ROJAVA NEDİR, NE DEĞİLDİR, ORADA NELER OLUYOR?
Rojava; Dêrik'ten Efrîn'e kadar yaklaşık 700 kilometrelik Kuzey Kürdistan'ın hemen öte tarafındaki coğrafya parçası. Amed Dicle yazdı.
08 Ağustos 2013 Perşembe 13:46
Rojava; Yani Kürtlerin "Batı Kürdistan'ı".
Dêrik'ten Efrîn'e kadar yaklaşık 700 kilometrelik Kuzey Kürdistan'ın hemen öte tarafındaki coğrafya parçası.
Kuzey Kürdistanlı Kürtlerin tren yolunun karşı yakasında yaşayan akrabaları...
ROJAVA ÜÇ BÖLGEDEN OLUŞUR
1- Cizîrê Bölgesi
Bu bölge Dêrika Hemko Tirbespiyê, Girkê Legê, Amudê, Dirbêsiyê, Serêkaniyê ve Hesekê kentlerinde oluşuyor. Bölgenin şu an dörtte üçü Kürt yönetiminin denetiminde. Tüm kent merkezlerinde sivil ve askeri kurumlaşmalar bütünüyle son bir yıllık süre içerisinde ve önceki hazırlıklar ekseninde sağlanmış durumda. Bölgenin nufusu 2 milyon civarındadır.
2- Kobanê Bölgesi
Bölgenin Kuzey Kürdistan'daki karşılığı Suruç ovasıdır. Suruç merkezi Kobanê'ye 10-15 km mesafede bulunuyor. Köyler hemen karşı karşıya. Kobanê bölgesinde Til Ebyad, Eyn İsa, Menbec ve Cerablüs bulunuyor. Bölgede 500 binden fazla Kürt yaşıyor. Kent merkezi ve köylerin önemli bir kısmı Kürtlerin denetiminde.
3- Efrîn Bölgesi
Bölgenin Nüfusu 500 bin civarında ancak Suriye'nin diğer kentlerinde yaşanan son göçlerle birlikte nüfusu şuan ikiye katlanmış durumda. Nüfusun önemli bir kısmının Êzaz, Cebel Seman ve İdlip'te yaşadığı Efrîn bölgesi tamamen Kürtlerin denetiminde.
Rojava'daki bu üç Kürt bölgesi, şu anki mevcut durumda coğrafik olarak birbirinden koparılmış durumda. Ancak bu durum siyasal yapıların organik ilişkilerini engelleyemiyor. Siyasal Kürt parti ve örgütleri Rojava'nın her üç parçasında da örgütlü. Rojava devriminden sonra oluşan kurumlar aynı koordinasyon bünyesinde çalışıyor. Aynı zamanda Halk Savunma Güçleri-YPG de, her üç bölgede askeri kurumlaşmasını sağlamış ve kontrolü ele almış durumda.
RİMELAN, PETROL AÇISINDAN KERKÜK İLE AYNI POTANSİYELE SAHİP
Nüfus yoğunluğu ve zenginlik kaynakları itibariyle Cizîrê, Rojava'nın en önemli bölgesi ve kalbi.
Cizîrê her açıdan Rojava demek. Bölgedeki tüm kentler Suriye'deki idari düzenlenmeye göre Hesekê vilayetine bağlı. Cizîrê'nin Rimelan bölgesindeki petrol, tüm Suriye'deki petrolden daha fazladır. Neredeyse Kerkük'le aynı potansiyele sahip.
Yanı sıra, Cizîrê bölgesi Suriye'nin tüm ziraatı demektir.
AMAÇ TÜM CİZÎRÊ’Yİ KUŞATMAK
İşte Kasım ayından itibaren başlayan ve 16 Temmuz'da yeni bir ivme kazanan saldırıların en temel amaçlarından birisi de bu. Plana göre; Serêkaniyê düşürülecek, Hesekê güzergahından güney hattı üzerinde Rimelan'dan Dêrik bölgesine kadar tüm Cizîrê kuşatılacaktı. Çünkü Serêkaniyê, Cizîrê bölgesinin Kobanê güzergahına giden son durağı. Aralarında sadece Til Ebyad bölgesi bulunuyor.
