır.
7- Yaygın muharref algının aksine Eski Said ve yeni Said'in bir bütünlük içinde ele alınarak sağlıklı bir Bediüzzaman değerlendirmesi gerektiği üzerinde duruldu.
8- Hiçbir düşünce, klik, grup, cemaat, örgüt, organizasyon, dil, millet veya devletin kendi varlığını ötekinin yokluğu veya zararı üzerine konumlandırmaması gerektiği belirtilmiştir.
9- Kürt halkı ve Kürt uleması uzun bir süre boyunca Risale-i Nûr'un dili olan Türkçe'yi bilmediği için bu eserlerden yeterince istifade edememiştir. Bu ihtiyacı karşılamak amacıyla Nûbihar dergisi tarafından şu ana kadar parça parça yayımlanan Risale-i Nûr'un Kürtçe çevirileri önemli bir işlev görmüş olmakla beraber bunun yeterli olmadığı ve Risale-i Nûr Külliyatı'nın bir bütün olarak Kürtçe'ye çevrilmesi ihtiyacı dile getirilerek bu iş için bir heyet kurulması ve bu heyetin çalışmalarına başlamasının büyük önem arzettiği belirtilmiştir.
10- Kürt dili ve Edebiyatı başta olmak üzere her halkın kendi dil ve edebiyatnı geliştirmesinin, anadilinde eğitim yapmasının önem ve gerekliliği ortaya konuldu.
11- Said-i Kürdi'nin "Fikr-i milliyet hürriyetin pederidir" sözlerinden hareketle yüzyılın başında varolan ve halen devam etmekte olan en önemli sorunlarının milli birlik bilinciyle aşılabileceği belirtilmiştir.
12- Bediüzzaman üzerine yapılacak araştırma ve incelemeler üniversite bünyesinde kurulacak birimler ile akademik bir düzeye taşınmalıdır.
Sempozyum Düzenleme Kurulu
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.