22 Kasım 2024
  • İstanbul12°C
  • Diyarbakır12°C
  • Ankara15°C
  • İzmir19°C
  • Berlin1°C

ROJBAŞ SÜLEYMANİYE

Hürriyet yazarı Verda Özer'in bugün yayınlanan 'Rojbaş Süleymaniye' başlıklı yazısı...

Rojbaş Süleymaniye

08 Mart 2014 Cumartesi 05:29

DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, Süleymaniye’deki konuşmasına “Rojbaş” (Merhaba) diye başlayıp Kürtçe konuşmaya devam edince salonda yer yerinden oynuyor.

Hem alkışlarla, hem de izleyicilerin ayağa fırlamasıyla.

*
TÜRKİYE 4 Mart 2014’te Süleymaniye’de bir devrim yaşadı. Benzer bir devrimi, Başbakan Erdoğan, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı (KBY) Mesut Barzani’yle birlikte Diyarbakır meydanında konuşurken ilk kez “Kürdistan” dediğinde yaşamıştı. Bu seferki ise çifte katmerli. Zira 91’deki Kuzey Irak Kürtlerinin Saddam’a karşı ayaklanmasının tam da yıldönümüne denk geldi. O yıllarda tüm bölgede inkâr politikasının kurbanı olan Kürtler, şimdi Türkiye’nin Kürtçe konuşan Dışişleri Bakanını ağırlıyor.

Devrimin yaşandığı yer ise Süleymaniye Amerikan Üniversitesi. Bu yıl 2. kez düzenlenen “Süleymaniye Forumu”nda, yani “Ortadoğu’nun Davosu”nda, Davutoğlu’nun Iraklı muadili Hoşyar

Zebari de var, KBY Başbakanı Neçirvan Barzani de.

*
KBY Başkanı Mesut Barzani’nin uzun yıllardır sözcülüğünü yapan ve “Barzani’nin ağzı” olarak bilinen Fuat Hüseyin’le sohbet ediyoruz. Davutoğlu’nun Kürtçe konuşması onu çok şaşırtmış. Diyarbakır’da ise hazırlıklıymış. Başbakan’ın “Kürdistan” diyeceğini Davutoğlu önceden kulağına “Size bir sürprizimiz var” diyerek fısıldamış.

“Dün ne hissettiniz” diye sorunca, eski Başbakan Bülent Ecevit’le 93’te Hollanda’da katıldığı bir toplantıyı anımsıyor. Hollandalı bir politikacı Ecevit’e Kürt meselesini sorunca, Ecevit, “O söylediğiniz kelime mevcut değil” cevabını veriyor. Yani Kürtlerin varlığını “Kürt” kelimesini bile kullanmadan inkâr ediyor. Ve soruyor: Dün nasıl hissetmiş olabilirim?

*
KONU Hüseyin’in de devrim olarak nitelediği Barzani’nin Diyarbakır ziyaretine geliyor. “BDP o ziyarette size karşı mesafeliydi ama” diyorum. Bunun sadece 1’nci gün böyle olduğunu, 2’nci gün görüştüklerini vurguluyor. Ve “İlişkilerimiz gelişiyor” diye ekliyor. Eski KBY Başbakanı Berham Salih’e aynı soruyu sorduğumda “BDP ile aramız kötü değil” demekle yetindiği için, Hüseyin’in yanıtı beni tam ikna etmiyor.

Peki ya Öcalan-Barzani ilişkisi? Aralarında bazı konularda görüş ayrılığı olsa da, anlaşmazlık olamayacağını söylüyor. Bölge Kürtlerinin birleşmekten başka çareleri olmadığını vurgulayarak. Öyleyse Leyla Zana’nın iki lider arasında taşıdığı mektuplar bu görüş ayrılıklarını gidermeye mi yönelik? Kuzey Suriye, Ulusal Kürt Konferansı gibi iki liderin ayrıştığı konular yokmuş mektupta. Öcalan sadece Kürtlerin barış için birleşmelerini istediğini dile getirmiş. Ve gururla ekliyor: “Bu, Öcalan’ın yazdığı ilk Kürtçe mektuptur.”

Türkiye’deki barış sürecini ise trene benzetiyor: “İlk duraktan çoktan çıktı tren; ara duraklarda durabilir ya da bazen yavaşlayabilir, ancak trenler asla geri dönmez.”

Ankara-Erbil ilişkilerini de geri dönülemez görüyor.

*
KONUŞTUĞUM tüm üst düzey Kürt politikacılardan çıkardığım sonuç şu: Kürtler hem kendi aralarındaki, hem de Bağdat dâhil diğer güçlerle aralarındaki, çıkarlarına zarar veren tüm sorunları çözmeye baş koymuşlar. “Kürtlerin zamanı”nın sonunda geldiğine inanıyorlar. Ve bunun önündeki tüm engelleri yıkmaya da hazırlar.

Mutabık kaldıkları bir diğer nokta ise, Irak’ın artık federatif olması ve Bağdat’la ilişkilerini bir an evvel yoluna koymaları gerektiği. Arkası yarın.

Verda Özer - Hurriyet

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.