Ancak plan tutmadı. Tüm girişim ve denemeler boşa çıktı. Mevcut durumda Serekaniye tümüyle Kürt güçlerinin eline geçti. Temmuz ortalarında Til Ebyad'a ve aynı zamanda Tıl Koçer bölgesine saldırılar başladı. Tıl Koçer'e saldırının hedefi hiç şüphesiz petrol bölgesi Rimelan, Til Ebyad'a saldırının amacı ise Kobanê'yi kuşatmaktı.
Amaç; bir kaç noktadan aynı anda saldırmak ve Kürtlerin gücünü ve dikkatini dağıtmaktı. Bu olmayınca B planı devreye girdi ve Kobanê bölgesine yönelik saldırılar başladı.
NEDEN KOBANÊ?
Serêkaniyê Kürt güçlerinin eline geçince, Nusra'nın elinde sadece Cizîrê ile Kobanê arasındaki Til Ebyad kaldı.
Til Ebyad ve Serêkaniyê arasındaki 60-70 km'lik coğrafyada, Baas partisinin Kürtleri bölme stratejisi olan Arap Kemeri politikasıyla Rojava'ya yerleştirilen Arapların yaşadığı Arap köyleri bulunuyor.
Til Ebyad ve Kobanê arasındaki yine bir o kadar mesafede ise Kürt köyleri bulunuyor.
Nusra ve diğer ÖSO gruplarının amacı; Til Ebyad bölgesinde tam kontrolü sağlayarak Cizîrê ile Kobanê arasındaki ilişkiyi tümden koparmak. Bu aynı zamanda Efrîn'in de diğer parçalardan koparılması demektir. Zira Efrîn Kobanê'nin de batısındadır.
Bilindiği gibi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Temmuz 1979'da Suruç'tan Kobanê'ye geçerek Orta doğuya açıldı ve orada tanışmadığı aile neredeyse hiç yok.
PKK'nin yaşamını yitiren ilk Rojavalı gerillası da Kobanê'dendir. Kobanê'nin böylesi tarihsel bir önemi var Kürtler için..
Yine aynı öneme dayanarak, Rojava Devrimi 19 Temmuz 2012'de Kobanê'de başladı.
Bölgenin doğu yakası Til Ebyad ,batı yakası ise Fırat nehrinin kıyılarıdır. Bu bölgeden su ve elektrik temin ediliyor. Kürtlerin günlük ihtiyacını karşılayan böylesi bir öneme sahip olan bu bölgeye, Til Ebyad saldırılarından hemen sonra batı tarafından yani Fırat nehri civarındaki Kürt köylerinin olduğu bölgeden de eş zamanlı saldırı başlatıldı.
KİMLER NE İÇİN SALDIRIYOR?
Amaç nedir?
Amaç elbetteki Rojava devrimini boğmak.
Rojava tümüyle ele geçirilemezse bile Kobanê'de yaptıkları gibi parçalamaya çalışmak. Kobanê'yi kuşatmak hiç bir açıdan mümkün değil. Bunu saldıran gruplar da biliyor. Ancak bu olmasa bile diğer parçalardan koparılması bile Kürtler için siyasi ve askeri olarak bir zaafiyet olabilir diye düşünülüyor.
El Kaide'ye bağlı gruplar, bundan bir süre önce kendilerince bir harita çıkardılar ve Dêra Zor'dan Rojava'nın iç bölgelerine kadar tutun da, oradan Kobanê'ye kadar bir "İslam devleti" kuracaklarını açıkladılar. Bu sözde İslam Devletinin başkenti de Kobanê olacaktı. Ve 15-16-17 Temmuz'da İstanbul'da gerçekleştirilen toplantıda alınan karara göre bu devletin hükümeti de Ramazan bayramında ilan edilecekti.
Ancak Serêkaniyê'nin düşmesinden sonra bu planı 15-16 Ağustos'a ertelediler.
TÜRKİYE'DE ALINAN ÖZGÜR SURİYE ORDUSU - EL-KAİDE İTTİFAKI KARARI
İstanbul'da yapılan toplantıdan sonra 26 Temmuz'da Antep'te bir toplantı daha yapıldı. Rojava'ya yönelik katliamlara dönüşen saldırıların planlanması için bu toplantı tarihi önemdedir. Çünkü aynı günlerde PYD Eş başkanı Salih Müslim ve Türk yetkililer arasında İstanbul'da bir dizi görüşme yapılmış, Türk hükümetinin Rojava politikasını değiştirdiğine dair bir izlenim oluşturulmak istenmişti.
Bir diğer önemi ise Özgür Suriye Ordusuna bağlı grupların da bu toplantıdan sonra El-Kaideci gruplarla birlikte Kürtlere saldırı kararı almasıdır. Özellikle merkezi Türkiye'de bulunan Müslüman kardeşlerin Suriye uzantısı Liwa-i Tewhid ile El-Kaide menşeili gruplar, Rojava'da Kürtlere karşı tam bir koordinasyon ve birliktelik kararı alındı..
Burada görüldüğü üzere Türkiye; bir yandan Kürtlerle görüşürken bir yandan da Rojava devrimine yönelik saldırı planını oluşturup, “Kim kazanırsa kazansın Türkiye kazanmıştır" gibi ucuz bir politika belirledi.
Bu saldırı silsilesinin en tehlikeli ve en derin amacı ise Kürt-Arap savaşı çıkartmak. Suriye ve özellikle Rojava'da yeni bir Irak yaratılmak isteniyor. Kürt hareketinin 3. çizgi olarak tanımladığı tüm etnik, mezhep ve inançların eşitçe yaşayabileceği 'yeni Suriye' projesine ölümcül bir darbe vurulmak isteniyor.
Ne yazık ki, Til Ebiyad ve Cizire bölgesinde bazı aşiretler bu oyuna geldiler. Özellikle bu hatta, Irak sınırı ve içerisine kadar yaşayan Şemmer aşireti bu konseptin pratik gücü oldu. Ayrıntı gibi gelebilecek bir bilgi ise Suriye ulusal koalisyonu yeni başkanı Ehmed Asi El Cerba'nın bu aşiretten olmasıdır. Zira aynı aşiretin 1945'ten bu yana hakim güçlere dayanarak Kürtlere yaptığı baskılar ayrıca irdelenmelidir. Yani Türkiye ve uluslararası güçlerin Esat'a alternatif olarak gösterdikleri kişi Kürtleri tarihsel düşman olarak gören biridir. Nitekim yardımcısı Salem El Muslit daha bir hafta önce El Cezire'de aynen şöyle dedi; “Kundaktaki tek bebeğimiz kalıncaya kadar Kürtler burada hak sahibi olmayacak!”
Bu olumsuz örneklerin yanısıra; Gırkê Legê'de Kürtlerle birlikte hareket eden, Cerablüs'ta Nusra'ya karşı YPG'nin yanında savaşan Arap köyleri ve aşiretler vardır. Kürt hareketinin en fazla özenli yaklaştığı nokta ise tam olarak budur.
ULUSLARARASI GÜÇLERİN YAKLAŞIMI
Aslında meselenin özünü teşkil esas eden nokta budur. Dikkat ederseniz El-Kaide'yi terör örgütü ve baş düşmanı gibi gören ABD, hala Til Êran katliamını kınamadı. Hatta El-Nusra'nın Lazkiye'de Alevi köylerinde yaptığı katliamı dışişleri bakanlığı sözcüsü dolaylı olarak destekledi.
Rusya ise bu konuda tavır belirledi ve kınadı. Hatta Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Rojava'da Kürtlere uygulanan katliamlar konusunda BM'yi göreve çağırarak, Kürtlere karşı uygulanan terörü kayıtsız şartsız kınamasını istedi. Aynı Rusya Esad rejiminin bir süre önce Halep'teki Kürt mahallelerinde yaptığı katliamı da görmezden geldi.
Son tahlilde, şu an Esad yönetimi gitsin diye sivillerin katledilmesine batı güçleri göz yumuyor ve destek sunuyor.
Çünkü Cenevre toplantısında zayıf bir Kürt hareketi, zayıf ve sicili bozulmuş Suriye muhalefeti, takatten düşmüş Esad rejimi, Türkiye gibi taraflı Suriye komşuları ve güçlü ve 'barışçıl' bir Batı-ABD-NATO gücü olsun isteniyor.
Fakat Rojava'da tüm bu ulusal ve uluslararası hesaplar ve stratejileri boşa çıkaran örgütlü ve direngen bir topluluk olan Kürtler, tüm dünyayı her geçen gün şaşırtmaya ve ülkelerini en küçük zerresine kadar özgürleşmeye devam ediyor...
Amed Dicle - ANF
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.